Mavi Marmara Davası bütün insanlığı ilgilendiren bir meseledir
Mavi Marmara Davası’nın 11’inci duruşması bugün İstanbul 7’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
İstanbul 7’inci Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Mavi Marmara Davasının 11’inci duruşması öncesi bugün saat 10.00 adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasında “Katil İsrail Hesap Verecek”, “Gazze'ye selam direnişe devam”, “Filistin halkı yalnız değildir” dövizlerinin taşındığı görülürken, sık sık İsrail aleyhinde sloganlar atıldı.
“Bu mesele sadece Türkiye-İsrail meselesi değildir, bu bir ümmet, insanlık meselesidir” diyen İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, şunları söyledi:
“Bugünlerde Türkiye-İsrail ilişkileri gündemden hiç inmiyor. Türkiye İsrail'le anlaşmış gibi İsrail severler mutlu bir hayat sürüyorlar. Fakat şunu unutuyorlar. Bu mesele sadece Türkiye-İsrail meselesi değildir. Bu bir ümmet meselesidir. Bu bir ümmet insanlık meselesidir. Türkiye-İsrail ilişkilerine bakarak bu meseleyi daraltmak bizim hiç de uygun görmediğimiz kabul etmediğimiz bir konudur. Özelde Doğu Akdeniz'e kıyısı olan bütün ülkeleri, genelde bütün İslam coğrafyasını ve nerede yaşarsa yaşasın tek kişi de olsa bütün Müslümanları ilgilendiren meseledir. Çünkü siyonizm her tarafa kan ve gözyaşı götürmüştür.”
Yıldırım, yaptığı açıklamada, Mavi Marmara yardım gemisine terör rejimi İsrail tarafından saldırı yapıldığı gün, İskenderun Limanı'nda PKK'nin de Deniz Kuvvetlerine saldırı gerçekleştirdiğini ve bu saldırıda 6 askerin öldürüldüğünü hatırlattı.
PKK'nin Hatay'da 6 askerin öldürülmesine yönelik İsrail'in desteğinin olduğunu belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mavi Marmara'ya saldırılmadan önce 2010'da ayın gece İsrail, Türkiye'ye savaş ilan etmiştir. İsrail, saat 11.58'de İskenderun'daki Deniz Kuvvetlerine saldırıda bulunmuştur. İskenderun Limanı'nda herhangi bir yanlış müdahaleye karşı bekletilen gemiler harekete geçmesin diye PKK'yı kullanarak gerçekleştirilen saldırıda 6 asker katledilmiştir. Bunlardan birkaç tanesi de İHH gönüllüsü olan kardeşlerimizdir. Saldırı sırasındaki bir takım ayrıntılar mahkemeye intikal etmiştir. O davaların da takipçisi olacağız.”
“Abluka ve ambargo kalkmalıdır”
Mavi Marmara'da hayatını kaybeden ailelerin tazminat kaygılarının olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Sanki şehit aileleri tazminatı önemsiyormuş gibi bir hale getirmek haksızlıktır. Asıl istediğimiz ablukanın ve ambargonun kalkmasıdır.” dedi.
Yıldırım, "Şımarık İsrail'e gerçek bir ders vermeden, İsrail'i affetmek diye bir şey söz konusu olamaz. Özür dilenecek, dilendi, Allah'a şükürler olsun. İsrail, bu özrü dilemekle zaten bir ders aldı. İkincisi abluka ve ambargonun kalkmasıdır. Bunlar kalkmadan yapılacak her şey halkın gönlünde mutluluk oluşturmaz. Biz de bunu kabul etmeyiz. Tazminat son meseledir.” şeklinde konuştu.
Mavi Marmara davası avukatlarından Cihat Gökdemir ise şunları söyledi: “'Bugün de 10 civarında gemide mağduriyet yaşamış veya yaşanan mağduriyetlere şahit olan arkadaşların ifadeleri alınacak. Bizim için İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaların önemi İslam dünyası için malum. Dünyadaki ezilen diğer milletler için de öyle. Zira bu davayı açmadan henüz şikâyetçi olmadan önce herkes 'İsrail yargılanamaz, dava bile açılamaz' diyorlardı. Dava açıldıktan sonra ise bu bir tiyatro diyorlardı. Ama biz 6 yıllık süreçte gördük ki, hem Türkiye'deki, hem Hollanda'daki hem de geminin diğer yolcularının kendi ülkelerinde açtığı davalardan dolayı İsrail çok büyük tedirginlik yaşıyor.”
Mavi Marmara katliamında şehid olan Cengiz Akyüz’ün oğlu Furkan Akyüz de isteklerinin ilk sırasında Gazze’deki ablukanın kaldırılması olduğunu ifade ederek, “Abluka kalkmadıkça istedikleri kadar tazminat konusunda konuşsunlar, umurumuzda değil. Oradaki abluka kalkmadıkça Gazze’ye elektrik, su, ticaret, doğalgaz verilmedikçe biz o tazminat masasına oturmayacağız. Bu davanın arkasında duracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.
Ceza talepleri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek" suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet, "mala zarar vermeye azmettirmek", "yağma suçuna azmettirmek", "eziyet suçuna azmettirmek", "haberleşmenin engellenmesine azmettirmek", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek", "yaralama suçuna azmettirmek" ve "silahla yaralama suçuna azmettirmek" suçlarından toplam 18 bin 32'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşma, 20 Eylül 2016 tarihine ertelendi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.