Hüseyin KAYA
Stratejik Hamleler
Akşener'in partisinin seçime girememe ihtimaline karşılık CHP'den beklenmeyen bir hamle geldi. 15 vekil istifa ederek İyi Parti'ye geçti.
Hükümet ve müttefiki çok öfkeli ve bunu “siyasi ahlaksızlık” olarak tanımlıyor; ama kendi yaptıklarını görmüyorlar sanırım.
Daha 22 ay varken seçim kararı almanın sadece “memleketin durumu” ile alakalı olduğunu kimse söylemesin, çünkü bu artık komedinin de ötesine geçti.
Erken seçim kararı bir “hamle” idi ve karşı hamle de muhalefetten geldi.
Kabul etmek gerekir ki, bu “stratejik” hamle ile muhalefet ittifaka bir gol attı.
İttifakın kendinden emin tavrı yerini kaygılı bir ifadeye bırakmış.
Karşılıklı hamleler devam edecek.
Erdoğan'ın Arınç ile görüşmesi gerçekleşti.
Bunu başka görüşmeler ve açılımlar takip edecek.
Muhalefetin her hamlesi ittifakın da hareketlenmesine neden olacak.
Sonucu “altın vuruş” belirleyecek.
Tabii “altın vuruş” da iki anlama geliyor. Ya son anda bir hamle ile öne geçilecek ya da keskin bir hamle sahibini intihara kadar götürecek.
Mevsim bahar; ama siyasetin havası sertleşiyor.
KARDEŞLER DÜŞMAN OLDU
Devlet Bahçeli, Abdullah Gül'ün tutumunu eleştirmiş ve vefayı hatırlatmış.
Biraz geriye gidelim.
Yıl 2007…
Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi sona ererken yeni cumhurbaşkanının kim olacağı tartışması vardı.
Herkes aday olarak “Erdoğan” ismini beklerken, o çıkıp “Adayımız kardeşim Abdullah Gül” dedi.
367 maskaralığı, dönemin paşası Büyükanıt'ın cumhurbaşkanı olacak kişi için kriter belirleyip “sözde değil özde laik olması gerektiğini” söylemesi ve sonrasında referanduma kadar giden süreç…
Geldik 2018'e…
Köprünün altından çok sular geçmiş.
Bir dönem Abdullah Gül'e karşı blok oluşturanlar şimdi ismi etrafında toplanmaya çalışıyor.
Öte taraftan birbirlerine en ağza alınmadık hakaretlerde bulunan Erdoğan ve Bahçeli de “can ciğer kuzu sarması” pozlarında…
Siyasi çıkarlar belirleyici bir hal almış.
Abdullah Gül'e laf atan Bahçeli, kendi en yakın arkadaşlarının İyi Partide kümelenip kendisinin ayağını kaydırmaya çalışmalarına da bakıp öyle konuşmalı.
Onun zemini de çok kaygan, ona göre.
ADAMLARIN NİYETİ GEÇMEK
Tekel bayileri gece 22.00 sonrasında içki satışını yasaklayan yasadan şikayetçiler ve bundan dolayı protesto olarak bir günlük kepenk kapatma kararı almışlar.
Saat 22'den sonra yapılan satışlara büyük cezalar verildiğini, satışlarının düştüğünü, zarar ettiklerini iddia ediyorlar. Yasağın 24.00 sonrasına çekilmesini istiyorlar.
Çağdaşlık kılıfı altında bir kesim de onlara destek veriyor.
Bana kalırsa kepengi kapatıp bir daha açmamaları hem kendileri hem de toplum için daha faydalı; ama bunu düşünemiyorlar.
Hem kendileri satarak günah işliyor hem de toplumda ifsadın yayılmasına katkıda bulundukları için ind-i ilahide görecekleri cezayı artırıyorlar.
Ama onların ve destekçilerinin derdi “çağdaşlık” dedik ya; ama orada da durdukları yok!
Cumhuriyetin parolası “Muasır medeniyet seviyesine çıkmak” olarak belirlenmişti.
“Muasır medeniyet” dedikleri de bildiğiniz Avrupa işte.
Avrupa ülkelerinde nasıl bir uygulama var, diye baktığımızda şoka uğradık.
Evet, Avrupa ülkelerinin büyük kısmında gece 21'den sonra alkol satışı yasak!
Bu yasak bazı yerlerde 20'den, bazı yerlerde de 22'den sonra şeklindedir.
Gördüğünüz gibi bizim, medeniyeti içki tüketimi ve “sarhoş kusmuğu” oranında gören çağdaşlarımız, “muasır medeniyet” seviyesine ulaşmış; ama orada durmaya niyeti yok!
“Ne yapıp edip geçeceğiz” diye söz vermişler sanki.
“Yolunuz açık olsun” demiyoruz tabii.
Umudumuz ve dileğimiz işinizin kesilmesi, satışınızın biraz daha düşmesi ve iflas etmenizdir.
Belki böyle bir darbe içinizden bazılarını doğruya sevk eder.
Rabbim dilerse…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.