Mustafa CANAN
Saldırı, İftira ve Kaçmak Miadını Doldurmuştur
Allah’ın adıyla… Kutlu bir atmosferi, mübarek bir zaman dilimini daha geride bıraktık. Rabbim o atmosferin ve mübarek zaman diliminin bereket, güzellik ve maneviyatını diğer zamanlarda da ümmete nasip etsin. Tekrardan tüm Müslümanların geçmiş bayramları da mübarek olsun.
Şimdi gelelim mevzumuza. Malum Ramazan bayramından yeni çıktık. Bayram vesilesiyle memleketteydim. Bu münasebetle bire bir şahit olduklarımı sizinle paylaşıyorum.
Mevzu, Hür Dava Partisi’nin (Hüda Par) bir il başkanlığının bayramlaşma ziyaretleriyle ilgili. Siyasi partilerden Ak Parti, Saadet Partisi ve BDP’den bayramlaşma ziyareti için randevu alınmak istendi. Bu partilerden Ak Parti İl Başkanlığı “dışarıyla bayramlaşmamız yoktur” şeklindeki bir açıklamayla Hüda Par İl Başkanlığı’na randevu vermedi. BDP ise Huda Par İl Başkanlığı’nın ziyaret heyetine “bayramın ikinci gününde istediğiniz zaman gelebilirsiniz, biz oradayız” diyerek bayramlaşma ziyareti için randevu verdi.
Yine aynı şekilde Saadet Partisi İl Başkanlığı da bayramlaşma ziyareti için randevu verdi. Ak Parti’nin diğer siyasi partilere bayramlaşma ziyaretinde bulunmaması ve bayramlaşma ziyareti için randevu vermemesi eleştirilse de buraya kadar normaldir. Mesele buradan sonra başlıyor. Saadet Partisi İl Başkanlığı’na bayram ziyareti yapılarak karşılıklı iyi niyet temennilerinde bulunuldu. Fakat BDP’ye bayram ziyaretinde bulunulamadı.
Neden mi? Nedeni şu: BDP, “bayramın ikinci günü, gün boyu oradayız, sizi bekliyoruz” diyerek bayramlaşma ziyareti için randevu vermesine rağmen verdiği randevuya sadık kalmamış, misafirlerini kabul etme, ağırlama erdemliliğini göstermemişti. Hüda Par İl Başkanlığı ziyaret heyeti, BDP’yi telefonla arayarak “hani gün boyu burada olacaktınız, bayramlaşmaya geldik, bir çocuk bırakmışsınız buraya” demeleri üzerine BDP tarafı “merkez ilçede işlerimiz var, saat 13.30 gibi geleceğiz, geldiğimizde gerekirse biz sizi ziyaret edeceğiz” cevabını vermişlerdi. Fakat maalesef, “saat 13.30” meselesinin üzerinden saatler geçmesine rağmen BDP’den ne bir nezaket ziyareti yapılmış, ne de nezaket göstergesi olarak bir telefon açılmıştı.
Durum bundan ibaret…
Siyaset, fikir, ideoloji her şey bir yana bundan anladığımız şey, en başta bayram olmak üzere erdem, misafirperverlik, nezaket, verilen sözde durmak gibi değerlerimizden uzaklaşmış olduğumuzdur. Partiler, politikalar, yollar, metotlar farklı olabilir. Fakat insani ve İslami değerlerin hepimiz için önem arz ettiğini, arz etmesi gerektiğini unutmamamız gerekir. Müslüman olmayanlarla, farklı inançlara mensup olanlarla ortak noktamız insaniyettir. Müslümanlarla ortak noktamız da hem insaniyet hem de İslamiyet’tir. İnsaniyet ve İslamiyet’ten ödün veremeyiz, vermemeliyiz. İnsaniyet ve İslamiyet’ten taviz verdikçe, bizi biz yapan değerlerimize sırtımızı döndükçe birbirimizden uzaklaşır, birbirimize yabancılaşırız.
Bizimse birbirimizden uzaklaşmaya, birbirimize yabancılaşmaya değil, birbirimize yakınlaşmaya, ortak noktalarda bir araya gelmeye, aradaki buzları eritmeye ihtiyacımız vardır. İftira atmak, saldırmak, tahammül göstermemek, yok saymak bir yana birbirimizden kaçmak, uzaklaşmak, birbirimizle karşılaşmaktan korkmak bile miadını doldurdu. Hem unutulmamalıdır ki fikirlerini savunamayanlar, fikirlerine güvenmeyenler, fikirde iflas edenler ancak ve ancak tahammülsüzlük, saldırı, iftira, yok sayma ve kaçmaya başvururlar.
Böyle olmadığını iddia edenlerin bir an önce saldırı dilinin önüne geçmeleri, iftira ve dedikoduları sonlandırmaları, başka fikirde olanlara saygı duymanın erdem olduğu bilincini yaymaları elzemdir.
Evet, zaman, insanların birbirini anlamaya çalışmasının, birbiriyle yaşamayı öğrenmesinin, hakaret ve saldırı olmadığı müddetçe birbirinin fikirlerine saygı göstermesinin zamanıdır. İlkeli olmanın, doğru davranmanın, düşmanına bile yamuk yapmamanın vaktidir zaman.
Nezaket, hoşgörü, incelik, erdem, insanlık ve İslamiyet misyonunu üstlenip hayat felsefesi haline getirdiklerinden dolayı bedel ödeyenler her zaman olmuştur ve vardır. Asıl mesele, bu şekilde davranmayanların kendilerine dönüp bir nezaket örneği olarak ortak noktalar ve değerler üzerinden uzatılan elleri boş çevirmemeleridir. Mesele toplumun huzuru, refahı, sükûneti, barışı ve değerleridir. Bunlar olmazsa kimse kimseye muhtaç değildir. İnsaniyet ve İslamiyet ortak paydasında bir araya gelenlere ne mutlu! Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.