Mustafa KARAKAŞ
Sevgili Müslümanlar ihanetten ne zaman vaz geçeceksiniz?
Sen bu satırları okurken Norveç’in bir dağ köyünde balıkçılık yapan yaşlı adam belki de son nefesini verdi. Mezhep meselesine kafayı taktığın kadar Müslümanlık meselesine kafayı taksaydın belki de o komşunun Müslüman olmasına vesile olurdun.
Cümledeki Norveç kelimesini çıkarın ve kendi şehrinizin adını yazın oraya…
Aslında zemini siyasal olan ama üstüne mezhep sosu dökülen ihtilafların içinde debeleneceğine keşke Afrika’ya koşturma ve Din-i Mübin-i İslam’ı oralarda anlatma derdini, tasasını yaşasaydın. Bak o hiç beğenmediğin Fetullahçılar kendi gruplarına alan açmak için taa oralara kadar gidebildiler.
Genç adam senin böyle bir endişen oldu mu?
Ya Sen!
Allah seni insanları tekfir edesin diye mi görevlendirdi?
Haşa ve kella? Allah ancak hidayete ve nura ulaştırsınlar diye elçiler gönderdi. Sen hep karanlıkla tehdit ediyorsun, o zaman besbelli: Sen ne Allah’ın elçisisin ne de Resulünün (sav) varisisin. O halde Allah’ın seçkin elçisi gibi davranmaktan vazgeç, gülünç oluyorsun!
Hem tebliğ etmeden tekfir etmek de bu çağa özgü bir cehalet…
İnleyen bir Keşmir gerçeğimiz canınızı yakmıyor mu? Yakmıyor herhalde.
Peki ya Kudüs!! Kudüs Müslümanlığın deşarj aleti mi? Kudüs diye bağıracağına, Kudüs diye slogan atacağına “kardeşim” diye slogan atsaydın Kudüs için slogan atmana da gerek kalmayacaktı zaten.
Arakan dokunmuyor mu? Türkistan’daki Çin işgali, Çeçenistan’daki, Dağıstan’daki, Kırım’daki Rus işgali dokunmuyor mu, kanatmıyor mu seni?
Ülkemdeki ve tüm İslam ülkelerindeki üsler dokunmuyor mu sana?
Kardeşler olabilseydik Suud Prensi Amerika’ya uşaklık edebilir miydi?
Kardeşler olabilseydik Suriye viran olur muydu? Elin kafiri Sünni Müslümanı bombalarken herhangi bir Şii buna sevinebilir miydi? Hoş sevinse buna sen ‘Ali Şia’sı değilsin’ demez miydik?
Kardeşler olabilseydik elin Amerikalısı gelip Şii Müslümanı bombaladığında Sünni bir Müslüman buna sevinebilir miydi? Sevinse onun yakasından tutacak binlerle mümin olmayacak mıydı sanırsınız?
Kardeşliğimiz yıkılmasın!
Ortak sevinçlerimiz vardı oysa eskiden, ortak yaslarımız, gözyaşlarımız… Ayrıntıda farklarımız olsa da ana eksende birdik.
Üst kimliğimizin Müslümanlık olduğunu hala anlayabilmiş değiliz.
Yeryüzü korkunç bir cinnet yaşarken, Müslüman anne ve babalardan doğan çocuklar yatağa mümin olarak uzanıp kafir olarak sabahlarken İslam’ın yarınlarını mezhepçiliğe ya da ırkçılığa kurban vermek ihanettir.
Siyasal meseleleri itikatlaştırmak ihanettir!
Arakanlı çocuklar, Keşmirli kadınlar, siyahiler, Kızılderililer… Bunalım yaşayan Avrupalıdan Aborjinlere kadar… İnsanlık Müslümanlık adlı mehdisini beklerken Müslümanların güçlerini israf etmeleri ihanettir.
Toplumun yıkılmak üzere olduğu gerçeği böylesine can yakarken, aileler dağılırken, milyonlarca insan dinin en sıradan emirlerinden bihaberken, teviller ve zan üzerinden kardeşkanı dökmek ihanetten başka bir şey değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.