'Kürtlerin doğuda gördüğü zulmü biz diğer yerlerde gördük'
Başbakan Erdoğan: Kürtlerin zamanında doğuda gördüğü zulmü biz de batıda, kuzeyde, güneyde gördük. Çünkü zalim aynıydı, sadece tonu farklıydı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sandıktan netice alamayanların, başka yollara başvurarak milletin huzurunu kaçırmaması gerektiğini belirterek, "Burası ne Mısır'dır, ne Suriye'dir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Adıyaman'da havalimanı ve yapımı tamamlanan tesislerin ortak açılış töreninde konuşuyor.Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
"Bir kirli el maalesef anamuhalefet partisi milletvekillerini maşa olarak kullanıp, Türkiye'de huzursuzluk çıkarmak istiyor"
"Kahramanmaraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi Mahallesinin o derin acılarını o büyük acılarını bize tekrar yaşatmak isteyenlerin tuzaklarını tek tek bozmak zorundayız"
"Doğu'nun, Güneydoğu'nun kanı üzerinden uyuşturucu ticareti yapanlar, rant devşirenler, tuzaklarda maşa olanlar bunun altında ezilirler, bunun hesabını veremezler"
"Bu 780 bin metrekarede ikinci bir devleti isteyenler kusura bakmasınlar, onlar kendilerine nerede devlet buluyorsa buyursunlar oraya gitsinler"
"Türkiye’de elinde güç olanın millete dayatma yapma devri artık kapanmıştır. Halka rağmen iktidar mümkün değildir. Milletin isteklerine taleplerine beklentilerine kulak tıkamak, sırt dönme zamanları asla geri gelmemek üzere geçmişte kalmıştır.
Türkiye’de ret, inkar, asimilasyon politikaları da artık ayaklarımızın altındadır. O devir de kapanmıştır. Bu topraklar üzerinde her ne yaşandıysa hep birlikte yaşadık. Bu topraklarda acıyı birlikte yaşadık, hüznü kederi birlikte yaşadık. Öyle dönemler oldu ki, siz kendi anadilinizde kendi annenizle telefonda bile konuşamadınız. Kendi şarkılarınızı türkülerinizi dahi gizli gizli dinlemek zorunda kaldık.
Siz burada ne yaşadıysanız, farklı şekilde biz de batıda, kuzeyde güneyde bunları yaşadık. Zulmün biçimi, rengi tonu değişikti ama zalim aynıydı, zulüm aynıydı. 3 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte biz bu zulme, bu ayrımcılığa, inkar ve asimilasyon teşebbüslerine sizin verdiğiniz yetkiyle son verdik.
Bizi ayırmaya çalışanlara prim vermedik, vermeyeceğiz. Ben Türk’ü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürt’ü Kürt, Arap’ı Arap olduğu için sevmiyorum, bizi yaratan Allah onları da yarattığı için sevmiyorum. Biz kardeşliğimizi güçlü tuttuğumuz sürece inanın bizi kimse yıkamaz, yıkamayacaklar da."
Provokatörlerin tuzağına düşmeyeceğiz
Daha güzel bir Adıyaman’ı birlikte inşa edeceğiz. Kardeşlik hukuku içinde bunları çözüme kavuşturacağız. İpini Türkiye düşmanlarının tutuğu provokatörlerin tuzaklarına düşmeyeceğiz.
Türkiye genelindeki tüm alevi kardeşlerime özellikle sesleniyoruz. Ana muhalefetin bizzat içinde olduğu kirli bir senaryo sergilenmek isteniyor. Sokaklar yangın yerine çevrilmek isteniyor. Her türlü tahrikler yapılıyor. Kirli bir el ana muhalefet partisini maşa olarak kullanıp huzursuzluk çıkarmaya çalışılıyor. CHP tarihinde acaba kaç tane cem evi açılmıştır. CHP ile mukayese edilmeyecek destekleri biz verdik.
Dersim’in hesabını veremedi bu CHP. Şimdi kalkıyorlar ülkemi karıştırmak için maalesef bütün vilayetlerimizde huzursuzluk çıkarmaya çalışıyorlar.
Çözüm süreci
Bizi parçalamak isteyenlere karşı hep ne dedik? ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dedik. Bu 780 bin metrekarede 2. Bir devleti isteyenler kuısura bakmasınlar, kuracakalrsa başka yerlerde kursunlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, bitti. Türküyle, Kürdüyle, Gürcüsüyle, Çerkesiyle birleşiyoruz. Türk de Kürt’e saygı duyacak, Kürt de Türk’e saygı duyacak.
Bu huzuru bozan tarihi bir vebalin altında kalır. Doğunun Güneydoğu gençlerinin kanı üzerinden uyuşturucu ticareti yapanlar bunun hesabını veremezler. Bu huzur ortamına sizler sahip çıkacaksınız.
'Kılıçdaroğlu sevsinler seni'
Suriye’de yaklaşık bilinen 110 bin insan öldürüldü. Bir diktatör var orada. Bu diktatör, babasını varisi. Çünkü babası da geçmişte aynı katliamı 30 bin civarında yapmıştı. Bu babasını egçti. Şu anda 110 bin bilinen var 200 bin de bilinmeyen var. Fakat dünya ne diyor. Kimyasal silahlarla bin 700 kişi öldürüldü diyor. Biz de diyoruz ki, konu kimyasal silahlar mı? Kitlesel imha silahlarını nereye koyuyorsunuz? Onu niye gündeme almıyorsunuz? Bin 700 kişi kimyasal silahlarla öldürüldü, 100 bin kişi kitle imha silahlarıyla öldürüldü. Bunları neden bir tarafa koyuyorsunuz? Hani dünyanın sesi? BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri hala kararını veremedi. İpe un seriliyor. Yok şurada şu toplantı burada bu toplantı. Gücü olanlar, burada adımını atmıyorlar. Türkiye’nin anamuhalefet Genel Başkanı çıkıyor, ‘Savaşa hayır’ mitingleri yapacakmış. Sevsinler seni .Sen Çanakkale’de savaşa hayır diyebildin mi, Haçlı zihniyetine karşı hayır diyebildin mi?
O gün bizim yanımızda kimler vardı, Suriye’den Bosna’dan, dünyanın değişik yerlerinden Müslüman kardeşlerimiz vardı. Türkiye’de bizim Müslüman kardeşlerimiz öldürülüyorlar diye geldiler. Hatta dünyanın diğer ucundan aldatılarak gelenler vardı. Burada savaş esnasında ezan sesini duyunca kandırıldıklarını anladılar ve hemen saflardan koptular. Bu birlik böyle bir birlikti. Şu anda Türkiye’nin tek ses olması gerekir, birlik olması gerekir, beraber olması gerekir. Burada yüz binlerce insanı öldüren, 7 milyon vatandaşını göçmen hale getiren bir diktatöre karşı birliktelik yapanlar bu zulme ortak oluyorlar.
Mısır’da da demokrasi, askeri darbeyleyıkılmıştır. Bu darbeyi yapanların yanında olamayız ve biz, Suriye halkının da Mısır halkının da yanındayız. Onlar bizim kardeşlerimiz ama zalimlerin yanında değiliz, darbecilerin yanında değiliz. Bugüne kadar bunları nasıl söylediysek bundan sonra da söyleyeceğiz. Dik duracağız, Hakk’ın yanında olacağız, halkın yanında olacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.