Mardin’de ‘Kutü’l Amare’ sempozyumu düzenlendi

Mardin’de ‘Kutü’l Amare’ sempozyumu düzenlendi

Kutü’l Amare Zaferi’nin 100. yılı nedeniyle Mardin’de “1.Dünya Savaşı’nda Irak Cephesi Uluslararası Sempozyumu” düzenlendi.

Osmanlı askerlerinin, İngiliz birliklerini büyük bir yenilgiye uğrattığı Kutü’l Amare Zaferi, 100. yılında düzenlenen uluslararası sempozyumla kutlandı. Bağcılar Belediyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlüğü, Kutü’l Amare Zaferi’nin 100. yılı nedeniyle ortak düzenledikleri “1.Dünya Savaşı’nda Irak Cephesi Uluslararası Sempozyumu” başladı.

Mardin Artuklu Üniversitesi Vali Kılıçlar Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Türkiye, İran, Irak, Mısır ve Almanya olmak üzere 5 ülkeden toplam 33 akademisyen, tarihçi ve uzman katıldı.

İki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmasını Mardin Vali Vekili Tolga Kamil Ersöz, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça yaptı.

“Bu tarihin bir cilvesidir”

Kutü’l Amare Zaferi’nin Çanakkale zaferi ruhuyla kazanıldığına değinen Mardin Vali Vekili Tolga Kamil Ersöz; “Mezopotamya’ya hâkim olmak isteyen güçlerin yenildiği bir savaşın sonuçlarının 100 yıl sonra tekrar Mezopotamya’da konuşuluyor olması hiç şüphesiz tarihin bir cilvesidir. Tarihimiz baş döndüren zaferlerle doludur, Kutu’l Amare de bu zaferlerden biridir. Çanakkale zaferinden sonra, o ruhla kazanılan bir zafer olması da Kutu’l Amare’yi ayrı bir yere koyuyor. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi coğrafyanın her yerinden sancak yere düşmesin diye yekvücut olan kahramanlar bu vatanın ‘vatan’ olmasını sağladılar.” dedi.

“Çanakkale zaferi gibi haklı bir gururumuzdur”

Tarihin sadece geçmişteki başarıların yüceltildiği bir bilim dalı olmaması gerektiğine değinen Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Dünya tarihine baktığımız vakit, milletlerin sürekli birbirilerini coğrafyadan coğrafyaya sürdüklerini görürüz. Tarih, geçmişteki başarıların yüceltildiği, yenilgilerin yok sayıldığı bir bilim olmamalıdır. Tarih, milletlerin ve toplulukların bugünlerini anlamalarını sağlayan ve geleceklerini inşa etmede katkı sağlayacak önemli bir miras olmalıdır. Türk Tarihine, Moğolistan işgalinden başlayıp Batı Avrupa’ya, Rusya işgalinden Orta Afrika’ya, Hindistan’a kadar uzanan coğrafyada yaşanmış pek çok zafer ve bazen de yenilgiyi yazar. Yüzüncü yılında unuttuğumuz Kutü’l Amare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunun zor şartlar ve büyük imkânsızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve İngiliz Tümeni’nin bütün personeliyle birlikte esir alındığı önemli bir zaferimizdir. TBMM ve MEB uzun bir aradan sonra tekrar Kutü’l Amare zaferinin yüzüncü yıldönümü etkinlikleri kapsamında bir akım etkinliklerin düzenlenmesini kararlaştırdı ve bu karar ile ilgili bir genelge yayınlamıştır. 29 Nisan Kutü’l Amare bir zaferin kutlamasıdır. Çanakkale zaferi gibi haklı bir gururumuzdur. Bu kutlamayı farklı anlamlara çekmek milletimize yapılan bir haksızlık olduğu gibi şehit ve gazilerimize karşı da büyük bir saygısızlıktır. Tıpkı Çanakkale’de milli mücadeleye sahip çıktığımız gibi Kutu’l Amare zaferimize de sahip çıkmak istedik.” diye konuştu.

“Müslümanlar sınır ötesinde hayır kurumları açtı”

Müslümanların sınır ötesine çıktıkları zaman yaptıkları ilk işin hayır kurumları açmak olduğunu dile getiren Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, “Müslümanlar, Medine’den çıktıkları ilk günden Kutü’l Amare Savaşı’nın olduğu güne kadar ve günümüze kadar sınır ötesine gittikleri zaman, orada yaptıkları ilk iş medrese açmak, camii inşa etmek, köprü yapmak, hayır ve hasenat için her türlü hayır kurumunu gerçekleştirmektir. Müslümanlar bunları Kuzey Afrika’da başlayarak Endülüs’e, Balkanlara ve Kafkasya’ya bunları götürmüş ve ilmi bilgilerle dünyanın aydınlatılması gerektiğine inandıklarından dolayı ilmi Medine’den, Bağdat’tan, Şam’dan ve Kahire’den taşımak suretiyle Kuzey Afrika’ya ve Endülüs’e; İstanbul’dan ise Balkanlarla beraber Kafkasya’ya ilmi taşımak üzere gitmişlerdir.” dedi.

“Kut’ül Amare”

1916’nın ilk aylarında Bağdat’ı işgal etmek isteyen İngiliz askeri birliği, müttefikleriyle birlikte Dicle Nehri kıyısındaki Kut’ül Amare’ye doğru ilerler. Ancak Osmanlı birlikleri taarruza geçerek İngilizleri kuşatmaya alır. Muharebeler sırasında Osmanlı askerleri, İngiliz birliklerinin tamamını esir alır. 29 Nisan 1916’da Osmanlı askerlerinin zaferiyle neticelenen Kut’ül Amare’de 13 bin 200 İngiliz askeri ile 13’ü general, 481 subay esir alınmış ve 40 bini aşkın İngiliz askeri de öldürülmüştü. Osmanlı da 25 bin askerini kaybetmişti. (M. Salih Keskin/Mahsum Tunç – İLKHA)











HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.