Ömrünü Allah'a kulluk içinde geçiren asırlık çınardan gençlere sitem
Yalnız başına yaşayan ve 80 yıldan bu yana beş vakit namazını kıldığını ve Ramazan orucunu tuttuğunu belirten 97 yaşındaki Ahmet Çavuş, günümüz gençlerine sitem ederek Kur'an'dan ayrı bir hayat sürdüklerini belirtti.
Adıyaman'ın İndere (Zey) köyünde ikamet eden Ahmet Çavuş ilerleyen yaşına rağmen Ramazan orucunu büyük bir şevkle tuttuğunu ve Allah'ın dilemesi dışında hiçbir işin olamayacağını söyledi.
"Bu işler benlikle olmaz"
Covid-19 salgınıyla insanların Allah karşısında ne kadar aciz olduğunu anlayıp, benliğini bırakarak Allah'a kul olması gerektiğini belirten Çavuş "Allah bu hastalıkla, ahir zaman insanına bir musibet verdi. Ama insanlar halen ayıkmıyor, benliğinden vazgeçmiyor. Bu işler benlikle olmaz. Ayların en mukaddesi olan bu ayda camilere kimse gidemiyor. Ne Cuma namazı ne de teravih namazı kıllanabiliyor. Allah tüm insanlığı muhafaza etsin. Bu kadar aciz olan insanın, benliğini bırakıp Allaha kul olması gerekiyor. Cenab-ı Allah bütün alemlerin Rabbidir, sadece ümmeti Muhammed'in değil. Bundan dolayı duamız bütün insanlığı bu salgından kurtarmasıdır." dedi.
"Günümüz insanları İslam'dan bihaber"
Zamanla insanların İslam'dan uzaklaştığını ve Allah'ın emirlerini yerine getirmekte hassasiyet göstermediğini dile getiren Çavuş "Şimdi insanların büyük bir kısmı oruç nedir, zekât nedir namaz nedir bilmiyor. Allah muhafaza etsin ama durum budur. Oruç ayına ait olan şerefi bizzat Allah'ın kendisi verecektir. Kul bunun karşılığını veremez. Ramazan ayı geldiğinde camiye giderdik, hatimler okunur bizde dinlerdik, teravih namazlarımızı kılardık. Şimdi tüm bu güzelliklerden mahrum olduk Cuma namazı dahi kılınmaz oldu. Elimizden bir şey gelmiyor. Tüm bu işler Allah'ın iradesiyle gelişiyor. Kul bunu yapamaz, kulun haddine mi düşmüş. Allah'ın izni olmadan kul bir çivi bile yapamaz." ifadelerini kullandı.
"Bugüne kadar bilerek tek bir vakit namazımı dahi kazaya bırakmadım"
Camiye gidemediğinden evde kitap okuyup ibadet etmeye çalıştığını dile getiren Çavuş "1948'den beri beş vakit namazı kılar, orucumu tutarım. Bugüne kadar bilerek tek bir vakit namazımı dahi kazaya bırakmadım, orucumu bozmadım. Fitremi veriri elimden geldiğince hayır hasenatımı yaparım. Camilere gitmek salgın nedeniyle yasak olduğundan beş vakit namazımı evde kılıyorum, kitap okuyorum. Orucumu tutup ibadetlerimi yapmaya çalışıyorum. 97 yaşındaki bir insan başka ne yapabilir ki elimden bu kadar geliyor. Allaha hamd olsun." şeklinde konuştu.
"İftar ve sahurlarımı kendim hazırlıyorum"
Köyde yalnız yaşadığını ama her türlü işini kendi başına hallettiğini belirten Çavuş yemek konusunda maharetli olduğunun altını çizerek "Sahur için peynir, zeytin, yoğurt, tahin, pekmezim var. Çok şükür onlarla idare ediyorum. Bunun dışında her türlü sulu yemek, patates, kızartma çeşitleri gibi değişik yemekleri yapabiliyorum. Sadece dolma ve ekmek yapamıyorum. 1989 yılında Hacca gidene kadar köyümüzdeki bütün düğün yemeklerini ben yapardım. Hacdan döndükten sonra yemekleri artık yapmadım.
"Kur'an-ı Kerimleri yaktılar"
Her dönemde Kur'an'a saldırıldığını belirten Çavuş "Şimdiki gençlerin çok azı Allah'ı ve Peygamberi tanıyor. Kur'an-ı Kerim'e hikâye gözüyle bakıyorlar. Bizim köyde Molla Muhammed adında bir âlim vardı. İnsanlara Kur'an-ı Kerim öğretirdi. O zamanlar da böyle hoparlörler yoktu. Ramazan ayında o sahur vakti sala okuduğunda şehirde duyulurdu. Kur'an okuttuğu için şikâyet edildi. Şikâyet üzerine köye gelen asker, Kur'an-ı Kerim'leri toplayıp Pirin mağaralarında yaktılar. Molla Muhammed o zaman ki komutandan bir tanesini geri vermesi için ne kadar ısrar ettiyse de geri vermediler. O gün bu gündür Kur'an'ın hükmünü kaldırmaya çalışıyorlar. Oysaki Kur'an-ı Kerim dört hak kitabın serdarıdır." şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.