Mustazaflar Hareketi Geniş Katılımlı 2. İstişare Toplantısını Yaptı

Mustazaflar Hareketi Geniş Katılımlı 2. İstişare Toplantısını Yaptı

Mustazaflar Hareketi, Diyarbakır`da âlimler, kanaat önderleri, STK temsilcileri ve aşiretlerin önde gelen isimleri ile bir araya gelerek 2. istişare toplantısını gerçekleştirdi. İstişare toplantısında yapılan konuşmalarda bu harekete neden ihtiyaç duyuldu

DİYARBAKIR- 27 Mayıs`ta Diyarbakır İstasyon Meydanında "Ahde Vefa Mitingi"nde ilan edilen Mustazaflar Hareketi; âlimlerin, kanaat önderlerinin, STK temsilcilerinin ve aşiretlerin önde gelen isimlerinin katılımıyla geniş katılımlı 2. istişare toplantısını Diyarbakır`da gerçekleştirdi.

Saat 10.30`da başlayan istişare toplantısında Araştırmacı Yazar Bahattin Temel, Av. Hüseyin Yılmaz, Av. Zekeriya Yapıcıoğlu ve Mustazaflar Cemiyeti onursal üyesi Molla Enver Kılıçaslan Mustazaflar Hareketinin misyonu, hedefleri ve amaçları hakkında konuşmalar yaparak katılımcıları bu konuda bilgilendirdi.

Moderatörlüğünü Araştırmacı Yazar Said Şahin`in yaptığı program Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. İki oturum halinde gerçekleşen programın birinci oturumunda hareketin hedef ve amaçları ekseninde konuşmalar yapılırken ikinci oturumda ise katılımcıların soru ve görüşleri dinlendi.

Sorumluluk ve Sıkıntı İsteyen Bir İşe Girdik
İstişare toplantısında bir değerlendirme yapan hareketin sözcülerinden Araştırmacı Yazar Bahattin Temel, bu sürece nasıl gelindiğinin herkes tarafından bilindiğini belirterek, "Biraz daha meselenin anlaşılmazı ve için sizlere özetle bu harekete niye ihtiyaç duyuldu, faydası ne olacak diye bazı izahatlarda bulunacağız. İnşallah siz değerli görüşlerinizle bizlere katkıda bulunacaksınız ve sizin görüşlerinizle istikamet bulmaya çalışacağız. Malumunuz, bu yaşadığımız ülkenin hali herkesin malumudur. Şuan ki halde tüm vicdan sahibi insanlar bu halden muzdariptir, şikayetçidir. Birilerinin bu gidişatı durdurması gerekiyor. Biz ortamımıza ve sürecimize baktığımızda bu ortamda halkımızın ihtiyacını karşılayıp onları bu sıkıntılardan kurtaracak onlara bir çağrının olması gerekir. Birilerinin öncü olması gerekir. Bundan dolayı biz de Müslüman halkımızdan ve şuurlu Müslümanlardan aldığımız destek ve kuvvetle Rabbimizin yardımı ile sorumluluk ve sıkıntı isteyen bir işe girdik." dedi.

