Müteahhit ve toprak sahibi arasında çıkan anlaşmazlığın kurbanı olduk
Müteahhit ve toprak sahibi arasındaki anlaşmazlık nedeniyle başlayan ve 17 yıl devam eden mahkeme sonucunda binalarına yıkım kararı çıkan vatandaşlar, daire aldıkları zaman kandırıldıklarını iddia ederek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
1999 yılında inşaat halindeyken satın aldıkları dairelerin kat mülkiyetini alamayıp sadece toprak hissesi alan vatandaşlar, binalarını ortaklaşa yapan toprak sahibi ve müteahhit arasında çıkan anlaşmazlığın kurbanı olduklarını ifade ettiler.
Güngören ilçesi Akıncılar Mahallesi Ayvacık sokakta bulunan ve 20 yıl önce inşa edilen binadan daire alarak başlarını sokacak bir ev aldıkları için kendilerini şanslı hisseden vatandaşlar, toprak sahibi ve müteahhit arasında çıkan anlaşmazlık sebebiyle mağdur olduklarını ifade ettiler. Aldıkları dairelere karşılık kat ittifakı verilmediğini, onun yerine topraktan hisse verildiğini belirten daire sahipleri, 17 yıl boyunca süren davaya dolaylı olarak müdahil olduklarını belirttiler.
Dava neticesinde hisse oranlarına göre dairelerine karşılık 10 ile 30 bin TL para teklif edilen vatandaşlar, sorunlarının çözüme kavuşmasını talep ettiler.
"Müteahhit istediğini alamayınca binaya risk raporu çıkarttı"
20 yıldır aynı binada oturduğunu belirten Ünal Keş, "Bu binanın bulunduğu arsanın dörtte üçü toprak sahibine dörtte biri müteahhite ait bir yerdi. Toprak sahibi ve müteahhite ait olmak üzere iki kişi bu binayı yaparak bize sattılar. Burayı bize hisseli tapu olarak sattılar. Toprak sahibi hissesi çok olan müteahhidin yeri istediği gibi yapmaması sebebiyle dava açtı. Biz de hisseli tapu sahibi olduğumuz için davaya dâhil olduk. Açtıkları dava 17 yıl sürdü. Biz burayı alırken toprak sahibi ve müteahhit yeri bize sağlam bir şekilde, imarlı ve iskanlı olarak teslim edeceklerdi. Bu süre içerisinde hissenin çoğuna sahip olan müteahhit istediğini alamayınca binaya risk raporu çıkarttı. Haberimiz olmadan alt katlardan ölçüm alarak yeri ele geçirmek için rapor çıkarttı." dedi.
"Bakanlık dahil her tarafa dilekçeler yazdık fakat bir sonuç alamadık"
Keş, "Burası resmiyette riskli bir yer. Biz de gerekli yerlere başvurarak mahkeme açtık. Mahkeme kararıyla bilirkişi heyeti gelip binaya baktı. Binanın güçlendirilebileceği raporu hazırlanarak mahkemeye sunuldu. Biz de bu rapora binaen belediyeden güçlendirme yapmaları için talepte bulunduk. Belediye 20 yıllık binamız için güçlendirme vermedi. Böyle olunca mahkeme de çıkarılan rapora ret kararı verdi. Dosyayı bir üst mahkemeye gönderdik ama yürütme kararı çıkmadı. Dosyamız şu anda istinaf mahkemesinde. Karşı tarafın avukatı yıkım için baskı yapıyor. Böylelikle binadan çıkarıldık. Binada hala oturanlar var ama 3 aydır elektrik ve suları kesik şekilde oturmaya devam ediyorlar. Şimdiye kadar sesimizi duyan olmadı. Bakanlık dâhil her tarafa dilekçeler yazdık fakat bir sonuç alamadık. Bizim talebimiz binanın ruhsatla ilgili olan eksiklerinin imar barışı kapsamında tamamlanması ve güçlendirme yapılmasıdır. Çünkü burası yıkıldığında yeni kanuna göre aynı yapının yapılmasına izin verilmeyecek. İnsanların ikinci bir evleri olmadığı ve kiraya çıkamadıkları için de aileler sokakta kalmış durumdalar." şeklinde konuştu.
"10 bin lira karşılığında tapularımızı istiyorlar"
Daire aldıklarında hisse ve kat mülkiyetinin ne olduğunu bilmediklerini söyleyen Adnan Koloğlu, "1999 yılından beri bu binada oturuyorum. Müteahhit bize yeri sattı ama hisselerimizi az verdi. 300 bin liralık daire karlığında bize 10 bin lira düşüyor. 20 yılın ardından elektriğimizi, gazımızı, suyumuzu kestiler. Karşı tarafın avukatı bizden 10 bin lira karşılığında hisselerimizi istiyor. 'Eğer almazsanız o paradan da olursunuz' diyor. Biz burayı alırken hissenin, kat mülkiyetinin ne olduğunu bilmiyorduk. Devlet dairesinin bize verdiği tapuları şimdi bizden geri alıyorlar. Parayla aldığımız binamızı yıkıyorlar." ifadelerini kullandı.
"12 haneyi hiçbir kuruş vermeden dışarı attılar"
Daire sahiplerinden Hacer Koloğlu, ise şunları aktardı; "Biz köyden geldikten bir buçuk sene sonra burayı aldık. 2 ortağın yaptığı yeri inşaat halindeyken aldık. Hisse tapusunun ne olduğunu bilmiyorduk. 'Size az hisse verelim verginizi az ödersiniz' dediler. Böyle şeyler söyleyerek bizi tuzağa düşürdüler. 17 yıl boyunca mahkemelerle uğraştık. Ben şeker hastasıyım. Burada dul olan kadınlar var. 12 haneyi hiçbir kuruş vermeden dışarı attılar. Sokaklarda sürünüyoruz. Hiçbir yere sesimizi duyuramıyoruz. Allah aşkına birileri bize yardımcı olsun. Hiç kimse bize sahip çıkmıyor."
Daire sahipleri adına son bir yıldır davayı takip eden Av. Abdullah Tekin'den edinilen bilgiye göre ise, davanın baştan beri sıkıntılı olduğu ve asıl sorunun müteahhitten kaynaklandığı belirtildi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.