Osmanlı'nın mirasına sahip çıkıldığı anda karşımıza darbeler çıkıyor
ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yıldönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan STK temsilcileri, Türkiye’nin bir daha darbe girişimleriyle yüzleşmemesi için önemli tavsiyelerde bulundular.
15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından ABD’nin desteğiyle gerçekleştirilen ve 250 kişinin katledildiği, 2 bin 196 kişinin ise yaralandığı darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle açıklamalarda bulunan STK temsilcileri önemli tavsiyelerde bulundular.
Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu Dönem Sözcüsü Doç. Dr. Davut Okçu ile Türkiye Kardeşlik Birliği Derneği (TÜRKAB) Batman Şube Başkanı Şehmus Temiz, yeni darbelerle yüzleşmemek için sistemde ciddi değişikliklere ihtiyaç olduğunu belirttiler.
"15 Temmuz tarihi Türkiye için darbeler açısından dönüm noktası"
Darbelere zemin hazırlayan unsurların tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Davut Okçu, "15 Temmuz tarihi Türkiye için darbeler açısından dönüm noktası çünkü Türkiye’nin siyasi tarihine baktığımız zaman her on yılda bir darbelerle karşılaşmış bir Türkiye görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda bir daha darbe gündeme gelmemeli. Bunun için de bir takım önlemler alınmalıdır. Bunun için evvela yetiştireceğimiz öğrencilerin milli iradeye saygılı öğrenciler olması gerekiyor. Ama zaman zaman basına yansıyan haberlerde görüyoruz ki yetiştirdiğimiz öğrencilerin hele üniversite öğrencilerinin bir kısmı milli iradeye saygısızdır. Bir örnek verecek olursak Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) basına yansıyan son görüntülerde mezuniyet töreninde maalesef öğrenciler halkın seçtiği Cumhurbaşkanına karşı saygısızlık yapmışlardır. Bu vahim bir sonuç dolayısıyla milli iradeye, demokrasiye saygılı nesiller yetiştirmek zorundayız. Bu milli irade saygı meğer eğitimle ilgili değilmiş. Yani siz eğitimde profesör seviye getirebilirsiniz ama takiyye yapabiliyor. Münafıklık yapabiliyor. Milli iradeyi dolandırma niyetinde olabiliyor." dedi.
"Milli iradeye saygılı siyasetçiler yetiştirmek zorundayız"
Türkiye’nin bir daha darbe girişimleriyle yüzleşmemesi için milli iradeye saygılı neferler yetiştirilmesi gerektiğini belirten Okçu, "Milli iradeye saygılı siyasetçiler yetiştirmek zorundayız. Siyasetçilerimizin milli iradeye saygılı olması gerekiyor. En son Cumhurbaşkanımızın yemin töreninde bir siyasi grup bir siyasi parti saygısızlık yapmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiş, milli irade tarafından seçilmiş ama meclise girdiğinde konuşma yaptığında milli iradeye saygılı olmayan bir tavır sergilemişlerdir. Bu da üzücü bir şey. Siyasetçinin evvela milli iradeye saygılı olması şarttır." ifadelerini kullandı.
"Takiyye yapmayan asker yetiştirilmesi gerekiyor"
Darbelere zemin hazırlayan ana etkenlerin önünün kapatılması gerektiğini belirten Okçu, "Bizim, askerlerimizi yetiştirirken, subaylarımızı yetiştirirken milli iradeye saygılı nesiller yetiştirmek, subaylar yetiştirme mecburiyetimiz var. Daha önce Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarında yetişen öğrencilerin büyük bir kısmı kendilerini siyasi otoritenin, milli iradenin üstünde sayarlardı. Hatta kendilerinde darbe yapma hakkı tanıyorlardı. Mesela Mısır’da asker gidiyor mevcut cumhurbaşkanının önünde esas duruş gösteriyor ama biz daha sonra anladık ki takiyye yapıyorlar. Öyleyse askerin takiyye yapmadan, gerçekten milli iradeye saygılı bir şekilde yetiştirilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
Okçu, "Daha önce Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu bu amaçta iyi bir sınav vermemiştir. Milli Savunma Bakanlığı üniversitesi kuruldu. Şu anda umuyoruz ve bekliyoruz ki bu üniversiteden milli iradeye saygılı nesiller yetişir. Bundan sonra artık askerlerin kafasının arkasında yönetime el koymak, darbe yapmak gibi fikirler üretmez. Halka saygılı olurlar, milli iradeye saygılı olurlar ve bundan sonrada darbe sözcüğü siyasetimizden geleceğimizin edebiyatından silinir inşallah. Böyle bir temennimiz var." açıklamasında bulundu.
