Hasan SABAZ
Mesaj kime?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu aralar yine “barış ve ateşkes” moduna girmiş gibi görünüyor.
Bildiğimiz kadarıyla başına taş düşmedi; ama eline İmralı'dan gönderilen bir mesaj düşmüş olabilir.
Baksanıza o saldırgan dili bırakmış, Barzani ile de görüşme ve arabuluculuk isteme noktasına kadar gelmiş eş genel başkan.
HDP eş genel başkanının son açıklaması çok ilginç!
Demirtaş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından darbe tehdidinin sürdüğünü söyleyip hükümeti uyarma gereği duymuş. Ve bakın ne demiş: “15 Temmuz'da askerle yapılamayan darbeyi şimdi toplumun tabanında geniş mağduriyetler yaratılarak yapmak isteyen FETÖ'cü kriptolar ve Erdoğan düşmanları var.”
Fesubhanellah!
Demirtaş ve ekibinin darbe karşıtlığı bile tartışılırken gelinen nokta bu!
HDP tabanında darbe girişiminin “Erdoğan'a başkanlık yolunu açmak için planlanmış bir tiyatro olduğu” yolunda güçlü bir kanaat vardı ve bu da gizlenmeden dillendiriliyordu.
HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün açıklaması oldukça netti:
“Tayyip Erdoğan'ın alelacele, mutlaka bir kanal bularak sokaklara çıkılması yönündeki telkini yapmak için çırpınmış olması, bizzat darbe simülasyonunun parçasıdır. “Böyle bir durumda reis bizzat çağrı yapmadıkça sokaklara dökülünmeyecektir” veya “Bizzat reis çağrı yaptığında sokağa çıkılacaktır” gibi bir arka planının olması gerekir ki, karşı koyma hareketi zaten o noktadan sonra başlamıştı. AKP'nin darbe karşıtı bir hazırlığı yoksa kitlenin bu kadar hızlı organize olabileceğini düşünmek için ben bir neden göremiyorum.”
Kızıldere olaylarında tüm arkadaşları ölürken kendisi samanlıkta gizlenerek kurtulan ve bundan dolayı bazıları tarafından “samanlık devrimcisi” olarak adlandırılan Kürkçü'nün bu açıklaması HDP yönetimi tarafından eleştirilmediğine göre çok farklı yerlerde olmadıkları gerçeği ile karşı karşıyayız demektir.
Biz yine dönelim Demirtaş'ın açıklamasına…
Demirtaş, eğer yanlış anlamadıysak, “FETÖ'cü kriptolar ve Erdoğan düşmanları”nı beraber zikrederek aynı kefeye koyuyor ve kötülüyor.
Oysa çok değil 10 ay önce Selahattin Demirtaş gazetecilere açıklama yaparken, ‘Seni başkan yaptırmayacağız' söyleminin hatalı olduğunu dile getirenlere öfkelenmiş ve “Bizim parti içerisinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı'' demişti. Tabii bununla da yetinmemiş ve şunları da eklemişti: “Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında. Bizden çok Erdoğan'ı sevip sayarak, AKP ile ilişki kurarak AKP'ye neredeyse yalakalık yaparak sorunun çözüleceğine inanıyordu bu tipler.”
“Gizli Erdoğancı” olarak Adil Zozani'nin ve hatta Sırrı Sakık ve Leyla Zana'nın kastedildiği iddia edilmişti.
Sorun çözülmediği gibi “çözüm süreci” devlet aklı tarafından bir “sorun” olarak kabul edildi ve yeni politika o şekilde belirlendi.
Demirtaş ve partisi, devleti üstü kapalı olarak çatışma ve kaosla tehdit ettiler, tutmadı.
Demirtaş ve partisi halkı sokağa çağırarak 6-8 Ekim benzeri kalkışmalarla tehdit ettiler, tutmadı.
Türkiye ve Irak sınırları içinde operasyonlar devam ederken Suriye'de zemin kayganlaştı ve birileri kâbuslar görmeye başladı.
Belediyelere kayyım atanmasına bile beklenen tepkiler gösterilemedi.
Ve Demirtaş'ın üslubu değişmeye başladı.
Peki, Demirtaş, Erdoğan'ın kolay kolay unutmayan yapısını ve öfkesini bilmiyor mu?
Sanırım o da biliyor; ama Erdoğan'ın çevresinde ve Ak Parti medyasının içinde halen bol miktarda bulunan “müzakere”cilere vermek istiyor mesajını.
Sonrası için de “belki” diye umutlanıyor. Ama boşuna…
Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu gibi bir isim bile kovulduğuna göre bu işte geri dönüş zor görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.