İslam’da komşuluğun çok önemli olduğunu belirten Ortadoğu Halklarının Birliğini Koruma, Kalkındırma ve Strateji Araştırmalar Merkezi (OHAK-DER) Başkanı M. Burhan Hedbi, günümüzde birçok problemin kaynağı Allah ve Resulünün bizlere tavsiye ettiği bir komşuluk anlayışının olmadığından kaynaklandığını söyledi.

Hedbi, “Komşu deyiminin kapsamı ile ilgili olarak Hz. Ali (r.a) çevrede ‘sesi işitilenlerin’ komşu olduğu görüşündedir. Hz. Aişe (r.a) da her taraftan kırk evin komşu olduğunu ve bunların komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiştir. Komşuluk İslam’da çok önemli bir yer tutar. Hatta iman ve cennete girme veya girmeme konularıyla da bağlantılıdır. Şöyle ki; sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir keresinde;

-Vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz diye buyurunca, Sahâbîler: Kim iman etmiş olmaz, ya Resûlallah? diye sordular. Allah Resulü, yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse! diye buyurdu.

Bir başka hadiste de; Efendimiz (s.a.s); ‘Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse cennete giremez’ demiştir. Bunlar çok önemli ve dikkate alınması gereken iki hadisi şeriftir. Ayrıca, komşu tabiri, hiç bir ayırım yapılmadan, Müslüman-kâfir, âbid-fâsık, dost-düşman, yerli-misafir, iyi-kötü, yakın-uzak bütün komşuları içine alır.” dedi.

Modern anlamda da komşu olan devletler, birbirinden aynı derecede sorumlu tutulabileceğini dile getiren Hedbi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ra’d suresinin 4. ayetinde ‘Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları vardır’ ayeti bizlere komşuluğun bir başka versiyonunu anımsatmaktadır. Şayet İslam’ın ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir ve Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse cennete giremez’ hadislerini devletler bazındaki komşuluk anlayışına da uygulayabilirsek dünya barışına ne denli fayda sağlayacağını düşünelim.”  (M. Salih Keskin – İLKHA)