PYD, Amerika’nın siyaseti ve menfaati için hizmetkâr olmuştur

PYD, Amerika’nın siyaseti ve menfaati için hizmetkâr olmuştur

ENKS yöneticilerinden Fûad Elîko, Suriye Kürdistan’ında yaşananları, PYD’nin baskılarını İLKHA mikrofonlarına anlattı.

ENKS (Encûmana Niştimanî ya Kurdî li Sûriyê - Suriye Kürt Ulusal Konseyi) yöneticilerinden Fûad Elîko, Suriye Kürdistan’ında yaşananları ve Suriye’nin geleceğini değerlendirdiği İLKHA mikrofonlarına PYD’nin, Amerika’nın siyaseti ve menfaatleri doğrultusunda hizmetlerde bulunduğunu söyledi.

İlke Haber Ajansı’nın (İLKHA) ENKS yöneticilerinden Fûad Elîko ile yaptığı röportajda ENKS’nin Suriye’deki pozisyonu, PYD’nin Kürtler üzerindeki baskıları, ABD-PYD ilişkisi gibi konu başlıkları öne çıktı.   

Fûad Elîko ile yapılan röportajın tamamı:

Öncelikle Suriye’de ENKS’nin pozisyonu nedir, neyi hedefliyor?

ENKS Suriye rejimine karşıdır

“Halkımıza şunu söylemek istiyorum; Suriye’de Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) var. Bu konsey 12 parti, gençlerden oluşan 18 örgüt ve ayrıca kadınlardan oluşan 3 komiteden meydana geliyor. Ayrıca Kürt olup gerek entelektüel gerek dini ve gerekse de aşiret olarak konseyde yer alan gruplar da var. Bu konseyin başkanı İbrahim Bıro’dur. Bu konsey kendisini Suriye koalisyonunun bir parçası olarak görmekte olup Suriye rejimine karşıdır. Biz Suriye koalisyonun bir parçasıyız. Biz yeni bir Federal Suriye’nin inşası için çalışıyoruz ve bu Suriye içerisinde Kürtlerin hakkını gözetecek Federal Kürt Bölgesi olsun istiyoruz.  Bu bölge de Cizîre’den Kobani’ye oradan da Afrin’e kadar uzanmaktadır.”

PYD neden ENKS üzerinde baskı uyguluyor?

Rejimin desteğiyle hareket eden PYD, kendine engel gördüğü ENKS’nin faaliyetlerini durdurmaya çalışarak varlığını sürdürmeyi amaçlıyor

“Yanımızda PYD oluşumu var. Bu oluşum ilk günden beri Suriye halkı ve direnişinin yanında yer almadı. Rejim ile işbirliğine gitti. Rejim PYD’yi besledi ve ona silah verdi. Fikirsel olarak farklı kutuplarda yer alan bu iki oluşum birlikte hareket ettiler. Biz siviller için çalışırken onlar askeri noktada çalıştılar. Bu yapı güçlendikten ve askeri yapısını oluşturduktan sonra baskı ve tehditle ENKS’nin kendilerine boyun eğmesini istedi. ENKS’nin çalışmaları dursun ki onlar kendi varlığını sürdürebilsinler. Konsey başkanımızın yakalanmasından önce onlar çok kötü şeyler yaptılar ve birçok üyemizi tutukladılar. Afrin ENKS sorumlusu Abdurrahman Abo 3 aydan fazla zindanda kaldı. O ENKS’nin bir lideridir. ENKS sorumlularından Amudlu Abdullah Uc da PYD’nin zindanlarındadır. Bu gibi örnekler çok var. Bunun dışında ENKS’nin çatısı altında olan ofis ve partilere saldırıyorlar. Bunları bazen yakıyor bazen de sloganlar yazarak Kürdistan bayrağına basıyorlar. Bu konuda sürekli baskı yapılıyor. Bunun dışında gençlerimizi zorla götürüp asker yapıyorlar.”

Peki, bu baskılara karşı ENKS ne yapıyor?

İbrahim Bıro’ya “Eğer dönersen seni öldüreceğiz” dediler

“Bu olanlara karşın ENKS onlara karşı durdu ve onları kınayan açıklamalar yaptı. Daha sonra onlar öyle bir duruma geldiler ki baskıları daha da arttı ve ENKS Başkanı İbrahim Bıro’yu tutukladılar. Suriye sokaklarında ENKS’nin Kürt halkı içerisinde bir prestiji vardır. Biz diyebiliriz ki halk ENKS ile birliktedir; ancak ENKS silahlı değildir. ENKS’de silah yoktur. Bu durum onların baskılara maruz kalmalarına sebep oldu. İbrahim Bıro’yu tutuklamaları konusunda başka çareleri kalmadı. Ardından Suriye Kürdistan’ında bütün halk sokaklara inip ENKS’nin başkanı İbrahim Bıro’nun tutuklanmasını kınayacaktı. Başka çareleri kalmadı sabahın erken saatlerinde Bıro’yu alıp Kürdistan Bölgesi’ne götürdüler ve ona dediler ki; ‘Eğer dönersen seni öldüreceğiz. Seni paramparça edeceğiz.’  Ama ben diyorum ki o dönecek ve onlar onu parçalayamayacaklar. Eğer siz onu parçalarsanız onun yerini alacak yüzlerce genç var.”

