Şırnak merkeze bağlı Çavuşan Köyü'nde göçebe hayatı yaşayan 6 çocuk babası Hasan Tekin, Şırnak merkeze taşınarak bir mahalle bakkalını işletmeye başlar. Aynı mahallede bulunan cami imamının çocuklarla ilgilendiğini ve dersler verdiğini öğrenince, kendisinin ve ağabeyinin çocuklarını da camiye göndererek Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere diğer İslami ilimleri öğrenmelerini ister.

Hiç okul okumayan Şehid Hasan, çalışkanlığı ve fedakârlığıyla kısa sürede kendisini çevresindekilere sevdirir. Kendisi de kısa süre sonra camiye giderek Kur'an-ı Kerim öğrenmeye başlar ve büyük bir azimle 3-4 ay içinde Kur'an'ı hatmeder. O dönemlerde Şırnak'ta PKK'nın çalışmaları da hız kazanmıştır. Şehid Hasan'a gelerek ondan kendileriyle birlikte hareket etmesini isterler.

Bir süre PKK yandaşları Şehidin bakkalına gelerek onunla konuşurlar. Ancak Şehid Hasan onların hal ve hareketlerini görünce, "Sizin hareketiniz ve yaptığınız davranışlar bana ters geliyor. Bu sebeple sizinle hareket etmem." diyerek onlardan bir daha dükkânına uğramamalarını ister. PKK'lılar da Şehid'i tehdit ederek oradan ayrılırlar.

Yeğeni Sefer Tekin, Şehid Hasan'ın şehadetini şöyle anlatır:

İslam davasını anladıktan sonra sadece ahlakı değişmedi. Yürüyüşü, giyimi, yemeği, konuşması dahi İslami edeple değişti. İslam davasına uygun ne varsa onu hayatına aktarmaya çalışıyordu. Yaptığı çalışmalar bölgede komünist kitapları dağıtan ve katliamlar yapan PKK'nın zoruna gitmişti. Kendisini sürekli tehdit ediyorlardı. Şehadetinden yaklaşık bir yıl önce evine bombayla saldırı düzenlediler. Amcam o saldırıda yaralı çıkmıştı. Bir yıl sonra aynı dönemde amcam evin avlusunda abdest almaya gittiği sırada önce yengemi silahla taradılar. Sonra amcamı şehid ettiler. 3 kurşun yarası vardı, özellikle kalbinden vurmuşlardı.

Şehid'in İslami Camia ile tanışmasıyla hayatının değiştiğini aktaran kardeşi Hacı Tekin, "Şehid Hasan abimdi. Yaşı benden büyük olmasına rağmen arkadaş gibiydik. Beraber çobanlık, yolculuk ve tarlada işçilik yaptık. Şehid Hasan yardımlaşmayı çok severdi. Sürekli fakirlerle olup onlara yardım ederdi. Kimseye zararı yoktu, olmamıştı. Kimse de ondan rahatsız olmamıştı. Onu şehid edenler iflah olmadılar. İslam davasını anladıktan sonra yaşı büyük olduğu halde Kur'an-ı Kerim öğrenmeye çalıştı. Ahlakı İslam ile daha da güzelleşti. Kendisinden küçük büyük herkesle konuşur, onlara saygısızlık yapmaz ve saygı gösterirdi. Bu ahlakı sayesinde çevresi tarafından çok seviliyordu. Şehrinde İslam davasına sahip çıktığı için şehid edildi. Onu şehid edenler kendi akrabaları tarafından lanetlendi. Hiç kimseye herhangi bir zararı olmamıştı." diye konuştu.

Yeğeni İhsan Tekin, Şehid'in sürekleri kendilerini camiye götürerek kitap okuma üzerinde durduğunu belirterek, "Hem camiye gittiğimizde bizlere yardımcı oluyor hem de bilgilenmemiz için kitaplar veriyordu. Bizler camide Kur'an öğrendikten sonra Şehid Hasan yanımıza gelip bizden Kur'an dersi almak istediğini söyledi. Bizler daha çocuktuk ama Şehid Hasan yanımızda Kur'an-ı Kerim dersi almak istedi. Yani bizleri sürekli İslam'a, Kur'an'a, doğru yola götürmek için çabalıyordu. Onu ne zaman hatırlarsak sanki amcam şehid olmamış gibi hala yüreğimizde, hala içimizde hissediyoruz." ifadelerini kullandı.

Şehid'in hayatının İslami mücadele ile geçtiğini ifade eden Tekin, "Sürekli İslam davasını yaymak istiyordu. Hem komşusuna hem akrabasına yakın-uzak demeden herkese İslam davasını anlatıyordu. O zamanlar bilmiyorduk, sonradan anladık ki amcamız bu dava uğrunda gayretli şekilde çalışmış. Şehadetinden sonra bize düşen onun davasını sürdürmek ve yolundan gitmek, davasının takipçisi olmak. Bize öğrettiği her şeyi hatırlıyoruz. Onun davasını bekçisi olmaya çalışacağız kıyamete kadar. Rabbimizden isteğimiz bizleri şehidlerin yolundan ayırmaması ve bu yolda bizlere de şehadeti nasip etmesidir." şeklinde konuştu.