İmad Affane

Amerika Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney, Amerika Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu’ya yapacağı ziyaret kapsamında Ürdün ve Batı Yaka’yı da ziyaret etmek istediğini, buraları ziyaret edecek olan Obama’nın Netanyahu’nun yanında, Ürdün ve Filistin liderleriyle de bir araya geleceğini söylemesi, ziyaretle ilgili spekülasyonların, analiz ve değerlendirmelerin yapılmasına neden oldu.

Ziyareti birkaç açıdan biz de irdelemek istiyoruz.

Ziyaretin amacı

Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney, ABD Başkanı Obama’nın önümüzdeki ay Siyonist işgal rejimine yapacağı ziyaretin Ortadoğu barışının temel amaç olmadığını ve ziyarette gündemde olmasına rağmen barış görüşmelerinin ana konu olmayacağını ifade ederken, Amerika Başkan Yardımcısı Amerika yönetiminin İsrail ile Filistinliler arasında barışı sağlamak için çabalarını sürdürdüğünü, Obama’nın yapacağı ziyarette iki taraf arasında bir ittifakın sağlanmasını umut ettiklerini söylüyor.

Ziyaret hazırlıkları

Obama’nın ziyaret haberini alan işgal rejimi, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Jacob Amidror ile Başbakan Benyamin Netanyahu’nun özel temsilcisi Yitzhak Molcho’yu ABD başkanının ziyaretine hazırlık yapmak ve Filistinlilerle barış çabalarını canlandırmak amacıyla Washington’a göndermeye karar verdi.

Obama’nın ziyaretinin muhtemel etkileri konusunda bir tepki de aşırı sağcı görüşleriyle tanınan Siyonist lider Amidror’dan geldi. Amidror, yerleşim birimleriyle ilgili olarak kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeleri eleştirerek, bu görüşmelerin siyasi olarak işgal rejimine zarar verdiğini ve biricik dostu Amerika’yı kaybetmesine neden olacağını söyledi. Amidror’un yaklaşımını değerlendiren Haaretz gazetesi Siyonist liderin Ulusal Güvenlik Konseyine dayanarak bu açıklamalarda bulunduğunu yazdı.

Obama’nın Ortadoğu ziyareti Yediot Aharanoot gazetesinin ifadesiyle ekonomik kriz yaşayan ve boğazına kadar battığı bu bataklıkla uğraşan Avrupa için sürpriz oldu. Gazete’ye ziyaretle ilgili değerlendirmelerde bulunan Avrupalı bir yetkilinin “Avrupa, İsrail-Filistin barış görüşmelerinin başlatılmasında Amerika’nın atacağı bütün adımları destekleyeceğini ifade etmesine rağmen Obama’nın yapacağı ziyaret karşısında doğrusu şaşırdı” demesi meseleyi özetliyor.

Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas, Obama’nın ziyaretinden memnuniyet duyduğunu ve bu ziyaretin Amerika’nın tutumunda bir değişikliğe neden olmasını umut ettiklerini söylediyse de, bu ziyareti Filistin davasının lehine çevirmek için etrafındaki resmi ve bürokratik şahsiyetlere hazırlık yapmaları talimatı vermediği de görülüyor.

Peki bu ziyaretin muhtemel etkileri neler olacak?

Bu sorular, İsrail’in Suriye, Lübnan ve İran ile birlikte senaryolarını çizdiği muhtemel savaş bulutlarının kapladığı bir bölgede gayet doğal ve meşrudur.

Acaba Obama, birçok Filistinli liderin anlamsız ve boş nitelendirdiği barış görüşmelerinin başlaması için Mahmut Abbas’ın öne sürdüğü yerleşim birimlerinin durdurulması konusunda İsrail’i ikna edebilecek mi?

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hagua’nın dediği gibi, bu ziyaret tarafları barış görüşmelerine geri döndürmek için Amerika’nın son şansı da olabilir.

Bazılarının tespitine göre ise, Ürdün kralı Abdullah’ın, “önümüzdeki dört yıl içinde barış olmazsa ondan sonra olacağını hiç sanmıyorum” sözleriyle yaptığı durum değerlendirmesinin ardından Amerika idaresi böyle bir ziyarete karar verdi.

Bu konuda oBağlantırtaya çıkan can alıcı soru ise şudur: Amerika idaresinin, Yahudi yerleşim birimleri inşaatını sürdürme konusunda ısrarcı davranan Netanyahu ile görüş ayrığı yaşamasına, eski Amerikalı politikacı Aaron David Miller’in deyimiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin en kötü dönemi sayılan bu dönemde Obama ile Netanyahu arasındaki ilişkinin bozuk olmasına rağmen Obama durgunluk yaşayan barış sürecini canlandırabilir mi?

Filistinliler Amerika Başkanı Obama’nın işgal yönetimine yapacağı bu ziyarete ve muhtemelen Mahmut Abbas ile yapacağı görüşmeye olumlu bakmıyor. Onları böyle düşünmeye iten sebep, daha önce gördükleri muameledir. Obama’nın selefi Clinton bölgeye yaptığı ziyarette dönemin Filistin Başkanı Arafat’a baskı yapmış, baskı sonucunda Filistin özgürlük projesi ortadan kaldırılmış, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün tüzüğünden silahlı mücadeleyi ön gören madde çıkartılarak işgale karşı silahlı direniş gösteren direnişçilerle, Filistin halkının gasp edilmiş hakkını geri almak için silaha başvurmak isteyenler suçlu haline getirilmişti.

Filistinliler lisanı halleriyle şunu söylüyorlar:

Ebu Hüseyin Obama, şayet Netanyahu’nun toprak gaspını önlemek, işgal altındaki Filistin topraklarındaki kutsal mekanların Yahudileştirilmesini engellemek, Kudüs ve çevresindeki etnik temizliğe son verdirmek, Kudüs’ün Yahudileştirilmesinin yollarını kapatmak, tutuklamaları durdurmak, ölmek üzere olan Filistinli esirleri kurtarmak ve kendi toprağı üzerinde özgür Filistin devletinin kurulmasını desteklemek için geliyorsan “hoş geldin” deriz.

Yok, sen de önceki Amerikan yönetimlerinin şimdiye kadar yaptığı gibi zayıf olan tarafa baskı yapacaksan, işgal altındaki Filistin topraklarında süren Yahudileştirmeye, toprak gaspına ve Filistin halkının ve hakkının yok edilmesine 17 yıldır şemsiye yapılan anlamsız görüşmelere şartsız dönmesi için Mahmut Abbas’a baskı kurmak için diplomatik ve turistik bir ziyaret yapacak isen sana “Filistin topraklarına hoş gelmedin, keşke buraya hiç gelmeseydin” deriz.

filistinhaber