Kürtler Hem Müslüman Oldukları İçin Hem de Kürt Oldukları İçin Eziyet Gördüler
Bu sürecin biraz geçmişinden bahsetmek suretiyle bu sürece nasıl gelindiği konusunda bilgi veren yazar Bahattin Temel, İslam öncesinde bu bölgenin halinin, dünyanın halinin, şuan ki halden daha iyi olmadığını dile getirdi. Bu sürece gelindiğinde yeniden Müslümanların sıkıntı içerisine girmeye başladığını dile getiren Temel, "Cumhuriyetin ilanı ile birlikte işgal ordularının tümünü kovmaya çalışan bu halk cumhuriyetin ilanın ardından yeniden başkalarının piyonları olan o günün emperyalistlerinin yerli işbirlikçilerini devraldılar. Ve bu idareye kendi güçlerini kurmak için bizim halkımızı ezmeye çalıştılar. Bu zulme karşı mazlum Müslümanlar kendileri durmaya başladı. Kısmi olarak da silkelenen Müslümanlar alim ve rehberlerin önderliğinde kıyama başladılar. Malumunuz başta Şeyh Said ve değerli şahsiyetler şehit olmaya başladılar. İskilipli Atıf Hoca sırf bir kitap yazdı diye idam edildi. Yüzlerce alim ve şeyhlerimiz dinsizliğe karşı çıkması münasebetiyle meşakkatlere uğradılar. Cumhuriyet tarihinin beraberinde getirdikleri bunlarla sınırla kalmadı. Kimi Müslümanlar kendilerini darağaçlarında buldu, kimileri zindanda kimileri sürgünlerde hayatını sürdürdü. Bediuzzaman Said Nursi bunların başını çekmiştir. Bir ömür boyu bir asırlık mücadelesini komple bunu taşıdı. Bu halk hiçbir zaman buna boyun eğmedi. Batıdaki Müslümanlar hem Müslüman oldukları için zulme uğradı, doğudakiler ise hem Müslüman hem Kürt olduğu için zulme uğradı, azınlık olarak görüldüler. Hatta azınlıklara tanınan haklar bile tanınmadı." ifadelerini kullandı.

Müslümanlar olarak tüm dünyada eziyetlere muhatap olduklarını söyleyen Temel "Bugün geçmişimizden bugüne kadar şeyhlerinin alimlerin şehitlerin kanları vardır. Böyle bir miras vardır elimizde. Dolayısıyla böyle bir mirasa sizler sahip çıktınız." dedi.

Bu Siyasi Hareketten Amacımız Halkımıza Hizmet Etmektir
Daha sonra söz alan hareketin sözcülerinden Av Hüseyin Yılmaz halka hizmet etmenin değişik yollarının olduğunu dile getirerek bunlardan birinin dernek çalışmaları olduğunu belirtti. Süreç itibari ile gelinen noktada hizmeti genişletmek zorunda olduklarını dile getiren Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Son birkaç yıldır toplumun değişik kesimleriyle istişareler yaptık. Ahde Vefa Mitingi ile birlikte gelinen noktanın nasıl olduğunu istişare etmeye devam ediyoruz. Bu siyasi hareketten amacımız halkımıza hizmet etmektir. Derneklerin siyasi yönde temsiliyeti yoktur. Amacımız halkımızla alimlerimizle iç içe hareketimizi şekillendirmektir. Bundan dolayı sizinle bir araya geldik. İstişare toplantılarımız devam edecektir. Bu ne ilk ne de sondur. Bu süreçte bir siyasi oluşumun olmasına karar verdik. On binlere yüz binlere milyonlara hitap eden bir derneği siyasi bir hareket olarak kabul etmiyorlar, ama beş bin altı bin üyesi olan bir siyasi partiyi temsilci olarak kabul ediyorlar. Bundan dolayı bu siyasi harekete ihtiyaç duyuldu. Bu hareket bir geçiş sürecidir. Bu sebeple Mustazaflar Hareketi`nin ileride partileşmesi kaçınılmazdır."

Mevcut Tüm Sorunları İslam`a Göre Çözmek İstiyoruz
Kürt sorunu derken partileşmeyi kastetmediklerini dile getiren Yılmaz, "Bizim buradaki anlayışımız klasik anlayıştaki parti ve particilik değildir. Bizim anlayışımızda halka hizmet esastır. Ve bunu yaparken belli bir kural ve kaidemiz vardır. Toplumun bütün sorunlarına İslami perspektifte, İslam dairesi çerçevesinde çözüm üretmek istiyoruz. Mevcut tüm sorunları İslam`a göre, İslam`ın emrettiği şekilde çözmek istiyoruz. Kendi hareket alanımızda İslam`ın belirlemiş olduğu çerçeve olarak belirliyoruz. Biz diğer yapılar gibi yalanla dolanla karşıdaki insanı kötülemeyeceğiz. Çünkü bizi bağlayan İslami kurallar vardır. İnancımız vardır. Mevcut siyasi yapıların doğrusuna doğru, eğrisine eğri diyeceğiz. Siyaha siyah, beyaza beyaz diyeceğiz. Farklı siyasi yapıya sahip olanlar başkaları tarafından eleştiriliyor. Biz bunu yapmayacağız. Doğru kimden gelirse doğruya, doğru, eğriye eğri diyeceğiz. Hakkın yanında olacağız." ifadelerini kullandı.

