Bildane KURTARAN
Siyonizm Karşısında Asla Aciz Değiliz ‘’La Ğalibe İllallah!''
Günlerdir Filistin' den gelen haberler ve görüntülerle yüreği dağlanmayan içi içine sığmayan, kalbi göğüs kafesini delecek şekilde atmayan kimse kalmadı neredeyse..
Bir kısım insan ilgisiz gibi görünse de, kendi vicdanını popülist hamaset ninnileriyle uyutmaya çalışsa da, hakikatte gizli gizli bu mazlum coğrafya için, içinde bir yerlerde gözyaşı dökmeyen çok az ‘insan' vardır biliyoruz..
Hal böyleyken Mescid- i Aksa ve Kudüs davasına sahip çıkan bilinçli müslümanların üzülmesi, göz yaşı dökmesi gayet normal olsa da, bununla yetinilmesi asla söz konusu bile olmamalı..
Bu konuda yapılması gereken çok hizmet vardır. Yeter ki samimi niyetler, gayretle pratiğe dökülebilsin. İşte o vakit aziz İslam davası karşısında zorba ve zalim sistemlerin sonu bir bir gelecektir biiznillah.
Bu konuda asla şüpheye düşmeyelim. Ye' se kapılmayalım. Üstad Bediuzzaman' ın
‘’Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!" sözünü hatırlayalım.
Son günlerde sosyal medya üzerinde bulabildiğimiz en trajik, en acılı görselleri paylaşıp durduk. Ki bunu samimiyetle, kitlelere bir utanış ve uyanış mesajı olsun diye yaptık elbette.
Ama bundan sonra dik duruş, siyonizmin propaganda oyunlarına karşı, sağlam vuruş niteliğinde sayılabilecek paylaşımlar yapmayı da ihmal etmeyelim.
Elhamdülillah, Aksa' nın cesur ve izzetli erleri her fırsatta bize bunun dersini hayranlık uyandıracak heybetli ve mütevekkil duruşlarıyla veriyorlar. Onlardan öğreniyoruz hak ile sabır tavsiyesi nasıl yapılır, düşmana karşı izzet zırhıyla nasıl savaşılır.
Onlar duruşlarıyla bize şu ayeti hatırlatıyorlar: Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz. (Al-i İmran/ 139)
Bu bakımdan bize düşen bu davaya karşı kendi gevşekliklerimizi inancımızın gerçekliklerine göre acilen izale etmemiz ve üzülmek haricinde bu onurlu mücadeleye, malımızla, canımızla, her yoldan yardım etmemizdir.
Bu nedenle;
Duyarlılık çok önem kazanıyor bu süreçte. Duyarlı olmak ve tüm duyarsızları da güzel bir üslupla uyandırmak zorundayız!
Sonra Tutarlılık çok önemli; söz ve fiillerimizin çelişmeyeceği şekilde tutarlı olmak zorundayız!
Ayrıca, diğerkâmlık olmadan hiçbir insanı ve bu mukaddes davayı anlamamız ve yardımcı olmamız mümkün olmayacaktır.
Ve elbette sırada fedakârlık gelir..
Minnet ve eziyete yer bırakmayan, nefsi hesaplardan uzak hesapsızca, samimice, sonuna kadar cömertçe yapılacak fedakârlıklar...
Sonrası Allah Kerîm...
Biz kendimizi bu davaya layık kılalım, davanın sahibi zaten mağlup edilmesi mümkün olmayan izzet ve kudret sahibi Allah ‘ tır...
Muhakkak ki zafer; O' nun ve O' nun tarafında yer alanların olacaktır...
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve peygamberine düşmanlık eden kimselere -babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgiyle bağlandıklarını göremezsin. İşte Allah bu müminlerin kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları -orada ebedî kalmak üzere- altından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’tan taraftırlar/ yanadırlar; iyi bilinmeli ki kurtuluşa erecek olanlar da Allah’tan taraftarı olanlardır!” (Mücadele/22)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.