Metin Yüksel şehadetinin 40’ıncı yıldönümünde anıldı
1979 yılında bir Cuma namazı çıkışı Fatih cami avlusunda şehid edilen Metin Yüksel, şehid edildiği yerde yapılan bir programla anıldı.
Metin Yüksel şehadetinin 40’ıncı yılında ‘Şehid Metin Yüksel Platformu’ tarafından yapılan etkinlikle şehid olduğu yerde anıldı.
Ebubekir Arslan’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, ‘İslami Direniş’ grubunun şehid Metin Yüksel için kaleme alınan ezgisini seslendirmesiyle devam etti.
Metin Yüksel’in 40 yıl önce karlı bir Şubat günü Fatih cami avlusunda kahpece kurşunlanarak şehid edildiğini hatırlatan Fatih Akıncılar Derneği Onursal Başkanı Mehmet Şahin, aradan 40 yıl değil 400 yıl geçse de şehidin yolunu sürdüreceklerini ifade etti.
Basın açıklamasıyla devam eden etkinlikte Platform adına basın açıklamasını Recep Yiğit okudu.
Açıklamasına, "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler demeyin aksine onlar diridirler ama siz farkında değilsiniz." "Eğer Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz Allah’ın size lütfedeceği marifet ve rahmet onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır. Ant olsun ölseniz de, öldürülseniz de muhakkak ki Allah’ın huzurunda toplanacaksınız." ve "Müminler arasında öyleleri var ki Allah'a verdikleri sözde dururlar. Kimileri sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir. Kimileri de şehidlik beklemektedir. Onlar hiç sözlerini değiştirmediler." ayetleriyle başlayan Yiğit, hak ile batıl arasındaki mücadelede, şehidlerin, Müslümanlara doğru yolu gösteren işaret taşları olduğuna vurgu yaptı.
Şehidlerin, yaşadıkları zamanın adil tanıkları olduğunu söyleyen Yiğit, "Şehidler tevhit ile şirki ayrıştıran mihenk taşlarıdır. Şehid dünyaya dair hiçbir beklentisi olmayan ve yalnızca Hakk’a adanmış olmanın adıdır. Dünyanın varoluşundan bugüne kadar hak ile batıl arasında ki mücadelede ne zaman yolumuzu şaşırsak bize doğru yolu gösteren işaret taşları ve ne zaman karanlıkta kalsak yolumuzu aydınlatan ışıkların adıdır." dedi.
"Emperyalizme, siyonizme direnebilmenin tek yolu şehidlerimizin adımlarını takip etmekten geçmektedir"
Şeytanın ve şeytanlaşmışların kurduğu hile ve tuzaklardan ancak şehidlerin adımlarını takip ederek kurtulabileceğini belirten Yiğit, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Onlar, tüm insanlığın kurtuluşu için en değerli varlıklarını hiç düşünmeden feda eden birer insanlık abideleridir. Zamanımızda dünya istikbarının bize dayattığı ne varsa reddetmek, onların kurduğu ve kuracağı tuzakları düşmemek ancak şehadet bilincini yeniden kuşanmakla mümkün olacaktır. Şehadeti bilincini kuşanmak, dünyevi arzu ve heveslere dair ne varsa kendi adına reddetmektir. Şehadet bilincini kuşanmak, dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek, gerekirse onun için hayatından vazgeçmektir. Şehadet bilincini kuşanmak, hırsızın, arsızın, zalimin, Zorbanın zulmü altında inleyen insanların feryadını işitmek, gerekirse kendi bedenini onların bedenini siper etmektir. Şehadet bilincini kuşanmak, İslam bilincini ve şerefini korumak, gelecek nesillere ve çağlara bu anlamda mesaj bırakmaktır. Şehadet bilincini kuşanmak, sınırsız, sınıfsız İslam toplumunu oluşturmak için coğrafya, kavim, mezhep, meşrep farkı gözetmeksizin hiçbir hesap yapmadan tüm Müslümanları kucaklayabilmektir. İslam ümmetinin üzerine bir karabasan gibi çöken emperyalizme, siyonizme ve onların işbirlikçilerine karşı direnebilmenin tek yolu, şehidlerimizin adımlarını takip etmekten geçmektedir. Her birinin gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi olan bu şehidlerimizden gerisi de Metin Yüksel’dir."
"Metin Yüksel ömrünü haksızlıkla mücadele etmekle geçirmiştir"
Metin Yüksel'i, hayatta iken tanıyanların çok iyi bildiğini, onun, hayatını İslam’a adamış bir Müslüman olduğunu vurgulayan Yiğit, "Uluslararası emperyalizmin uşaklığını yapan sisteme karşı Müslümanın takınması gereken tavrı takınmış, ömrünü bu yolda mücadeleye adamıştır. ‘Haksızlık karşısında duran dilsiz şeytandır sözünün en büyük ibadet hakkı müdafaa etmektir’ diyerek sloganlaştıran Metin Yüksel, ömrünü haksızlıkla mücadele etmekle geçirmiştir. Nerede bir mazlum varsa onların sığınağı olmuştur. Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa batıdaki Müslümanın onun acısını yüreğinde duyması gerektiğini şiar edinerek, İstanbul’da, Ankara’da, Sivas’ta, Konya’da, Kayseri’de, Adıyaman’da her yerde Müslümanların yardımına koşmuş, sıkıntılarını gidermiştir. Metin Yüksel sadece kendi coğrafyasının insanı değildi. ‘Sen oradan kıracaksın zincirleri ben buradan kıracağım, bir gün mutlaka kavuşacak ellerimiz’ diyerek Moro’dan Eritre’ye, Doğu Türkistan’dan Azerbaycan’a, Filistin’den İran’a kadar tüm İslam coğrafyasındaki Müslümanların sesi ve yüreği olmuştur." şeklinde konuştu.
Şubat ayının şehidler ayı olduğunu hatırlatan Yiğit, şubat ayında şehid olan Esat Erbilli, İskilipli Atıf Hoca, Zelimhan Yandarbiyev, Hasan El-Benna, Abbas Musavi, Malcom X gibi şehidlerin hayatı İle ilgili kısa bilgilere yer verdi.
Program, Fatih camisinden Edirnekapı mezarlığına kadar yapılan yürüyüşle son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.