Ramazan’ın ikinci cumasında camiler yine sessiz kaldı
Gaziantep'te cuma namazları ve diğer kandil günlerinde dolup taşan Ulu Camii başta olmak üzere kentteki camiler, Coronavirus salgını nedeniyle boş kaldı.
Türkiye genelinde yaşanan Coronavirus (Covid19) salgını nedeniyle alınan birçok tedbir normal hayatı da olumsuz etkiliyor. Vatandaşların sağlığı ve toplumun güvenliği için alınan tedbirlere genel anlamda herkes uyumaya çalışırken diğer taraftan da Ramazan ayında cuma günleri ve teravih namazı vaktinde camilerin sessiz kalması Müslümanları derinden üzüyor.
Yaklaşık 6 haftadır cuma namazlarının kılınamadığı Türkiye genelinde Ramazan ayının da gelmesiyle birlikte teravih namazları da kılınmıyor.
Hüzün ve burukluğun yaşandığı bu Ramazan ayında vakit, teravih ve cuma namazı başta olmak üzere asırlardır yaşatılan mukabele geleneğinin camilerde cemaatle yapılamaması ise Müslümanlar için hiç alışık olunmayan bir Ramazan ayının yaşanmasına neden oluyor.
Ramazan ayında iftar sofralarını hiç kimse ile paylaşamamanın da üzüntüsünü yaşayan Müslümanlar, teravih namazları sonrasında cami avlularında bir araya gelememenin ve hasbihal edememenin de hüznünü yaşıyor.
Hüzünlü bir Ramazan ayinin ikinci güne 8’inci gününe girilirken bir an önce Covid-19 salgınının bütün etkilerinin yok olması ve insanların normal yaşamına geri dönmesi için dualar ediliyor.
Gaziantep’te cuma namazları ve diğer dini günlerde dolup taşan Ulu Camii de ilk defa Covid-19 salgını nedeniyle ilk defa Ramazan ayında boş kaldı.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Ulu Camii, Ramazanın ikinci cumasını da sessiz geçirdi. Kentte ezan okunduktan sonra cami hoparlöründen Covid-19 salgının atlatılması için dua edildi.
Geçtiğimiz yıllarda Ramazan ayında cuma namazında dolup taşan Ulu Camii’nin bu yıl Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında sessizliğe büründüğünü belirten Ulu Camii imam hatibi Hüsrev Tunçer, virüs nedeniyle camilerin boş ve sessiz kalmasına üzüldüklerini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından cemaatle birlikte namaz kılınmaması kararının devam ettiğini ve sokağa çıkma yasağının da etkisiyle sessiz bir Ramazan ayı yaşandığını belirten Tunçer, Covid-19’un bütün etkilerinin yok olması ve camilerin yine eski canlılığına dönmesini temenni etti.
Tüm İslam âleminin evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluş olan ve Ramazan ayını tebrik eden Tunçer, “Cenab-ı Hak hayırlara vesile eylesin. Gün olarak da yine Kur'an-ı Kerim’de geçen cuma günündeyiz. Cenab-ı Hak bu cuma günümüzü inşallah hayırlara vesile eylesin. Cenab-ı Hak tüm İslam âlemine inşallah hayırlar getirsin. Cenabı hak bu günlerin ve bu ayın bereketi ile başımızda olan bu salgın hastalığı bir an evvel inşallah def eylesin.” dedi.
Cuma günleri Ulu Camii’nin hınca hınç dolduğunu ve hatta taştığına dikkat çeken Tunçer, şunları dile getirdi:
“Kürsülerimizde müftülerimiz ve vaizlerimiz vaaz verirdi. Cuma hutbesi irat edilir, ondan sonra cuma namazı kılınır ve dağılırdık. Fakat bu virüs salgını nedeniyle camilerimizde cemaatle namaz kılmayı ara bir süre verildi. Diğer vakitlerde vatandaşımız gelip camimiz de ferdi olarak da sosyal mesafeye uyarak namazlarını eda edebiliyorlar. Fakat cuma günleri ise tedbir amaçlı Diyanet İşleri Başkanlığımızın bize vermiş olduğu talimata göre cuma günleri camimizi kapalı tutuyoruz. Bu salgın hastalığın bir an evvel ortadan kalkması için bunlar elbette ki alınan tedbirlerdir.”
Cemaatin caminin süsü olduğunu belirten Tunçer, caminin cemaatle şenlendiğini ve süslendiğini dile getirerek, “Camilerimiz cemaatimizle güzel oluyor. Bizde bunun bilincine vardık. Cemaatimiz olmazsa ibadet mekânları kuru bir yapıdan, bir beton yığınından ibaret olmuş oluyor. Cenab-ı Hak camilerimizi cemaatsiz ve Müslümansız bırakmasın. Cenab-ı Hak bugünleri inşallah en kısa zamanda atlatmayı yine camilerimizi cıvıl cıvıl olmasının, cemaatimizin gelip cuma, bayram ve vakit namazlarını eda etmemizi bizlere nasip eylesin.” temennisinde bulundu.
İmam hatipler olarak cami cemaatini özlediklerini belirten Tunçer, “Cemaatimizin kıymetini bildik ve Müslümanların birlik, beraberlik içerisinde omuz omuza vererek, saf halinde namaz kılmasını özledik. Yani demek ki Müslümanlar, cami cemaatimiz olmazsa, camilerimizin, imam hatiplerin bir kıymetimiz kalmamış oluyor. Camilerimizi ziyneti Müslümanlardır ve cemaatimizdir. Cenab-ı Hak özlediğimiz o günlere en kısa zamanda bizleri inşallah kavuştursun. Bu duruma tabi ki üzülüyoruz. Hatta üzülmenin ötesinde gerçekten bazen gözümüzden artık yaş akıyor. Sabah namazına geldiğimizde mukabele için cemaatimiz kapıda sıra beklerdi, içeriye alırdık. Ezanı Muhammedi okunduğunda da insanların coşku halinde koşup camiye gelmesi, özellikle teravih namazlarımız ve Ramazan ayında cuma namazlarımız aklımıza geldiğimizde hüzünleniyoruz. Bugün cuma günü ve cuma vakti camimiz bomboş ve tabi ki de camileri bu halde görmemiz bırakın üzülmeyi gerçekten gözümüzden yaş akıyor ve bu durum bizi çok derinden etkiliyor.” ifadelerini kullandı.
Cami cemaatinin de camileri özlediğini belirten Tunçer, kendilerini yolda gören ve camiye gelen cami cemaatinin bu özlemini dile getirdiğini, camilerden ayrı kalmanın onları da çok üzdüğünü sözlerine ekledi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.