Şu an Amerika PYD için hem silah hem de asker gönderiyor ve onları eğitiyor. Sizce Amerika bununla neden yapıyor?

PYD, Amerika’nın siyaseti ve menfaati için hizmetkâr olmuştur

“Biz buradaki Amerikan Büyükelçisi ile görüşürken şu anda Türkiye’de kalan Suriye’nin Amerikan Büyükelçisi gelip bizimle oturdu. Dedi ki; ‘bizim PYD ile herhangi siyasi bir ilişkimiz yoktur. PYD istiyor; ancak biz istemiyoruz. Bizim onlarla olan ilişkilerimiz askeridir. Bizim için bir iş yapıyorlar. Onlar DAİŞ’e karşı savaşıyorlar. Bizim de zaten DAİŞ ile savaşacak askerlere ihtiyacımız var. Bizim bu anlamda çıkarlarımız uyuşuyor. Bundan başka bir ilişkimiz yok. Amerika 50 bin dolaylarında askerini getirip DAİŞ’e karşı savaşa dâhil edeceğine burada 50 bin Kürt genci var ve bunları Kürt bölgesi dışında DAİŞ ile savaştırıyor.’ Bizdeki verilere göre çoğu Menbic’te öldürüldü. Şimdi onlar oradan çıkacak. Ya Bab ya Tabga ya da Rakka’ya gidecekler. PYD Amerika’nın siyaseti ve menfaati için DAİŞ’e karşı Amerika’ya hizmetkâr olmuş. ENKS olarak biz diyoruz ki, direnişimizi ve çalışmalarımızı halka ve bölgeye karşı yapıyoruz ve bu konuda ister DİAŞ ister rejim olsun bölgeye hâkim olan herkese karşı biz hazırız. Bunun dışında bizim Irak Kürdistan’ında peşmergelerimiz var. PYD bunu istemiyor. Biz diyoruz ki peşmerge bizim yaptığımız siyasetin çatısı altında çalışacak. Biz başkalarının yanında asker olmayacağız.”

Suriye muhalefeti şu an çok dağınık duruyor. Doğrusu zayıflamış durumdalar. Bu durumda Suriye’nin geleceği, Esed’in akıbeti ne olur. İleriki günlerde Suriye halkını neler bekliyor?

“Doğrusu zor bir soru ve aynı zamanda büyük bir problem. 2 yıl önce Suriye muhalifeti koalisyon içerisindeydi. Ama şu an bu muhalifler birçok kola dağıldı. Bundan dolayı Suudi Arabistan 4 kişilik bir heyet gönderdi. Biz bir kongre tertipledik. Bu kongreyi 2016 yılının ilk ayında yaptık. Bu dört bölümden oluştu. Suriye koalisyonu, Tansik Komitesi, bağımsız kişiler ve askeri gruplar. Diyebiliriz ki bu dört grup ulusal birlik çatısı altında Suriye rejimi ile müzakere yaptılar ve Cenevre’de barış için bir araya geldiler. Ben de bu müzakerenin bir üyesiyim. Muhalifler bir olabilir ama biz dört farklı grup bir araya gelip aynı anlayış çerçevesinde çalışmalarımızı idame ettiriyoruz. Biz bugün ulusal birlik çatısı altında bir araya gelir ve ortak bir paydada birleşirsek inanıyorum ki, Suriye için geride bir sorun kalmayacak. Sizin de bildiğiniz üzere dünyada birçok farklı gruplar var ve bu muhalefet ile birlikte değiller. DAİŞ coğrafik olarak elinde geniş bir alan bulunduruyor. Dünyanın tamamı ona karşıdır. PYD’nin elinde bir bölge var ve PYD bu koalisyon içerisinde değildir. El Nusra Cephesi şu anki adıyla Fethu’ş Şam bu koalisyon içerisinde değildir. Bu üç grup da Suriye halkı nezdinde kabul görmüyor ve her üçünün de belli bir ağırlığı var. Bu da önümüzde büyük bir sorundur. Ortak siyasi bir görüş bunlara bir cevap verecek. Şu an olduğu gibi 2 grup DAİŞ’in saldırısı altındadır. El Nusra ve DAİŞ. Ama eğer biz rejim ile bir araya gelirsek aramızda belli başlı kararlar alınacak. Denilecek ki bu şekildeki Suriye’yi kabul eden gruplar gelin bize yardımcı olun. El Nusra ve DAİŞ grupları dışındakiler. Ama bunu kabul edenlere denilecek ki silahları bırakın. Yeni bir devlet ordusu (gücü) kurulacak. Gerek PYD ve gerekse PYD dışındakiler bu merhaleye geldiklerinde (silah bırakma merhalesi) Suriye rejimi savaşı bitirecek.”

