Psikolog Feyzullah Akdağ: Ergenlik döneminde kurulan ilişki şefkat, kararlılık ve netlik üzere olmalı
Ergenlik döneminin gençler tarafından anlamlandırılamadığına dikkat çeken Psikolog Feyzullah Akdağ, ergenlik döneminde gençlerle kurulan ilişkinin şefkat, kararlılık ve netlik üzere olması gerektiğini belirtti.
Gelişim basamaklarından bir tanesi olan ergenlik, zihinsel ve bedensel gelişimlerin yaşandığı bir dönemdir.
Ergenlik dönemine girmiş bir çocuk kendine ait özel bir alan içerisinde, ‘Ben kimim, bana ve vücuduma neler oluyor?' sorusunun yanıtını aramakta ve ebeveynleriyle problemler yaşayabilmektedir.
İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Feyzullah Akdağ, bu dönemde en önemli unsurun iletişim ve ilişki şekli olduğunu ifade etti.
Ergenlik döneminin gençler tarafından anlamlandırılamadığını vurgulayan Psikolog Feyzullah Akdağ, "Çocukta bir şeyler oluyor. Daha düne kadar bir şey yoktu ve bir şeyler olmaya başladı. Bu bir şeyler de vücudunda oluyor ve bunu anlamlandıramıyor. Hormonları, vücudu, insanlara bakış açısı, onlara yüklediği manalar değişiyor ve burada ‘ne oluyoruz ya!’ diye düşünmeye başlıyor. Bu durum haliyle sinir, bağırma-çağırma, iletişim sorunlarına ve hayata ciddi manada karamsar bakılması gibi sorunlara sebep olabiliyor." diye konuştu.
"Öğretmen ve anne-baba arasında ciddi bir fark var"
Ergenlik dönemi yaşayan gençlerde anne-baba, nene-dede, amca, hala ve daha sonrasında öğretmen ilişkisi şeklinde devam eden bir süreç yaşandığını ifade eden Akdağ, tüm tarafların rol ve örneklik sınırını iyi belirlemesi gerektiğini söyledi.
Akdağ, "Öğretmen ve anne-baba arasında ciddi bir fark var. Öğretmen daha çok akademik yönden yaklaşırken, anne -baba akademik yönden değil duygusal yönden yaklaşır. Anne ve babanın ergenlerle olan ilişkisine baktığımızda, genelde eğitim üzerinden ilişki kurduklarını görmekteyiz; ‘Dersini yaptın mı? Sınavdan kaç aldın? Okulda ne yaptın? Öğretmen rolünü kapmaya çalışırsak anne baba olarak, çocuklar evi de okul olarak, anne babayı da öğretmen olarak görmeye başlarlar. Bu nedenle, anne-babanın yerine getirmesi gereken şeyleri başka yerlerde aramaya çalışıyorlar. Bu noktada gençler için ekran, internet, telefon ve tablet ciddi bir alternatif olarak orada duruyor." şeklinde konuştu.
"Anne-baba ve çocuk ilişkisinde telafisi mümkün olmayan bir yanlış yoktur"
Ergenlik döneminde ebeveynlerin kendilerine güvenmeleri ve ilişkilerini bunun üzerine devam ettirmeleri gerektiğine vurgu yapan Akdağ, "Evladınızın yetiştirilmesinden sorumlu olduğunuzu unutmayın! Bu yetiştirmek, sadece sağlıklı beslemek anlamına gelmiyor, terbiye edilmesi de önemlidir ve önemsemeliyiz. Elbette bizler mükemmel değiliz. Çocuklarımıza karşı yanlış veya hatalı yaklaşım içerisinde olabiliriz; bunu da kabul etmeli, gerektiğinde özür dileyebilmeliyiz. Anne-baba ve çocuk ilişkisinde asla telafisi mümkün olmayan bir yanlış yoktur." ifadelerini kullandı.
