BİR: Tek dileğimiz, yegâne meşguliyetimizin küfür ve küfür sistemlerini yıkmak olması gerekirken,

İKİ: Zulüm sistemlerinin zulümlerine fiili, kavli vs. engel olunması gerekirken,

ÜÇ: Küfürden ne gelirse gelsin iyi niyetimizin yarar sağlayamayacağının iyi düşünülmesi gerekirken,

DÖRT: Küfre, zulme karşı Allah için buğzumuzun üst düzeyde olması gerekirken,

BEŞ: Enerjimizi, cehdimizi İslam düşmanlarına karşı sarf etmemiz gerekirken,

…

Yani tüm gayretimizin küfür, zulüm ve tağuti sistemlerin yıkılmasına dönük olması lazımdır ki aksi türde Mü’mince bir tutumun dışında kalırız.

İşte bu noktada maalesef; ufkumuzun, tahammül sınırımızın geniş olduğunu söylememiz güçtür. Hedefe giden okları birbirimize çevirmişiz. Diğer deyişle, enerjimizi, soluğumuzu hatta beddualarımızı birbirimize karşı cömertçe sarf eder hale gelmişiz!

İşin ilginç yanı âlim, yazar-çizerlerimizin bana göre seviyeyi aşacak türden yazılı ve görsel medyada küfrün hanesine artı olarak geçebilecek söylemlerde bulunmalarıdır… Bari ilim ehli kimseler yapmasın!!!

Birbirimize lanetler yağdırmamız neyi değiştirir?.. “Geberesiye”,  “canı cehenneme” türü kin ve adavetin maksimuma çıktığı sözlerin sahibi, bu tutumlarla kimlere hizmet ettiklerinin hiç hesaplarını yaptılar mı acaba?

Kumarbaz, katil, işgalci ABD’nin görünen başı göz göre göre yalan mersiyelerine demetler sunuyor ve biz de attığı yalan avına yem olacağız değil mi?.. El insaf, biraz izan!!! Allah için…

Tüm bunlardan ötürü yazık. Ehli imana karşı bu kin ve adavet insanı ruz-i mahşerde mahcup edebilir. Hele günümüzde İslam’a zarar, küffara karşı imkân vereceğinden kuşkunuz olmasın!

Bak! Öte yandan Aziz İslam’ın pınarından doyasıya beslenen Üstad’ın şu sözü kulağımıza küpe olsun:

Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizâı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek.(4.Lem’a)

Nihai hedefimiz küfrün kalesinin yıkılması olsun. Bu cenahtan ne gelirse gelsin reddetmek olsun. Kur’an “Birbirinize karşı merhametli, zalimlere/onlara karşı şiddetli olun…” (Fetih,29) demiyor mu? Rabbimizden duamız o ki; tez günde ‘küfrün kalesinin yıkılmasıdır’

Kalın sağlıcakla…