"Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli"
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi Başkan Vekili Abdullah Turhan, uygulamaya son verilmesi gerektiğini belirtti.
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi Başkan Vekili Abdullah Turhan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ile ilgili açıklamalarda bulunarak, sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarının her geçen gün arttığını bu uygulamaya son verilmesi gerektiğini belirtti.
Turhan, "Öğretmen açığı bulunan illerde ve istihdamda güçlük çekilen bölgelerde öğretmenin cebren kalmasını sağlamak, kadro istikrarını zoraki yöntemlerle temin etmek ve temel insan hakları ihlal edilerek uygulanmasında ısrar edilen sözleşmeli öğretmenliğin sorunları her geçen gün artmakta, uzun vadede yönetilmesi çok zor bir potansiyel biriktirmektedir. Daha önce denemesi yapılan, birçok sıkıntı ve mağduriyetten sonra kaldırılmasında fayda görülen bu istihdam şeklini ikinci kez denemek; geçmişte olanları unutmak, aynı kısır döngüde birçok değeri heba etmek, öğretmenlerin aile hayatlarını hiçe saymak, geçerli mazeretlerine duyarsız kalmaktır." dedi.
"Temel olarak öğretmenin mesleki gelişimine, görev algısına katkısı olmayan, eğitimin niteliğine hiçbir olumlu etkisi bulunmayan, verimliliğini düşüren uygulamalar, kâğıt üstünde günü kurtaran, gerçekte geleceği heba eden yönelimlerdir." diyen Turhan, şöyle konuştu:
"Eğitim kurumlarında öğretmenler arasında kadrolu, sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayrımın, kurum içi çalışma barışını bozduğunu, bunun öğretmenlerin verimliliğini düşürdüğünü, aynı niteliklere sahip ve aynı görevi ifa eden insanlar arasında bir nevi kast sistemi oluşturduğunu kaydeden Turhan, sözleşmeli olarak istihdam edilenlerin kadrolu olanların sahip olduğu özlük haklarına sahip olmadıklarını, hak kayıpları ve mağduriyetlerin, pek çok davaya neden olmasının yanında Bakanlığa olan güveni de azaltıyor."
“Eğitim-öğretim ortamı olumsuz etkilenmektedir”
Turhan, açıklamasına daha sonra şöyle devam etti: "Sözleşmeli öğretmenlerin, statüleri nedeniyle, eğitim kurumu içinde öğrencilere karşı otoriteleri sarsılmakta, bu da eğitim-öğretim ortamını olumsuz etkilemektedir. Sözleşmeli öğretmenler eğitim kurumlarına yönetici olarak görevlendirilmeyerek, kariyer ve mesleki gelişim hakları ellerinden alınmaktadır. Yer değişikliği başta olmak üzere, kadrolu öğretmenlerin sahip oldukları hakların tanınmaması, bir yandan telafisi mümkün olmayan mağduriyetler oluşturmakta, diğer yandan hem öğretmen hem de Bakanlık için gereksiz ve uzun bir yargılama sürecine yol açmaktadır."
“Cebri tedbirler yerine, cezbedici teşvikler”
"Eğer maksat, sosyo-ekonomik açıdan yeterince gelişememiş bölgelerde öğretmenlerin kalıcı istihdamlarını sağlamaksa, bunun yolu mahkemelerden dönecek cebri tedbirler değil, cezbedici teşviklerdir." diyen Turhan, "İstihdamda güçlük çekilen bölgelerdeki öğretmen açığı sorunu, sözleşmeli öğretmenlik, yer değiştirme yasağı gibi geçici önlemlerle değil, söz konusu bölgelerde öğretmenlerin kalıcı olarak görev yapmalarını teşvik edici yöntemlerle; yerleşim yerlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve ulaşım imkânları dikkate alınarak kalkınmada öncelikli hizmet tazminatı verilebilmesi için ilgili mevzuatlarında gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla çözüme kavuşturulabilir." ifadelerini kullandı.
“Aile bütünlüğüne zarar veriyor”
Turan son olarak, "Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir." şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.