Srebrenitsa katliamının üzerinden tam 19 yıl geçmesine rağmen yapılan katliamın acısı tazeliğini koruyor. Avrupa'nın ortasından Müslümanlara yönelik katliamlar gerçekleştirilirken batı dünyası, el altından katil Sırpların katliamlarını sürdürmesi için yol açıyordu. Bunun en açık ve acı örneğiyse 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da gerçekleşti.

11 Temmuz 1995'te 10 bin 700 kişinin toplu bir şekilde katledildikten sonra kemikleri kırılarak toplu mezarlara gömüldüğü Srebrenitsa katliamı adeta BM'nin gözetiminde gerçekleşmişti.

BM'nin ''Korunaklı Bölge'' olarak ilan ettiği altı bölgeden (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Srebrinitsa, Tuzla) biri olan Srebrenitsa'nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de bölgeye mülteci akını yaşanmış ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa'da toplanmıştı. Sırp katillerin silahsız halkı kuşatmasının ardından BM'ye bağlı Hollandalı askerler aldıkları emirle bölgeyi terk etti. BM'nin çoğu kadın ve çocuk mültecilerden oluşan Müslümanları katil Sırpların eline bırakmasıyla katliama yol açıldı.

BM askerlerinin çekilmesinin ardından harekete geçen Bosnalı Sırpların generali Ratko Mladiç'e bağlı birlikler, erkek ve 14 yaş üstü olan Müslümanları katletmeye başladı. Katledilen Müslümanlar cesetleri tanınmasın diye kemikleri de parçalanarak toplu mezarlara gömüldü.

Aradan 19 yıl geçmesine rağmen Bosna'da her sene yüzlerce cesede ait kemikler bulunuyor, aralarında çocukların da bulunduğu toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. DNA testlerinden geçirilen kemikler ailelere teslim edilerek defnediliyor. Her yıl düzenlenen törenlerle acılar yenileniyor. Kimlikleri tespit edilen 409 kişiye ait kemikler de geçen yıl düzenlenen törenle gömülmüştü.

Bölgeden çekilerek katliama yol açan Hollandalı askerler daha sonra ülkeleri tarafından 'başarılarından!' dolayı ödüllendirilirken, katliamın uygulayıcısı Sırp kasap Ratko Mladiç 16 yıl aradan sonra yakalanarak Hollanda'nın Lahey kentinde yargılanmaya başlandı. (İLKHA)