"MEB köklü bir değişikliğe gitmeli"

"MEB köklü bir değişikliğe gitmeli"

2016-2017 eğitim-öğretim yılında okulların başlamasıyla bir basın açıklaması düzenleyen Şanlıurfa Eğitim-Bir-Sen, MEB’te yeniden bir düzenlemenin ve köklü bir değişikliğin yapılması gerektiğini söyledi.

Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesinde yapılan açıklamada başta öğretmen açığı olmak üzere, eğitimdeki müfredat, karma eğitim ve birçok konuda önemli açıklamalarda bulunuldu.

Basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun okudu. Coşkun, yaptığı açıklamada MEB’te köklü bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirterek, kadro ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi için bir düzenlemenin yapılması gerektiğini ifade etti.

Milli Eğitim’de imkân, kadro ve müfredat olarak, sonra bütün toplum düzeninde köklü değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyleyen Coşkun, “Yenilenmenin yeni bir müfredattan yeni bir anayasanın yapılmasına kadar hayatın tüm alanlarını kapsaması gerekmektedir. Sistemde ihmal edilen her bir alan diğer alanların da verimini düşürmektedir. Yenilenmenin anlık, günlük kaygılarla köklü, kapsamlı yapılmaması durumunda, kalıcı, kuşatıcı çözümleri hayata geçirmek mümkün olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Öğretmen açığının bir an önce giderilmesi gerektiğini söyleyen Coşkun, şöyle devam etti: “Yüz bini aşkın öğretmen ihtiyacı varken, yüz binlerce atama bekleyen öğretmen adayının varlığı, insan kaynaklarının yerli yerinde kullanılmıyor olması önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Bunun yanında, başta öğretmenler olmak üzere, eğitim çalışanlarının artık kronikleşmiş sorunlarının çözümünün de en az öğretmen ihtiyacının karşılanması kadar elzem olduğu ortadadır.”

MEB’e çağrıda bulunan Coşkun, “Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, çerçeve yönetmelikteki bazı antidemokratik yaptırımlar yüzünden kamu görevlilerinin yaşadıkları mahrumiyetler, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşadıkları problemler, yönetici görevlendirme süreçlerinde mahkeme kararlarının doğurduğu sorunlar gibi, çözüme kavuşturulması gereken hususların 2016-2017 eğitim-öğretim yılı içerisinde aşılmasını ümit ediyor ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bazı önemli başlıklar için çağrıda bulunuyoruz.” dedi.

ABD destekli darbe girişimi sonrasında başlatılan operasyonlar kapsamında açığa alınan öğretmenlere adil ve hassas davranılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Coşkun, “Açığa alma ve ihraç süreçlerinde adil davranılmalı, masumların zarar görmemesinin mücadelenin en hassas tarafı olduğu unutulmamalıdır. Darbe girişimi sonrası alınan olağanüstü hâl kararı ve başlatılan soruşturmalar çerçevesinde uygulamaya konulan “açığa alınma/görevden uzaklaştırma” tedbiri, suçluların ortaya çıkartılması, şüpheli ile masum arasında ayrım yapılabilmesi, ceza soruşturması ve idari incelemelerin sağlıklı yürütülebilmesi açısından yerinde ve gerekli bir işlemdir. Ancak kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel en azından bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir. Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususu, en az FETÖ/PKK mensuplarının ve destekçilerinin kamudan ihracı kadar önemli bir konudur.” diye konuştu.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde daha fazla eğitim sorunu yaşandığına dikkat çeken Coşkun, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde en büyük eğitim sorunu kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Bugün bu bölgede bir öğretmenin ortalama görevde kalma süresi 1,5 yıldır. Bu durum, ilkokul dönemi başta olmak üzere, eğitim ve öğretimde ciddi sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Sorunun diğer boyutu, öğretmen açığının en çok bu bölgede bulunmasına rağmen tecrübeli ve bilgi birikimine sahip öğretmenlerin bölgede çalışmak yerine bir an önce batı bölgelerine gitmesidir. Eğitim çalışanlarına yönelik zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları halinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, hem bölgenin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşamış olduğu mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir.” dedi.

Eğitimdeki müfredat biçimine de değinen Coşkun, devamla şöyle konuştu: “Yeni müfredat, biçimi ve muhtevasıyla akıllı, bilgili, ahlaklı, vicdanlı, özgür, ekip çalışmasını bilen, başaran, cesur, araştırmacı, soran, sorgulayan fertler yetiştirmeyi amaçlamalıdır. Bu konuda ivedilikle adım atılmalıdır. Bunun yanı sıra, kitap içerikleri de toplumun değer yargıları göz önünde bulundurularak bir an evvel güncellenmelidir.”

Kadro esaslarında köklü değişikliğe gidilerek, ders saatinin yanında öğrenci sayısı, okul büyüklüğü, coğrafi konumu, bulunulan bölgenin sosyo-ekonomik durumu ve OECD kriterleri gibi çok sayıda değişkenle belirlenen bir norm kadro düzenlemesi yapılması ve öğretmen sayısının kademeli olarak artırılması gerektiğini sözlerine ekleyen Coşkun, son olarak karma eğitimi sorununun da bir an önce giderilmesi gerektiğini söyledi. (Ramazan Casuk/Ramazan Şefkatlı-İLKHA) 







HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.