Pandemi sürecinde gıda ürünlerindeki fiyat artışı cep yakıyor
Tüm dünyayı etkisi altına alan Coronavirus pandemisinin ardından temel gıda ürünleri başta olmak üzere birçok üründe yüzde 40’ı bulan fiyat artışı vatandaşı kara kara düşündürüyor.
Binlerce kişinin işsiz kaldığı, gelirlerinin azaldığı ve alım gücünün de düştüğü pandemi sürecinde tarım ülkesi olan Türkiye’de hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, ayçiçeği yağı başta olmak üzere birçok gıda ürünün fiyatının aşırı derecede artması vatandaşların en büyük sorunu oldu.
Temel gıda fiyatlarında yaşanan artışlar vatandaşın alım gücünü düşürürken, gıda ürünlerine yapılan zamlardan sonra vatandaş ne yapacağını şaşırdı. Temel gıda ürünlerinin fiyatlarının yükselmesi cep yakarken, özellikle eylül ayı başında 40-45 TL aralığında satılan 5 kilogramlık ayçiçeği yağı fiyatının son bir ay içinde yüzde 30 artması vatandaşın adeta belini büktü.
Gaziantep’te Toptancılar Sitesi’ndeki gıda sektörü temsilcileri, bir ay öncesine kadar fiyatı 140 TL olan 18 litrelik ayçiçeği yağının fiyatının şu anda 200 TL olduğunu ve fiyatların önümüzdeki aylarda daha da yükseleceğine dikkat çekiyor.
Hak Sanayici ve İş Adamları Derneği (HAKSİAD) Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Karakurt, hububat ve bakliyat başta olmak üzere birçok gıda ürününün fiyatının yaklaşık yüzde 50 arttığına dikkat çekti.
Karakurt, dövizdeki hareketliliğin ayçiçeği yağı başta olmak üzere hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri fiyatlarına yansıdığını belirtti.
“Pandemi sürecinde gıda ürünlerine talep daha da arttı”
Pandemi süreci ile birlikte gıda ürünlerinin fiyatlarında çok ciddi bir artış olduğunu belirten Karakurt, “Tabi bu artış birazda arz talep meselesinden kaynaklandığı gibi aynı zamanda bunun farklı yönleri de var. Gıda ürünleri temel ihtiyaç ürünleridir. Pandemi süreci ile beraber dışarıda yemek yeme kültürü eve taşınmış oldu. Çünkü virüs sebebiyle lokanta ve restoranlar da yemek yeme riskli olmaya başladı. Dolayısıyla halk mutfak kültürüne yoğunlaştı. Bu da ister istemez gıda ürünlerine olan talebi artırdı. Bu talepte fiyatların yükselişine neden oldu.” dedi.
Maliyetlerin yüksek olmasının hem çiftçiyi hem esnafı hem de vatandaşı mağdur ettiğine dikkat çeken Karakurt, hükümetin maliyetleri düşürmesi gerektiğini belirtti.
“Ürün çiftçinin elinden çıktıktan sonra pahalanıyor”
İthalatçı firmaların temel gıda ürünlerinde düşüş istemediğini ifade eden Karakurt, “Çünkü dışarıdan ithal ettikleri yüklü miktarda ürün var. Dolayısıyla yerli üretimin fiyatı düştüğü vakit ellerindeki ürünü de ucuza satmak zorunda kalıyorlar. Gıda ürünlerinin fiyatını düşürmemek ve daha fazla kazanmak için çiftçinin piyasaya sürmüş olduğu ürüne rağbet göstererek piyasadan topluyorlar. Ürünü piyasada toplama neticesinde fiyatları yükselmiş oluyor.” ifadelerini kullandı.
“Planlı bir tarım politikasının izlenmesi gerekiyor”
Yükselen bir ürünün fiyatının bir daha düşmediğine dikkat çeken Karakurt, “Özellikle bazı gıda ürünlerinde dışarıya bağımlılıktan kurtulamıyoruz. Hükümetin bu noktada planlı bir tarım politikası izlemesi gerekiyor. Örneğin pandemi sürecinden önce 5 litrelik ayçiçeği yağı 40-45 lira iken şu anda 55-60 liradan satılıyor. Yaklaşık yüzde 30 civarında bir yükseliş var. Bu da dışarıya bağımlı olduğumuzdan kaynaklanıyor. Biz ülke olarak ayçiçeği yağının ancak yüzde 35'ini üretebiliyoruz. Dolayısıyla dışarıya bağımlıyız ve bağımlı olduğumuzdan dolayı büyük tüccarlar bu işin özellikle hammaddesini alıp satanlar birkaç tane büyük firmanın elinde ve bunlar da fiyatları düşürmüyorlar. Daha fazla kazanmak adına mağduriyetler meydana getiriyorlar.” şeklinde konuştu.