"Neredeyse rutin olarak her on yılda bir darbelerle bugüne geldik"
Yanlış kurulan sistemin neredeyse her 10 yılda bir darbelerle yüzleştiğini hatırlatan Şehmus Temiz, "Darbelerle yüzleşmemek için Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna inmek lazım çünkü Türkiye Cumhuriyeti kurulurken cumhuriyet ilan edildi ama cumhuriyetle yönetilecek bir sistem kurulmadı. Ondan dolayı da kurulduğu gündem beri 1950’ye kadar zaten tek parti yönetimiyle yönetildi. Ondan sonra da neredeyse rutin olarak her 10 yılda bir darbelerle bugüne geldik. Sistem maalesef yanlış kuruldu ve maalesef yanlış devam etmektedir. Darbelerle yüzleşmek istemiyorsak aslında en başa dönmemiz lazım ve sistemi baştan yeniden kurmamız gerekir. Orda yapılan yanlışların bertaraf edilmesi lazım çünkü öyle bir sistem kuruldu ki aslımıza döndüğümüzde, asıl misyonumuza döndüğümüzde karşımıza darbeler çıkıyor." dedi.
"Türkiye Osmanlının mirasına sahip çıkmaya kalktığı anda karşımıza maalesef darbeler çıkıyor"
Temiz, "Aslında 1920’lerde toprağa gömdüğümüz, denize döktüğümüz ruh, tekrar ordumuzun içine, üniformamızın içine girip kafamıza balyozu indiriyor. Maalesef rutin olarak bu devam ediyor. Ama son balyozda kontra atak yediler. Halkın kafasına indirecekleri balyoz kendi kafalarına indi. Bu da bir milat olmalı ve 15 Temmuz'dan sonra sistemin tekrardan yenilenmesi, güncellenmesi ve zamanımıza, çağımıza, kültürümüze ve misyonumuza uygun hale getirilmesi lazım ki tekrardan darbelerle karşılaşmayalım. Yoksa sistem devam ederse 3-5 yıl olmasa bile maksimum 10 yıl Türkiye’deki darbe aralığı ve bu sistemle, üzülerek söylüyorum, tekrardan hazırlanacaklar, toparlanacaklar, dış desteği bulup tekrar karşımıza bir darbeyle çıkacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken bir imparatorluğun toprakları üzerine kuruldu demeyeceğim. Aslında bir imparatorluk makaslanarak Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bütün dünya bunu böyle görüyor. Türkiye’yi Osmanlı'nın devamı olarak görüyor. Türkiye Osmanlı'nın mirasına sahip çıkmaya kalktığı anda karşımıza maalesef darbeler çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"Takiyye yapmaya birilerine şirin gözükmeye gerek yok"
Sistemin darbelere kapı araladığını belirten Temiz, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Türkiye’ye diyorlar ki; 'Sen asıl misyonuna, ceddinin misyonuna, dünyanın sana yüklediği misyona dönmeyeceksin. Dönersen sana anti demokrasi yollarla demokrasi havarisi olan, demokrasinin beşiği olarak kendini gösteren insanlar ben senin demokrasini de özgürlüğünü de insan haklarını da tanımam ve ezerim seni' diyor. Bu nedenle dostumuzu düşmanımızı iyi tanımamız gerekir. Yüzdeki maskelere kanmamamız lazım. Hatta kanmayı bırak o maskeleri artık indirmemiz gerekir. Bu aşamadan sonra takiyye yapmaya birilerine şirin gözükmeye gerek yok. 1960’tan beri yapılan darbelerin arkasındaki asıl gücün aynı olduğunu görüyoruz. Artık o güce gerekli tokadı indirip o tokatla beraber maskeyi de düşürmemiz gerekiyor."
"Sistemin içerine çöreklenmiş virüsler temizlenmesi gerekiyor"
Temiz, "İnsan kaynağı noktasında sıkıntılarımız var. İnsan yetiştirmeye daha çok özen göstermemiz gerekir. Kaliteli insan yetiştirmemiz lazım. Kaliteli insanların da belli noktalara gelmesi gerekir. Sistemin içerine çöreklenmiş, virüs temizleyip temelden virüs bulaşmamış insanları gerekli noktalar yerleştirmemiz gerekiyor. Yerleştirme derken de o aslında kurtuluş savaşındaki ruh Çanakkale ruhuyla insanları Türk’ü, Kürd’ü, Arap’ı, Zaza’sı, Çerkez’iyle ayırmadan, işte cemaat tarikat diye ayırmadan herkesi aslında o ana ruhla yetiştirip, o ruhla o noktalara getirmek lazım ki tekrardan böyle bir şeyle karşılaşmayalım. Karşılaştığımızda da vücut direncimiz yüksek olsun. O dirençle onları bertaraf edelim ve o direncimizi gördüklerinde de onlar cesaret edemesin." diye ye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.