ŞANLIURFA - Doğu ve Güneydoğu'da oldukça yaygın olan SSPE hastalığı aileleri perişan etmeye devam ediyor.Çaresizlik içinde evlatlarının ölümünü bekleyen ailelerin durumu içler acısı… Hükümetin kendileriyle yeterince ilgilenmediğini öne süren hasta yakınları soruyor: Neden bu hastalık en çok Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde?

50 SSPE hastasının bulunduğu Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde hasta yakınları, bayat aşıdan kaynaklandığını belirttikleri hastalığın tedavisi için hükümetin artık ciddi adımlar atması gerektiğini ifade ediyor.

"SSPE Biyolojik Bir Silahtır"
SSPE hastalığında geçen hafta yaşamını yitiren Zelal Demir'in babası Hasan Demir, 2002'de çocuğuna okuldayken yapılan aşıdan 1 ay sonra kızının bitkisel hayata girdiğini söyledi.

Kızı Zelal'a yapılan aşıdan önce kızının hiçbir sağlık sorunu olmadığını ifade eden baba Demir, "Yapılan bu bayat aşıdan önce kızımın hiçbir sağlık sorunu yoktu. Dünya sağlık örgütünden tutun bütün resmi kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunmama rağmen hiçbir netice alamadım. Nihayetinde kızım bu hastalık neticesinde yaşamını yetirdi. Sayın başbakanımız; CHP'nin dersim katliamı için devlet adına özür diliyor. Peki, çağdaş bir soykırım olan 20 bin kişilik SSPE vakası için acaba kim özür dileyecek. Bu sıradan bayat bir aşı değildir. Bu aşı karanlık güçlerin laboratuarlarında hazırlanan biyolojik bir silahtır. Ben bunu kanıtlayabilirim. Doğal öldürücü hücrelerin benim çocuğumun ciğerlerinde ne işi var? Boz kızamık antikorunun yükseklik nedenini TÜBİTAK, İstanbul ve Malatya adli tıp kurumuna yazılı olarak sormama rağmen bir cevap alamadım. Adana Bacalı çocuğumun hastalığının bayat aşıdan kaynaklandığını belirten resmi bir belge verdi. Bu resmi belge bende mevcuttur. Bu bayat aşı vakası devletin soykırımıdır ve Kürt bölgesinde uygulanan devlet politikasıdır." dedi.

"Bu Acıyı Yaşayan Bilir"
İlke Haber Ajansına konuşan SSPE hastası çocuğun babası Adem Gedik ise, çocuklarının hastalığının nedeninin bayat toz aşı olduğunu ifade etti. Bayat aşıdan dolayı binlerce çocuğun hayatının karardığını söyleyen Gedik, "Buna hangi vicdan dayanır? Bu ailelerin dramının çilesinin, maddi kaybının hadi hesabı yok. Bu bozuk aşılar DSP, MHP, ANAP döneminde kullanıldı. Çocuklarımızın hayatından getiri elde edildi. Biz sağlık kuruluşlarına başvuruda bulunduğumuzda yapılacak bir şeyin olmadığını söylediler. Bizleri kapı dışarı ediyorlar. Binlerce mağdur olmasına rağmen devlet hiçbir girişimde bulunmuyor. Sanki bu ilaç sivri senekler için kullanılmış. Ne bir zenginin, bir bakanın veya bir bürokratın çocuğu bu hastalığa yakalanmadı. Ateş düştüğü yeri yakmakta. 2002 yılında Ankara'da görüştüğüm bir doktor. 'Bu iş seni beni aşar bu olayın özerine gidilirse meclist dağılır. Bir daha beni rahatsız etme' diyerek beni kapı dışarı etti. Bu acıyı yaşayan bilir." İfadelerini kullandı.

"Hastalık Nedeniyle Maddi Varlığımızı Kaybettik"
SSPE hastası mehmed Yıldız'ın babası Salih Yıldız da, "Oğluma yapılan bayat aşıdan dolayı çocuğum SSPE rahatsızlığına yakalandı. Çalmadığım kapı gitmediğim doktor kalmadı. Bu hastalıktan önce maddi durumum çok iyiydi. Dairelerim, arsalarım arabam dükkânım vardı. Hem de babam bütün mal varlığını da bu hastalık nedeniyle kaybettik. Şuanda köyde yıkık bir evde yaşam mücadelesi veriyorum. Yavrum bir can taşıyor. O yavaş yavaş ölüme yaklaşırken bizde onunla yıkıldık. Çektiğimiz acıyı bir Allah ve birde biz biliyoruz. Çaresizlikten başka bir şey elimizden gelmiyor. Devletin bu konuya bir önce el atması lazım." dedi.(Sabri Acet—İLKHA)