“Devletin asgari ücretliden vergi almaktan vazgeçmesi gerekiyor”
Dar gelirli olan vatandaşlar özellikle asgari ücretle çalışanların şu an çok zor durumda olduğuna dikkat çeken Karakurt, “Asgari ücretle çalışan bir vatandaş en az 3 gün boyunca 18 litrelik bir ayçiçeği yağını almak için çalışıyor. Bunun bakliyatı, hububatı, çayı, şekeri, ulaşımı ve giyimi var. Dolayısıyla bu kişi evini geçindirmekte zorlanır. Bundan dolayı hükümetin hem ülkeyi dışa bağımlılıktan kurtaracak hem de dar gelirli ve asgari ücretle çalışan vatandaşını rahatlatacak adımlar atması gerekiyor. Tabi bunun farklı çözümleri de olabilir. Ama en başta devletin artık asgari ücretli vatandaşlardan yüzde 40 vergi almaktan vazgeçmesi gerekiyor ki hem işveren hem de çalışan açısından bir rahatlama meydana gelsin. Eğer hükümet asgari ücreti yükseltirse bu defa işveren işçiyi işten çıkarmak zorunda kalacak. Yine mağdur olan işçi olacak. Dolayısıyla kalıcı çözümlerin hükümet tarafından meydana getirilmesi lazım ve bunun sahada uygulanması gerekiyor.” diye konuştu.
Gıda ürünlerindeki fiyatların düşmesi için üreticinin desteklenmesi gerektiğini belirten Karakurt, girdi maliyetlerinin düşürülmesini talep etti.
“Hükümetin faizi temelden kaldırma çarelerine başvurması gerekiyor”
Dövizdeki hareketliliğin esnafı çok olumsuz etkilediğine dikkat çeken Karakurt, Türkiye’nin artık dolara bağımlılıktan kurtulması gerektiğini belirterek, “Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede devlet eliyle faizin halen icra edilmesi ülke açısından bir ayıptır. Hiçbir şekilde hiçbir ekonomist faizin faydasından bahsedememiştir. Mademki faiz toplum için bir beladır, hükümetin faizi temelden kaldırma çarelerine başvurması gerekiyor. Şu ana kadar faizle ekonomisi yükselen hiçbir ülke olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Faizin kaldırılması bir günde olmayacak ama periyodik aralıklarla faiz belasından bu milletin kurtulması gerekiyor.” dedi.
Toptancılar Sitesi’ndeki esnaflardan Murat Aslan da hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ile ayçiçeği yağı fiyatının her geçen gün arttığına dikkat çekti.
“Dışa bağımlı olduğumuz müddetçe bu sorun bitmez”
Türkiye’nin tarım ülkesi olmasına rağmen birçok üründe dışa bağımlı olduğunu ve kur fiyatlarının da yüksek olmasından dolayı gıda ürünlerinin fiyatının arttığını belirten Aslan, “Önümüzdeki yıllarda da aynı şekilde fiyatlarının yükseleceğini tahmin ediyoruz. Burada temel sıkıntının tarım ülkesinin tarımı halen yeteri kadar desteklemediğini görüyoruz. Geçen yıla göre bakliyat, hububat ve ayçiçeği yağında yüzde 30-50 oranında bir artış var.” diye konuştu.
“Gıda ürünlerindeki fiyat artışı herkesi mağdur ediyor”
Türkiye'nin birçok hububat ve bakliyat ürününü ithal ettiğini ve bundan dolayı da döviz kurlarındaki hareketlerin bu ürünlerin fiyatlarına doğrudan yansıdığını ifade eden Ali Yıldız da şunları söyledi:
“Temel gıda ürünlerine geçen seneye yaklaşık yüzde 50 zam geldi. Bu durum da bize yansıdı, gittikçe alım gücümüz düşüyor ve kan kaybediyoruz. Daha önce 100 ton ürün alırken şu anda 70-80 ton kadar ürün alıyoruz. Fiyat yükseldikçe alım gücümüz düşüyor. Bu yüzden ürünleri bazen eski fiyata satmak zorunda kalıyoruz. Halkımızın da alım gücü gittikçe düşüyor. Böyle devam ederse fiyatların daha da yükseleceğini düşünüyoruz.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.