Oda TV'yi özür dilemeye davet ediyoruz
Düzenledikleri basın açıklamasıyla Siirt İl Müftüsü Ahmet Altıok'a destek veren Diyanet Sen Siirt Şubesi öncülüğündeki STK'lar, Altıok'un, İslami ve insani sorumluluğunu yerine getirdiğine dikkat çekerek oda TV'yi özür dilemeye davet ettiler.
Diyanet-Sen Siirt Konfederasyonu ve bağlı sendikalar, Peygamber Efendimizi hedef alan ve hakaretler içeren yayınlar üzerine açıklamada bulunduktan sonra 'karanlık oda' oda TV’nin hedefi haline gelen Siirt İl Müftüsü Ahmet Altıok'a destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Altıok'un İslami, insani ve vicdani bir açıklama yaparak sorumluluğunu yerine getirdiği belirtilen açıklamada, oda TV'ye özür dileme çağrısında bulunuldu.
Siirt İl Müftülüğünün önünde gerçekleşen basın açıklamasına Ensar Vakfı ve İnsani Yardım Derneği'nin (İHH) yanı sıra ve din görevlileri de katıldı.
Basın açıklamasını, STK'lar adına Diyanet-Sen Siirt İl Başkanı Hamit Evin okudu.
Evin, İslam'a ve değerlerine hakaret etmenin basın özgürlüğü olamadığını belirterek, Altıok'un İslami, insani ve vicdani bir açıklama yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğine dikkat çekti.
"Basın özgürlüğü din ve inançları küçümsemek ve ötekileştirmek değildir"
İslam'ın kural ve kaidelerini görmezden gelmeye çalışarak, Kur'an-ı Kerim'in içeriğini adeta çarpıtarak dine saldırı yapmanın mantıkla izah edilemeyeceğini belirten Evin, "Türkiye'de basın ve yayın alanında görev üstlenen kuruluşların din ve vicdan hüviyetini göz önünde bulundurması şarttır. Basın özgürlüğü din ve inançları küçümsemek ve ötekileştirmek değildir, din ve inançlara saldırması ya da bilinçsizce haber hazırlamasının bu coğrafyaya zarar verecektir. Biz, Diyanet Sen Siirt Şubesi olarak anlaşılamayan net bir üslubun dışına çıkıp algılarla icra edilen basın dilini kabul etmiyoruz. Ve basının din ve inançlarla ilgili hazırladığı haberlerde kendi inandıkları gibi değil, inanca ve değerlere saygılı bir şekilde yazmak zorundadır. Sözde basın organ sitesindeki, Peygamberimiz ve değerlerimiz ile ilgili kullanılan ifadeler onların ne kadar İslam'dan bihaber olduklarını ortaya koymaktadır. Bu açıklamaları şiddetle kınıyor, bir an önce tövbe etmeye ve özür dilemeye davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Müftümüz sorumluluğunu yerine getirmiştir"
Diyanet İşleri Başkanlığımızın görevlerinden biri de İslam dininin anlaşılması, anlatılması ve değerlerimize sahip çıkılması olduğuna dikkat çeken Evin, "DiB Temsilcisi olan İl Müftümüz Sayın Ahmet Altıok hocamız da İslami, insani ve vicdani bir açıklama yaparak sorumluluğunu yerine getirmiştir. Fakat Sözde basın organı sayın müftümüzün sözlerini çaptırarak, farklı bir algı oluşturmaya çalışmıştır. Bu tarz bir dil sarf etmek Diyanet İşleri Başkanlığına, bu ülke coğrafyasına İslam dinine saldırıdan başka bir şey değildir. İslam dininin ne denli şeffaf olduğunu, Kur'an-ı Kerim'in insanlık için bir rehber olduğu ve asla kötülüğü emretmediğini, aksine kötülüğü men edip iyiliği emrettiğini bilmekteyiz." şeklinde konuştu.
"Üzerimize düşeni yaparak uyarıda bulunuyoruz"
Kur'an-ı tartışmaya açmak, dinimizi anlaşılır dışı kılmak, peygamberimiz ile ilgili akıl ve mantık dışı ithamlar sarf etmenin son derece yanlış olduğuna değinen Evin, şunları söyledi:
"Kur'an-ı Kerim'in eşsiz yaklaşımını insanlığa sunan hazreti peygamberin de sadece ve sadece Kur'an-ın yolunda yürüdüğünü bütün Müslümanlar çok iyi bilmektedir. Bugün kalkıp kitabımızı tartışmaya açmak, dinimizi anlaşılır dışı kılmak, peygamberimiz ile ilgili akıl ve mantık dışı ithamlar sarf etmek son derece yanlıştır. Haber ve yayın organlarının daha dikkatli olmasını, inançlar üzerinde yapılan haberlerin daha hassas bir üslupla ele alınması gerektiğini burada dile getiriyoruz. İslam dini, yapılan yanlışları edep ve tevazu ölçüsünde uyarmayı emreder. Bizlerde üzerimize düşeni yaparak uyarıda bulunuyoruz. Bu tarz söylemlerin aksini iddia etmek, faydasız yanlış bilgiden başka bir şey değildir." dedi.
"Peygamberimize yapılan bu saldırılara Müslümanların tepki göstermesi haktır"
Basın açıklamasının ardından konuyla ilgili İLKHA'ya değerlendirmede bulunan İnsani Yardım Derneği (İHH) Başkan yardımcısı Sadullah Eldemir, Peygamberimize yapılan bu saldırılara Müslümanların tepki göstermesi gerektiğini söyledi.
Eldemir, "Peygamber Efendimiz ’in merhameti bütün dünyayı kucaklamaktadır. Peygamber Efendimiz gayri müslimlere dahi merhametle muamele etmiştir. Bedir ve Uhud savaşlarında da esir aldığı müşriklere şefkat elini uzatmış, onlara kötü davranmamıştır. Peygamber Efendimizin ne kadar merhametli bir insan olduğu aşikâr olmasına rağmen yapılan algı operasyonları ile farklı tanıtılmaya çalışılmış ve kendisine hakaretler edilmiştir. Peygamberimize yapılan bu saldırılara Müslümanların tepki göstermesi haktır ve Müslümanlığın bir görevidir." ifadelerini kullandı.
"Altıok'a iftiralar atılarak, açıklaması çarpıtılmıştır"
Peygamber Efendimizin Kuşu vefat eden bir çocuğun taziyesine gidebilen bir merhamete sahip olduğuna vurgu yapan Ensar Vakfı üyelerinden Refik İzgi ise Altıok'a yapılan karalama ve iftira kampanyalarının tutmayacağını söyledi.
İzgi, şunları kaydetti: "Peygamber Efendimizin şefkati o kadar büyüktü ki şu misalle bir hatırlatma yapmak istiyorum. Kuşu vefat eden bir çocuğun taziyesine kadar gidebilen bir merhamete sahipti. Böyle bir Peygambere bir televizyon kanalı hakaret edecek ve yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke sessiz mi kalacak? Bu mümkün değildir. Bu hakaretlere sessiz kalmayıp tepki gösteren Müftümüze maalesef iftiralar atılarak, yaptığı açıklama çarpıtılarak, herkesin önünde karalama yapılıyor. Bu bir algı operasyonudur ve inşallah başarılı olamayacaklar. Onların bir planı varsa, planların en büyüğü yüce Rabbimizin yanında saklıdır. O plan günü geldiğinde inşallah onların yaptığı planlar başlarına yıkılacaktır."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.