Okulun ilk haftasında öğrenciyi motive edici etkinliklere ağırlık verilmeli
Öğrencilerin uzun süreli bir tatilin ardından ders başı yapmasını görmezden gelinerek öğrencinin çok sıkı bir takibe alınmaması gerektiğini vurgulayan eğitimciler, ilk haftada motive edici etkinliklere ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.
17 Aralık Pazartesi günü başlayacak olan 2018-2019 eğitim öğretim yılının öğrenciler için daha verimli geçebilmesi için İLKHA’YA değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolojik Danışman Abdulkerim Işık, ailelere ve eğitimcilere seslendi.
Öğrencilerin, 3 aylık uzun bir tatilin ardından henüz okula başlamamış ya da eğitim kademelerinde değişikliğe giden çocukların da yeni bir okul ortamına başlayacaklarını belirten Işık, uyum haftasının öğrencilerin okulları ve öğretmenleriyle kaynaşması bakımında önemli olduğunu söyledi.
"İlk hafta en ağır ve temel konularda başlamaya geçilmemesi önemlidir"
Işık, "Öğrencilerin uzun süreli bir tatilin ardından ders başı yapması görmezden gelinerek öğrencinin çok sıkı bir takibe alınmaması gerekir. 3 aylık bir tatilin ardından çocuklarımızın yeni bir ders başına dönmesi konusu var. Ve bu bir sendroma dönüşmeden onların okula uyumu, ders çalışmaya karşı bazı önyargılarını giderici yaklaşımlar çok önemlidir. Hemen okulun ilk gününden sıkı sıkıya bir takibe veya öğretmenlerin çok yoğun bir ders, ödev verme sürecine girilmemesi tavsiyemizdir. Okula başladığı ilk hafta içerisinde daha çok ortama ısındırıcı, onları rahatlatıcı ve motive edici etkinliklere ağırlık verilmelidir. İlk hafta en ağır ve temel konularda başlamaya geçilmemesi önemlidir. Çünkü çocuklarda başlayan can sıkkınlıkları, çalışmaya karşı isteksizlik ve fobik tepkiler bu gibi yanlış yaklaşımlar sonucunda oluşuyor." dedi.
"Çocukların eğitimi öncelenmeli"
Çocukların eğitim hayatına başlaması ile yeni bir sürece ve farklı bir hayata başlamış olacağının altını çizen Işık, ailelerin bu konuda daha bilinçli davranması gerektiğini dile getirerek şunları söyledi:
"Öğrenci, öğretmen ve ailelerimizin özenle üzerinde durması gereken hususlar var. Öğrencinin eğitim hayatı yoluyla geleceği planlanıyor ve seçeceği mesleğin temelleri atılmış oluyor. Bu yönüyle öğrencinin kendi yeteneklerinin farkına varması, sevdiği, istediği, hoşlandığı derslerden kaynaklandığı etkinliklere yönelmesi önemli bir bakış açısıdır. Çocuklar bu yönüyle hem akademik eğitim alır iken hem de geleceğine dair karar vermesini kolaylaştıracak meslekleri tanıması ve tanıtıcı etkinliklere katılması önemlidir. Ailelerimizin, çocuklarının okula başlamasına dayalı olarak değişen hayat şartlarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Çünkü biz biliyoruz ki okullar, tüm toplumda hayat tarzında ciddi değişim ve dönüşümler sağlıyor. Uyanma saatinden, okula gidiş geliş saatlerinden, okul servislerinden ve akşamları çocuğun çalışma alışkanlıklarından kaynaklı tüm aile bireylerinin düzeni değişiyor. Bu yönü ile anne ve babaların daha anlayışlı davranması, çocuklarının eğitimini öncelemesi özellikli tavsiyemizdir."
"Öğretmenler sadece akademik eğitim vermemeli"
"Öğretmenlerin sadece akademik değil aynı zamanda kişilik ve kimlik gelişimine de yardımcı olması gerekir" diyen Işık, "Öğretmenlerimizin de çocuklarımıza akademik eğitim verme amacı ve hedefi dışında, çocukların kimlik ve kişilik gelişimine, karakter oluşumuna yardımcı olmaları konusunda bazı kaygıları edinmelerini biz bekliyoruz. Çünkü çocuklar okul ortamında aynı zamanda arkadaşlık ilişkilerini geliştiriyorlar, sosyalleşiyorlar, kendilerini farklı yönleri ile tanıma çalışmalarında bulunuyorlar. Güçlü ve zayıf yönlerine farkındalıkları artıyor. Bu yönü ile de onları doğru ve etkili yönlendirme sürece doğru çalıştırılabilirse, çocukların ileride hiç sevmeyecekleri meslekler ile karşılaşmalarını engellemiş olurlar. Daha mutlu bir hayata kavuşmaları konusunda ciddi destek vermiş olurlar." diye belirtti.
Okulların ve sınıfların eğitim öğretime hazır, öğrencilere de uygun hale getirilmesi gerektiğini anlatan Işık, "Bir öğrenci her konuda iyi olamayabilir ama her öğrencinin iyi olduğu bir konu vardır." vurgusunda bulundu ve "Çocuktan her konuda en yüksek başarıyı bekleyen öğretmen, bunu zorlayan eğitimci veya bu beklenti de olan ailenin hayal kırıklığı yaşaması gayet doğaldır." ifadesini ekledi.
"Her öğrencinin illa sayısalcı olması gibi bir hedef çok tutarlı bir hedef değildir"
Her bireyin farklı yetenekleri ve özellikleri olduğunu ifade eden Işık, "Eğitim, bireylerdeki farklı yetenek ve özellikleri ortaya çıkarmaya yarayan en etkili araçtır. Özellikle yanlış bir anlayış ve algı var. Liseler üzerinden gidecek olursak her öğrencinin illa sayısalcı olması ve illaki tıp fakültesini kazanması gibi bir hedef çok tutarlı bir hedef değildir. Bu hedefte boğuşan bu hedefte hayatını geciktiren ve belki hayatını zehir eden birçok genç, değil tıp fakültesi daha sonra hayalindeki ve hedefindeki bölüme gidemeyerek çok daha mutsuz bir hayatın penceresini aralamakta. Bu yönü ile öğrencilerimize en iyisini değil, yapabileceğini fark ederek yönlendirmek ve onları bu anlamda hoş karşılamak ve bu konuda destek olmak en etkili yardım ve en iyi ebeveynlik, en doğru öğretmenlik metodu olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.