Bu Camia Sadece İdare Edilen Bir Yapıda Olmak İstemiyor
Toplumda insanların idare edilenler ve idare edenler olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu camia bu kitle artık sadece idare edilen bir yapıda olmak istemiyor. Belirttiğim gibi geldiğimiz bu nokta, toplumun sorunlarına çözüm üretmemizi dayatıyor. Sadece birilerinden bizim bu sorunumuz bu sıkıntımız vardır çözün deme vakti geçmiştir. Biz kendimiz sorunları çözen olacağız. Eğer bir yerde bir toplumda gücünüz yoksa kuvvetiniz yoksa o durumda siz kendinize en yakın bulunan ve yahut da topluma halka zarar noktasında en az zarar veren kim ise o tercih edilir. Ondan yana bir tercih kullanılır. Yani mutlak zalimdense daha az zalim, mutlak kötüdense daha az kötü tercih edilir. Ama bir toplumu idare etme, orada yönetici olma kendi en iyilerimizi başa getirme gücünüz varsa yapmıyorsanız acizliktir. İnşallahu Teala bundan böyle biz kendi kendimizi idare edeceğiz. Müslümanlar bu toplumun seçkin birer idarecileri olmalıdır. Ve İslam`ın izin verdiği ölçüde İslam`ın kaide ve kurallarına göre bu topluma hizmet etmelidir. Halkımıza hizmet etmelidir. Hizmet etmeyi kendi elimizle yapacağız.,başkasının eliyle değil."

Irk, Din, Cinsiyet Ayrımı Yapmadan Herkese Hizmet Üreteceğiz
"Kürt, Türk, Arap ayrımı yapmadan ırk din cinsiyet ayrımı yapmadan herkese hizmet üretmek için çalışmak zorundayız." diyen Yılmaz duygularını söyle dile getirdi: "Sadece bu bölge bazında örgütlenmeyeceğiz. Türkiye`nin her tarafında örgütleneceğiz. Türklere de Araplara da hizmet edeceğiz. Onların da bu yapı içinde kendilerini ifade etme bu yapı içinde kendilerini bulmalarını sağlanacağız. Onun kapısı açıktır ve herkesim İslami perspektif İslami ölçüler çerçevesinde kendini ifade etme imkanı bulacaktır. Bizim ölçümüz kıstasımız İslam olacaktır. Biz bunu vurguluyoruz. Bu kıstaslar dışında bizim lehimize dahi olsa biz onu kabul etmeyeceğiz. Bu nedenle bu hareket bölgeci değildir. Sadece dindar olanlara değil, dindar olmayanlara da hatta farklı dinlere mensup insanlara da hizmet götüreceğiz. Onlarla da ilgileneceğiz. Onların sorunlarına sahipleneceğiz. Dar manada düşünmüyoruz. Geniş manada tüm halkın sesi olmaya çalışacağız."


Kimsenin Alternatifi Değil, Rejimin Sistemin Bir Alternatifiyiz
Bu hareketin sırf birilerinin alternatifi olarak ortaya çıkmadığını dile getiren Yılmaz, "Bu hareket ne A patisinin ne de B partinsin alternatifidir. Birilerinin önünü kesmek için de ortaya çıkmış bir hareket değildir. Eğer mevcut siyasi hareketler halkımızın sorunlarına çözüm üretmiş olsalardı zaten bu harekete ihtiyaç kalmazdı. Ama zamanımızda bu noktada ciddi bir eksiklik vardır. Hala mevcut siyasi yapılar, halkın ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildir. Burada sıkıntımız vardır. Mevcut siyasi partilerin bir alternatifi olmaktan ziyade rejimin sistemin bir alternatifi olmamız gerekir. Bizim düşüncemiz budur. Sistemin inancımızla çelişen, halkımızın menfaatiyle, maslahatıyla, örfüyle kültürüyle çelişen bütün noktalarına dur diyeceğiz." dedi.