"Gençlerle iletişim kurarken doğal ve samimi olalım"
Ergenlik döneminde, anne ve babanın çocuk tarafından beğenilmemesi gibi sorunların da yaşandığına ve rol model ihtiyacının ortaya çıktığına dikkat çeken Akdağ, şunları kaydetti:
"Peki, bu noktada ne yapılması gerekiyor? Gençler için rol-modeller ortaya koymamız, gençleri gerçek ilişkilere yönlendirmemiz ve ilk örnekliği kendimiz yapmamız lazım. Gençlerle iletişim kurarken prosedüre dikkat etmek zorunda değiliz. Spontane, doğal ve samimi olalım. Hiç beklemediği bir anda elimizi omzuna atıp, ona: ‘Ne yapıyorsun? Diyebilelim. Bu samimi ilişkiyi sağlamamız çok önemli. Bu hareketi benimsemeden yaparsak çocuklar, gençler ve ergenler bunu anlıyorlar ve ‘samimi değilsin’ diyerek reddediliyorlar. Evladımız da görmek istediğimiz ne varsa öncelikle bunu kendimiz yapmamız gerekiyor ki biz kendimiz yapmıyorsak çocuklarımızdan da beklememiz abes olur, boş bir hayal olur. Eğer ki çocuklarımızın telefonla çok fazla vakit geçirmesini istemiyorsak, öncelikle kendimizin de telefonda fazla vakit geçirmemiz gerektiğini bilmemiz lazım."
"Gençler ile ilişkilerde şefkat, kararlılık ve netlik olmalı"
Ergenlik dönemindeki gençler ile ilişkilerde şefkat, kararlılık ve netlik olması gerektiğini kaydeden Akdağ, "Gençten her ne istiyorsanız, bunu net bir şekilde ifade edin ve kararlı bir şekilde bunu devam ettirin. Bunu yaparken sertlikten ziyade şefkatli bir tutun sergileyin. İşte o zaman çocuğunuz şunu anlayacaktır: ‘Annem ve babam bunu benim için yapıyor ve beni severek yapıyor. Ben bu yanlışı yapsam dahi bana olan sevgileri azalmıyor. Davranışımı yanlış görüyorlar ve bu yanlışıma muhalif oluyorlar.’ Çocuk, birkaç defa bunu tekrar ettikten sonra artık bu davranışından geri adım atmak zorunda hissedecektir kendini." dedi.
Anne-babaların itikadi konular gibi esas teşkil etmeyen konularda değişime açık olması gerektiğini söyleyen Akdağ, hayata dair konularda değişime açık olmanın iletişim kanallarının her daim açık olmasında önemli bir rolü olduğunu belirtti.
"Eğer ki evladınızın doğru güzel bir şey yaptığını görüyorsanız amasız, fakatsız ve lakinsiz takdir edin" diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Takdirinizde samimi olun, takdir ettikten sonra ‘doğru olmuş ama’ deyip devam etmeyin. O eleştiriyi başka bir zamanda yapın. Unutmayın! Ekran bağımlılığı yüksek olan çocuklara baktığımızda, büyük oranda gerçek hayatta takdir edilemeyen çocuklar olduğunu görüyoruz. Çünkü takdir edilmek fıtri bir ihtiyaçtır ve bu fıtri ihtiyacını gerçek hayatta yakınlardan elde edemeyen genç, haliylen bu ihtiyacını gidip ekrandan veya oyunlardan elde etmeye çalışacaktır."
"Öğretmenler, kendilerine hayran bırakacak bir tavırda olmalıdırlar"
Ergenlik dönemindeki örneklik arayışı esnasında gençler için öğretmenlere önemli görev düştüğüne dikkat çeken Akdağ, "Bu noktada öğretmenler, ergen öğrencilerine iyi bir örnek olmak istiyorlarsa, öğrencileri bilgileri ile kendilerine hayran bırakacak bir tavırda olmalıdırlar. Örneğin; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ‘Kuantum Fiziği’ ile ilgili bir durumdan bahsederse, dinleyen çocukların gözleri hemen açılır: ‘Bu ne diyor’ der ve bu durum, onda öğretmene karşı bir hayranlık oluşturur. Bununla beraber öğretmenlerin, bilgisinin çok yönlü olduğunu göstermesi ile çocuklarda; ‘bu hoca çok iyi biliyor’ dedirtip bir örneklik teşkil etmek, bir hayranlık uyandırmaya yönelik çalışmak, gençler için hem akademik olarak hem de okuldaki disiplin manasında çok daha iyi olur. Gençler çok daha iyi duruma gelirler. Herhangi bir problem yaşamadan ve yaşatmadan ergenlik dönemini de okul açısından da rahat bir şekilde tamamlayabilirler." dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.