Tüm yaşananlarla beraber Suriye Kürdistanı’ndaki son durum nedir?

Halkımız ihtiyaçlarını gireme konusunda çok zorluk çekiyor

“Bizim üç büyük sorunumuz var ki, bugün Suriye halkının yüz yüze kaldığı sorundur. Bunlardan biri Haseke, Qamışlo gibi büyük şehirlerde istihbarat ve askeriyle güçlü ve rolü olan rejim. Qamışlo Havaalanı rejimin elinde ve bunu askeri anlamda kullanıyor. İkincisi şu ki, biz ekonomik olarak muhasara altına alınmışız. Kuzeyde, Türkiye tarafında yolların tamamı kapanmış durumda. Bu anlamda halkımız ihtiyaçları konusundaki yardımlardan Türkiye’deki kapılar kapalı olduğundan faydalanamıyor. Güneyde de DAİŞ var. Halkımıza yardım ve hizmet etmemiz için hiçbir yol yoktur. Halkımız ihtiyaçlarını gireme konusunda çok zorluk çekiyor. Sadece biz ile Kürdistan bölgesi arasında olan köprüden geçiş var. Bu köprü de su üzerinden sağlanmakta ancak hiçbir resmiyeti yoktur. Bundan dolayı da istenilen düzeyde istifade edilemiyor ve halkımızın geçişi için kâfi değildir. Irak Kürdistan’ı, Türkiye’den gıda aldıktan sonra Suriye Kürdistan’ına satıyor ya da İran’dan getirdikten sonra buraya satıyor. Bu gıda da Afrin bölgesine yetişmiyor ve Kobani bölgesine yetişene kadar birçok sıkıntı ile karşılaşılıyor. Ticari ve yol ile ilgili olarak böyle. Halkımızın hayata tutunması için üç önemeli şeyi vardı. Bunlardan biri onlar hükümet içerisinde memur idiler ve bu gitti. Şimdi bunlar hayatlarını nasıl devam etsinler. Bu sorunlardan ikincisi ise imardır. Siz de biliyorsunuz ki inşaatların imarı için birçok kişiye ihtiyaç var ve o da kalmadı. Üçüncüsü ise ziraat konusundur.

Ziraat, inşaat ve işçilik bitti. Halk yaşamını nasıl sürdürecek? Siyasi açıdan PYD’nin baskısı da şartları çok olumsuz etkiliyor. Öyle bir durum ki oğlum PYD’nin çatısı, sloganı ve felsefesi altında askere gitsin. Ben ne yapabilirim ki. Bu durumda oğlumu çıkarmam gerekecek. Aksi takdirde oğlum kaçar. Bundan dolayı 200 bine yakın genç kaçtı. İstanbul gibi bir yerde 150’ye yakın partimizin genç üyesi vardı. Bu gün o 150 kişiden sadece 12 kişi kalmış. 138 kişi Avrupa’ya gitti. Savaştan kaçıp buraya geldiler. Burada iş yoktu. Dil de bilmediklerinden sınır kapısı açılınca gittiler. Bu küçük bir örnektir. En basitinden bugün Türkiye’de Suriye Kürdistan’ından 600-700 bin Kürt var. Irak Kürdistan’ında yarım milyon Kürt var. Ve bunların çoğu askerlik yapma yaşında ve memurlar. Belki hayatlarını orada idame ettiremediler. PYD’nin siyaseti sivri ve zorbalığa dayalı, evlere yapılan baskınlar ve insanları zorla yataklarından alıp götürme şeklinde oluyor. Onlardan kaçan gençleri de vurup öldürüyorlar. Bu anlamda üç şey var. Bölgenin kuşatılması, ekonomik durum, işsizlik ve PYD’nin baskısı.”

Son olarak ne söylemek istersiniz?

“Biz istiyoruz ki sizler Suriye’deki Kürtlerin sorunuyla daha fazla ilgilenesiniz. Benimle röportaj yaptığınız gibi bu anlamda diğer Kürt siyasetçileri ile de röportajlar yapmanız önemlidir. Bizim iletişim noktasında çok eksiğimiz var. İstiyoruz ki sesimizi halkımıza duyuralım. Bizi dilediğiniz için tekrar teşekkür ediyorum”

İLKHA

NOT: Röportaj 15 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleştirilmiştir



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.