Siyasi irade eski Türkiye’nin hortlatılmasına geçit vermemelidir
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesinden Danıştay'ın ilköğretim okullarında Öğrenci Andı'nın kaldırılmasına dair yönetmeliğin yürürlüğünün durdurulmasına dair kararına karşı sert bir açıklama yapıldı.
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Ali Deniz tarafından sendika binasında okunan açıklamada, "013 yılında toplumun büyük çoğunluğunun beklentileri üzerine hukuk devleti olmanın ve demokratikleşmenin bir gereği olarak and kaldırılmış ve sivilleşme adına önemli bir kazanım elde edilmişti. İbareleri kullanıldı.
Deniz yapmış olduğu açıklamanın devamında, “Gerici, baskıcı, militarist, totaliter zihniyetin ürünü olan öğrenci andının kaldırılmasına, toplumsal barışın ve uzlaşının sağlanması, demokratik bir Türkiye’nin inşası adına Eğitim-Bir-Sen olarak biz de destek vermiştik" ifadelerine yer verilerek "Ancak Danıştay 8. Dairesi, idarenin takdir hakkını hiçe sayarak hukuki denetimin dışına çıkıp hiçbir pedagojik ve bilimsel verilere dayanma ihtiyacı duymadan ilköğretim okullarında öğrenci andını kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmiştir. Pedagojik veya hukuki hiçbir dayanak göremediğimiz gerekçeli kararda, ülke gerçekliği ve toplumsal mutabakat bir yana uluslararası hukuk ve anayasa dahi görmezden gelinmiştir. Danıştay vermiş olduğu kararda, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, darbe dönemi anayasalarıyla şekillenen eski Türkiye’nin ezberlerini gerekçe olarak sunmuş, hukukun evrensel ilkelerini göz ardı ederek toplumsal birliğe ağır bir darbe vurmuştur. Dayatmacı, ayrımcı, dışlayıcı, Türkiye'nin taraf olduğu başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşmeye ve doğal hukuka aykırı, eski Türkiye’nin en önemli vasfı olan toplum mühendisliğinin tezahürü, farklılıkları yok sayan hatta zor kullanarak değiştiren, tek tipleştirme politikasının esas alındığı, militarist toplum kurma özleminin ürünü olan andın tekrar hortlatılması sonucunu doğuracak bu kararı kabul etmediğimizi dile getiriyor; itiraz merciinin adaleti ve hukuku tesis edeceğine olan inancımızı koruyoruz. “ifadelerini kullandı.
Çocuklara askeri mantıkla eğitilmez
Alınan kararın kabul edilemez olduğunu dile getiren çocukların adeta her gün içtima edildiğini dile getirdikten sonra Deniz, “Bu karar ülkemizde son on beş yıldır insan hakları alanında gerçekleştirilen atılımların ve kazanımlarının idarenin hukuki denetimini yapmakla yükümlü yargı mensuplarınca halen benimsenemediği ve içselleştirilemediğini göstermektedir. Ne yazık ki yargıyı askeri darbelerle şekillendirilen müesses nizamın temsilcisi konumuna indirgeyen eski Türkiye alışkanlıklarının halen devam ettiği görülmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı, başbakan olduğu dönemde andın kaldırılması sürecinde şu ifadelere yer vermişti: “And olarak bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Reşit Galip'ti. Reşit Galip, Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır. Aynı Reşit Galip insanları kafataslarına göre sınıflandıran sözüm ona bir bilim insanıydı. Ant uygulamasının cumhuriyetimizle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 1930'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Andın arka planında hiçbir bilimsel ve pedagojik gerekçe bulunmadığını, 1930lu yılların totaliter rejimlerine öykünmenin çirkin bir tezahürü olduğunu ortaya koyan bu tespit, bugün dahi geçerliliğini ve canlılığını korumaktadır." cümlelerini kullandı.
“Karar hiçbir geçerliliği olmayan bilimden uzak bir karardır”
Alınan kararın hiçbir bilimsel ve akılcı geçerliliğinin olmadığını söyleyen Deniz daha sonra şöyle devam etti: “Mahkemeye göre; Millî Eğitim Bakanlığı andı kaldırırken bilimsel bir gerekçeye dayanmamıştır. Ancak aynı Mahkeme, andın kaldırılmasının eğitime etkileri ya da andın gerekliliği konusunda hiçbir bilimsel gerekçe öne sürememiş, kararını hiçbir bilimsel veriye veya araştırmaya dayandıramamıştır. Yine kararda öğrenci andını kaldırılmasındaki eğitim biliminin gerekleri ve pedagojik formasyon ilkeleri bakımından araştırma, inceleme ve tespit yapılmadığı ileri sürülmektedir. Oysaki kararın dayanağı kılınan Millî Eğitim Temel Kanunu ve uzun süredir uygulanmakta oluşunun arkasında eğitim biliminin hangi gereklerinin ve hangi pedagojik formasyon ilkelerin durduğu mahkemece göz ardı edilmektedir.” dedi.
Kararda andın “Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikte” olduğu gibi kerameti kendinden menkul bir gerekçeye yer verilmiş, ancak bunun neye dayanarak tespit edildiği koca bir soru işareti olarak durmakta olduğunu diyen Deniz, kararı kınadı.
"Öğrenci Andı uluslararası hukuka aykırıdır"
Alınan kararların hiçbir hukuki geçerliliğinin olmadığını dile getiren Deniz, uluslararası hukuka da aykırı olduğunu ifade ettikten sonra, “millî Eğitim Bakanlığının savunmasında, Danıştay’ın söz konusu kararına adeta mesnet oluşturacak bir tarzda öğrenci andının okunmasının fiziki zorlukları dile getirileceğine, Andın uygulamasının kaldırılmasının haklı gerekçeleri nitelikli bir şekilde yer alabilirdi. Kanaatimizce, andın kaldırma kararıyla ilgili olarak o dönem zarfında ortaya konulan gerekçeler, andın uluslararası hukuka aykırılığı, kaldırılması sonrası toplumsal barışa yapmış olduğu katkı, totaliter dönemlerin bir uygulaması olarak bugünün dünyası ve Türkiye’sine uygun olmadığı gibi gerekçeler ve de yasal gerekçeler çok detaylı bir şekilde savunmada bir manifesto gibi yer alabilirdi. “ifadelerini kullandı.
"Siyasi irade Eski Türkiye’nin hortlatılmasına geçit vermemelidir!"
"Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Milli Eğitim Bakanlığına 2013’te verdikleri bu kararın arkasında durma çağrısı yapıyoruz. Bu konuda sorumluluk siyasi iradenindir” diyen Deniz son olarak “Danıştay’ın aldığı ideolojik nitelikteki bu karar öncelikle toplumsal barışa ve siyasi iradeye yönelik bir girişimdir. Bu antidemokratik ve evrensel hukuka aykırı karara tepkisiz kalınmamalı, Andın kaldırılması kararının arkasında durulmalı, insan hakları ve demokrasi alanında elde edilen toplumsal kazanımlar kararlıkla korunmalıdır." dedi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.