Saygın,'Başbağlar Katliamı intikam duygularıyla işlendi'
Erzincan’ın Kemaliye'ye bağlı Başbağlar köyünde 28 kişinin kurşuna dizilerek, 5 kişinin ise vahşice yakılarak katledilmesinin 22. üzerinden tam yıldönümü nedeniyle, Hür Dava Partisi Van İl Başkanlığı İlke Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
5 Temmuz 1993’te Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde karanlık ellerle gerçekleştirilen Başbağlar Katliamını İlke Haber Ajansı’na değerlendiren Hür Dava Partisi Van İl Başkanı Av. Rasim Saygın, yapılan katliamın intikam duygularıyla işlendiğini belirterek, devletin aradan geçen 22 yıla rağmen hala görevini yapmadığını söyledi.
“Başbağlar katliamı intikam duygularıyla işlendi”
Sivas Madımak’ta yaşanan olaydan 3 gün sonra, bir nevi intikamı olarak gerçekleştirilen Başbağlar katliamının 90’lı yılların en karanlık vahşetlerden biri olduğunu ifade eden HÜDA-PAR Van İl Başkanı Avukat Rasim Saygın, “1993 yılı içerisinde hakikaten çok karanlık katliamlara imza atılmış. Geçen günlerde andığımız Susa ve bugün andığımız Başbağlar katliamı ve Madımak otelinin yakılması gibi çok karanlık olaylara imza atılmıştır. Madımak otelinin yakılmasından 3 gün sonra, sırf intikam alma duygularıyla, orada Müslüman kimliğiyle ve civar alevi köylerine nazaran Şafii oldukları bilinen Başbağlar köylüleri, zalimane bir katliama uğruyorlar.” dedi.
“Başbağlar, çifte standartların da ötesinde devletin ikiyüzlülüğünü ortaya koydu”
Yaşanan katliamın yargılama boyutunun çok vahim olduğunu söyleyen Av. Rasim Saygın, “Özellikle Sivas’ta yaşanan Madımak olayının sanıkları olmadıkları halde, sırf kamuoyu baskısını kaldırmak adına, otelde öldürülen insan sayısı kadar mütedeyyin insana idam cezası verilmişti. Bu herhalde onları tatmin etmemiş olmalı ki Başbağlar ’da 33 mazlum insanımız katledildi. Bu da Türkiye’de yargının en büyük ayıplarından bir tanesidir. Yani bir tarafta birilerini memnun etmek adına operasyonlar yapıp idam kararları verirken öte tarafta haksız bir şekilde kurşuna dizilen ve yakılan mazlumlar ile ilgili hiçbir girişimde bulunmuyorsunuz. Bu çifte standım da ötesinde ikiyüzlülüktür. Sadece göstermelik bir yargılama yapıldı. Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından gözaltına alınan şahıslar da kısa sürede salıverildi. 2 şahsa örgüt üyeliğinden ceza verilerek dosyalar kapatıldı. Failler maalesef elini kolunu sallayarak aramızda gezmeye devam etmektedir. Hem eylemi gerçekleştirenler hem de yargı, öc alma doygusu içerisinde hareket etti. En nihayetinde ciddi bir yargılama yapılmadı Başbağlar için adalet tecelli etmedi.” şeklinde konuştu.
“Başbağlar için hala istenirse adalet tecelli edebilir…”
Yaşanan katliamın insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına alınarak yargılamaların yapılabileceğine de değinen Av. Saygın, ancak bunun emarelerinin dahi görülmediğini ifade ederek, “Bu katliam devlet nezdinde hatırlanmak dahi istenmiyor. Yine Susa katliamı için aynı şey geçerlidir. Susa’nın da failleri bulunmadı ya da bulunmak istenmedi. Ancak farklı gruplardan birileri katledilince İslami kimliğe sahip şahıslar gözaltına alınıp cezalandırılabiliyor. Ne yazık ki bu noktada devlet tek taraflı davranmakta ve Müslümanlara yönelik katliamları görmek dahi istememektedir. Ki bunun en büyük örneği ise Madımak ve Başbağlar katliamı arasındaki adalet skandalıdır.” diye konuştu.
Saygın son olarak Susa ve Başbağlar katliamında şehid edilenlere Allah’tan Rahmet diledi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.