Sad Bin Ebi Vakkas ile Hazreti Hatice yad edildi
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Sad Bin Ebi Vakkas ile Hazreti Hatice düzenlenen etkinlikle yad edildi.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından her yıl bir erkek ve bir kadın sahabe hayatının konu alındığı etkinlikler kapsamında bu yıl Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde Sad Bin Ebi Vakkas ve Hazreti Hatice ile ilgili etkinlik düzenlendi.
Viranşehir Belediye Kültür Merkezi Ömer Halisdemir Konferans salonu salonunda düzenlenen etkinlik, Bekir Tekin'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programda daha sonra Hazreti Hatice ve Hazreti Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatlarının ve mücadelelerinin anlatıldığı sinevizyon gösterisi ile devam etti.
Ardından etkinliğe konuşmacı olarak katılan Eğitimci Abdullah Durmaz, Sad Bin Ebi Vakkas’ın hayatından ve mücadelesinden kesitler sundu.
Durmaz, "Sad bin Ebî Vakkas, henüz 17 yaşlarında hareket ve heyecan dolu bir gençti. Bu sırada bir rüya görüyor. Zifirî bir karanlığın içinde iken birdenbire parlak bir ay doğuyor ve o, ayın aydınlattığı yolu takib ediyor. Sonra aynı yolda Zeyd bin Hârise, Hazreti Ali ve Hazreti Ebu Bekir'in önünden ilerlediğini görüyor. Bu rüyasından üç gün sonra, İslâm'a gizli davet devresinde fevkalâde büyük bir cehd ve gayret gösteren Hazreti Ebu Bekir, kendisine İslâmiyet'ten bahsetti. Sonra da alıp Resûl-i Zişan Efendimizin huzuruna götürdü. İslâmiyet hakkında Resûl-i Ekrem Efendimizden malûmat alan Hazreti Sad orada Müslüman oldu. Hazreti Sad'ın Müslüman olması annesi Hamne'nin hoşuna gitmedi. Oğlu atalarının dinini bırakıp, yeni dine onun rızası olmadan nasıl tâbi olabilirdi? Oğlunun kendisine karşı saygısını ve bağlılığını bilen Hamne, onu İslâmiyet'ten vazgeçirip tekrar putperestliğe döndürmek için kararlıydı. Bir gün kendisine şöyle dedi: 'Allah'ın, sana hısım ve akraba ile ilgilenmeyi, anne babaya daima iyilik etmeyi emrettiğini söyleyen sen değil miydin? Hazreti Sad, 'evet' dedi. Bunun üzerine asıl maksadını şu cümlelerle ifade etti: 'Ya Sad, dedi: Vallahi, sen Muhammed'in getirdiklerini inkâr etmedikçe, ben açlık ve susuzluktan helâk oluncaya kadar ağzıma hiçbir şey almayacağım. Sen de bu yüzden anne katili olarak insanlarca ayıplanacaksın.' Hazreti Sad da annesinin yememekte ve içmemekte inat ettiğini görünce yanına vardı ve 'ey anne' dedi. 'Senin yüz canın olsa ve her birini İslâmi bırakmam için versen, ben yine dinimde sabit kalırım. Artık ister ye ister yeme.' diyor."
Sad Bin Ebi Vakkas'ın bu davranışıyla Allah'ın müminlere ebedî bir ölçü verdiğini ifade eden Durmaz, Hazreti Sad ile annesi arasında geçen bu hâdise üzerine Cenab-ı Hak'ın, Ankebut Suresi'nin 8'inci ayetini gönderdiğini belirterek ayeti aktardı:
Biz insana, anne ve babasına güzel davranmasını emrettik. Eğer onlar, ilâh olduğuna dair hiçbir delil bulunmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlayacak olurlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır; yaptıklarınızı o zaman ben size haber vereceğim.
Durmaz, Sad Bin Ebi Vakkas'ın 23 yıl Hazreti Peygamberle beraber bütün sıkıntıları çeken bir sahabe olduğunu sözlerine ekledi.
Programda daha sonra ilahi ses sanatçıları tarafından sahabeler üzerine yazılan ilahi ve marşlar seslendirildi.
Hazreti Muhammed'in ailesi bizim için örnektir
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan İTTİHADUL ULEMA üyesi Mehmet Emin Baytar da katılımcılara hitap etti.
Baytar, "Resulluh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendinden sonraki her ferdi için örnektir. Bu örnekliği bir zatihi Allah-u Teâlâ bir model olarak biz Müslümanların karşısına çıkarmıştır. Elbette onunla aynı hayatı paylaşan, onunla aynı mücadeleyi veren ve onunla aynı sıkıntıyı çeken ailesi de biz Müslümanlar için bir örnektir. Kendi şahsı bizim için bir model ise onun ailesi de yani mübarek zevceleri de bizim için birer model ve örnektir. Bizler bugün burada Hazreti Hatice annemizden örnekler vererek kendimize biraz pay çıkaracağız." dedi.
Konuşmasının devamında gündemde olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun ile aile kurumunun hedef alındığını belirten Baytar, "Eğer televizyonları izliyorsanız yâda interneti takip ediyorsanız, İstanbul Sözleşmesi denilen sinsi ve çok amansız bir şekilde aile kurumuzu hedef alan bir uygulama var. Aynı şekilde 6284 sayılı Kanun ile, 18 yaş altı evlendirilen gençlere yönelik çok ciddi saldırı var. Güya bu kanun ile 18 yaşından önce evlenen kadınları koruma adına çıkarılan bu yasadan kaynaklı 15 binin üzerinde evli insanlar şu an hapishanelerdedir. Güya kadın, bu şekilde koruma altına alınıyor. Ama Avrupa’nın ve Amerika’nın kohnemiş kanunlarıyla ve yıpranmış anlayışıyla, İslam toplumunu oluşturan aile kurumunun sıkıntılarına ve sorunlarına çare bulunmaz. Eğer İslam toplumunu oluşturan kadınlara yönelik bir sıkıntı varsa bunun çaresi her yönüyle bizin için örnek olan Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve onun mübarek ailesidir ve bunların başında da hazreti Hatice validemiz gelir."
18 yaş altı 10-15 yıl önce nikâh ahdiyle helaliyle evlilik yapmış diye 15 bin insan şu an cezaevinde ve nasıl bir suçlamayla bunu biliyor musunuz? 18 yaş altı bir kızla evlendiği için 'tecavüzcü' suçlamasıyla yargılanıyorlar. Aile kurumu bu şekilde mi muhafaza edilir? Aile kurumu bu şekilde mi ayakta tutulur? Yâda aile kurumunun sorunlarına bu şekilde mi çözüm üretilir? Ey Sosyal ve Politikalar Bakanı, KADEM, ey bu konuda bir şeyler yapmak isteyen etki ve yetkililer. Bu konuda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ve onun aile hayatı bizim için örnek değil mi? Allah aşkına Avrupa’nın Amerika’nın ve israilin kohlenmiş fikirlerin direk ve birebir onların kalemlerinden ve direktiflerinden gelen çözümleri siz bizim aile kurumlarımızın nesine fayda getireceksiniz?" diye sordu.
Program, Mehmet Karatay'ın yaptığı dua ile son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.