"Biz Gerginlik Tarafı Olmayacağız"
Yıllardır bu toplumu tek tipleştirilmeye çalışan zihniyetle mücadele edeceklerini söyleyen Yılmaz, "Bizleri inancımızdan kültürümüzden İslami geleneklerimizden uzaklaştırmaya çalışanlarla mücadele edeceğiz. Toplum genelde idarecilerinin iyi kişilerden olmasını ister. İdareciler iyilerden olursa toplumda da iyi yönde gelişme olur. Dolayısıyla biz bu toplumun en iyilerini bu toplumda idareci yapmazsak bu noktada mesuliyet altında oluruz. Biz burada sivil toplum kuruluşlarıyla halkımızla birlikte biryandan çalışacağız. Seçmiş olduğumuz iyi insanlarımız oradaki hizmetleriyle çalışacak. Halk olarak idareci olarak hep birlikte çalışacağız. Mükemmel bir topluma, arzulanan bir topluma doğru gideceğiz.

Bazıları bize şunu söylüyor: "Bu yeni siyasi oluşumla yeni bir gerginlik oluşmayacak mı." Genelde ve yerelde iktidar olanların kendi dışındakilere ne kadar tahammülsüz olduklarını biliyoruz. Başkasına hayat hakkı tanımadıklarını da biliyoruz. Şurası iyi bilinmelidir. Biz kesinlikle gerginliklerin, çatışmaların tarafı değiliz. Bu noktada yaptıklarımız ortadır. Bu güne kadar bize yapılan saldırılar malumunuzdur. Hem devlet hem devlet dışı farklı güçler tarafından uygulanan şiddet ortadır. Ama biz halkımızın maslahatı için, sizlerin maslahatı için çatışma ortamına dahil olmadık. Onları size şikayet ettik. Biz kesinlikle kavganın ve gerginliklerin tarafı olmayacağız. Bilakis gerginlikleri, ihtilafları çözen bitiren taraf olmaya çalışacağız. Bu durumda halkımızın görüş ve önerilerini alacağız, sizlere danışacağız." dedi.

Avukat Hüseyin Yılmaz`ın konuşmalarının ardından söz alan hareketin sözcülerinden Av Zekeriya Yapıcıoğlu, uzun yıllardan beri batı felsefesindeki `insan insanın kuludur, hayat bir cidaldir, bir savaştır` düşüncesinin empoze edilmeye çalışıldığını vurgulayarak, sözlerini söyle sürdürdü: " Günümüze gelindiğinde bu düşünce meyvelerini vermeye başlamıştır. Toplum özüne yabancılaştırılmış, toplum inancından uzaklaştırılmıştır. Bizim inancımıza göre hayatın temel kanunu cidal, çekişme değildir; dayanışma ve kardeşliktir. Kardeş kardeşine zulmetmez. Davasında onu yalnız bırakmaz. Bu uğurda biz elimizden gelen çabayı sarf etmeye çalışacağız. Bu uğurda elinden gelen çabayı sarf etmek sorumluluk sahibi her Müslüman için borçtur. Bizim gerçekleştirilebileceğine inandığımız ideallerimiz vardır. Bu ideallerimizin gerçekleştirilebilmesi için aynı ideallere inanan her kesimle beraber ortaya bir şeyler koymaya, bu yolda imkanlarımız ve gücümüz ölçüsünde bir şeyler ortaya koymaya yürümeye hazırız inşallah. Tevfik Allah`tan."

Av Zekeriya Yapıcıoğlu daha sonra programın içeriği hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Konuşmaların ardından 2. oturuma geçilerek katılımcıların görüş ve önerileri alındı. Öğle namazından sonra başlayan ikinci oturumda ise katılımcılar tarafından sorulan sorulara cevaplar verildi

Mustazafler Hareketi yetkilileri; istişare toplantılarındaki görüş ve önerilere göre hareketi şekillendireceklerini, bu amaçla önümüzdeki tarihlerde benzer toplantıları yeniden düzenleyebileceklerini belirtiler. (Osman İçli, Veysi Buran - İLKHA)
 
 
 
 
 
 
 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.