Mehmet ŞENLİK
Mal İle Cihad
Mal ile cihat, diğer bütün cihat çeşitlerinin vazgeçilmez şartıdır. Mal ile cihat olmazsa diğer cihat türlerini devam ettirmek de güçleşir. Mesela ilimle cihadın yerine getirilebilmesi için gerekli olan mekân ve öğretim araçlarının temini, lisan ile cihat için lazım olan unsurların sağlanması, savaşla cihatta gereken donanımların elde edilmesi hep mal ve maddi imkânlarla gerçekleşebilecek şeylerdir. Mal olmadan cihadın pek çok türü yüz üstü kalır. Bu itibarla, birçok ayeti kerimede mal ile cihat, bedenle yapılan cihatla birlikte zikredilmiştir.
Allah (c.c), diğer iyiliklere karşılık bire on ecir vaat ederken Allah yolunda cihad ederek mallarını sarf edenlere en az bire yedi yüz ecir vaat buyurmuştur:
“Mallarını Allah yolunda harcayanların misali, (tohum olarak yere atılan) bir daneye benzer ki, ondan yedi başak sümbüllenir; her bir başakta yüz dane bulunur (ki bunların toplamı yedi yüzdür). İşte Allah, dilediği kimseye, yaptığı iyiliğin karşılığını böyle kat kat verir.” (Bakara, 261)
Şu ayeti kerimeler de insanı acıklı azaptan kurtaracak çarenin canla, malla Allah yolunda cihat etmek olduğunu açıklıyor:
“Ey iman edenler! Pek acıklı bir azaptan kurtaracak bir yolu size göstereyim mi? Allah’a ve Resulüne iman eder, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla cihat edersiniz. Eğer bilseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” (Saf, 10-11).
“Fakat peygamber ve onunla birlikte olan müminler, mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar bunlarındır. Murada erenler de işte onlardır. Allah onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. İşte en büyük kurtuluş budur.” (Tevbe: 88-89)
Kur’an-ı Kerim, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenleri bu şekilde müjdelerken ondan kaçınıp geri kalan kimseleri ise kınamakta ve tehdit etmektedir.
“(Ey peygamber!) Kınamaya yol, ancak zengin oldukları halde Cihaddan geri kalmak için senden izin isteyenleredir. Bunlar geri kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler. Allah da kalplerini mühürledi. Onlar artık başlarına gelecek azabı bilmezler.” (Tevbe, 93)
Dünyada insan için kıymetli şeyler vardır. Bunların en önde geleni can ve maldır. Onun için, “mal canın yongasıdır” demişlerdir. Mü’minler, dünyada bunların her ikisini feda ederek Allah için mücadele meydanlarına atılırlar. Zira canı da malı da veren Allah’tır. Bunları veren Allah, yine büyük bir mükâfat karşılığında insandan geri istiyor.
Şüphesiz ki, yaşamak, günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak için malın, paranın önemli bir yeri vardır. Pek çok şeyi yerine getirebilmek için maddi varlığa ihtiyaç vardır. Mesela zekât verebilmek, hacca gidebilmek, kurban kesebilmek, fakirleri sevindirebilmek, aile efradımızı geçindirebilmek için çalışmak gerekir, bazı ibadetleri yerine getirebilmek için zenginlik şartı aranmıştır.
Ancak bütün bunların yanında “paragöz” de olmamak gerekir. Para her şey demek değildir; “Para her şeyi yapar” diyen kişi, para için her şeyi yapabilir. Yaşamak ve bir takım amaçları gerçekleştirmek için para iyi bir araçtır. Gerektiği zaman harcanır, kutlu değerlere feda edilir. Paradan, maldan daha değerli, daha kutlu şeyler vardır, ne çare ki, onları almak, onlara sahip olmak ve onlara ulaşmak için de para gerekiyor, onsuz işler yürümüyor.
Hz. Ali (k.v), ne güzel söylemiştir: “Ey para, doğrusu öf sana, öyle bir şeysin ki, insanın elinden çıkmadıkça bir faydan dokunmuyor.”
Öyleyse malı nasıl kullanacağımızı, nerde harcayacağımızı iyi tespit etmeliyiz. Bacon’un dediği gibi “Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.” Mümin kişi onu efendi değil uşak edinmeli, ona hizmet eden değil, onu kendi hizmetinde ve Allah yolunda kullanmalıdır.
Eskiden bir gazete köşesinde: Ölen Bir Zengine Mektup; diye bir fıkra okumuştum orada şunlar anlatılıyordu: “Rahmetli artıyı sever, eksiyi hiç sevmezdi. Çarpmaya çok iyi kafası çalışır, bölmeyi bilmezdi. Ama ölünce çocukları bu işlemleri çok iyi gerçekleştirdi.”
“Ey paralar, paralar; Dostu düşmanı yaralar, Sade can olsa gam değil, Aziz dini paralar.”
İnsanların Altın’ı ölçmek için bir mihenk taşı vardır, insanları ölçen da altındır, paradır.
“İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlar da vardır.”
“Servetin batırdığı insan sayısı kurtardığından az değildir.”
Unutmayalım ki para, sahibinin nefsaniyetine hizmet ederse felakettir; ruhaniyetine hizmet ederse saadettir, rahmet vesilesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.