Suriye`de neler oluyor?

Arap ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmaları Suriye’ye de sıçradı ve bir yıla aşkın bir süredir devam eden bu ayaklanmalarda binlerce insan can verdi. Çok ciddi zulümler yaşanıyor Suriye’de. Katliamların yanında erkek ve kadınlara yapılan tecavüzler, tutuklamalar, işkenceler, bombalanan şehirler, ülkeden kaçışlar…

Peki, tüm bu açık zulümlere rağmen Suriye meselesinde zihinler ve tavırlar niçin saf değil? 

Çünkü Suriye meselesi tam bir mayın tarlasına dönüşmüş durumda. Çok farklı yaklaşımlar ve hesaplar sergileniyor. Çoğunlukla da herkes hesapları doğrultusunda mayınlar döşemeye çalışıyor bu tarlaya. Ekser haber ve bilgi kaynakları da bu farklı yaklaşım ve hesaplar doğrultusunda umum zihinleri kirletiyor. Had safhada olan bilgi kirliliği ile at izi it izine karıştırılmaya çalışılıyor. Zaten efkar-ı umuma da bakılırsa açıkça görülecektir ki, Suriye’de at izi, it izine karıştırılmış durumda.

Bu izleri ayrıştırmak için de Suriye meselesine haksız tarafgirlik duygularından uzak bakmak lazım. On yıllardır zalim Esad ailesinin idaresinde büyük zulümler yaşayan ve sefalete sürüklenen halk, diğer Arap ülkelerindeki ayaklanmalar neticesinde devrilen zalimler gibi kendi başlarındaki zalimi devirmek istiyor. Zulümden kurtuluş istiyor. Bunun için de sokaklara dökülüp taleplerini dile getirdi.

Olaylar ilk Dera’da ve ilköğretim öğrencilerinin duvar yazıları ile başladı. Dera’da olayları canlı olarak yaşayan ve dört ay kadar önce kendisi ve ailesi Türkiye’ye geldiği halde anne-babası ve akrabaları orada olan, aslen Filistinli bir Müslüman, sürecin başlangıcını ve yaşananları canlı bir tanık olarak anlatıyor: “Tunus gibi ülkelerde başlarındaki zalimleri deviren halk ayaklanmaları başlayınca, Dera’da çocuklar duvarlara ‘halk, rejimin düşmesini istiyor’ şeklinde sloganlar yazdılar. Bu sloganlar, aynı zamanda diğer ayaklanan ülke halklarının da kullandığı ortak sloganlardı. Bunun üzerine Dera Muhaberatı, gece aynı saatte evlere baskın yapıp, yaşları dokuz, on civarlarında yirmi çocuğu alıp, işkence ettiler ve tırnaklarını çektiler. Ertesi gün Dera’da halkın ileri gelenleri toplandı ve gidip aynı zamanda Esad’ın dayısının oğlu olan muhaberatın başındaki kişi ile görüştüler. Çocuklarımızı bize verin, bir daha böyle şey olmayacak diye teminat verdiler. Aldıkları cevap ise; “Bu çocuklardan vazgeçin, gidin hanımlarınız size yeni çocuklar yapsın. Siz bunu yapamıyorsanız, getirin hanımlarınızı biz size yardımcı olalım” şeklinde oldu. Bu büyük hakaretin ve zulmün ardından, halk sokaklara dökülüp, Esad yönetiminden, bu kişinin uzaklaştırılmasını istedi. Halkın talebi, bu defa da keskin nişancılar, uçaksavar mermileri ile karşılık buldu…” Devamında gösterilerin diğer şehirlere yayılmasını uzun uzadıya anlatıyor canlı tanık.       

Sizler de hatırlarsınız, aylarca süren bu silahsız sokak gösterilerine Esad’ın askerlerinin yaklaşımı çok acımasızca olmuştu.  Gösterileri dağıtmak adına halkı korkutmak için her şeyi yaptılar. Tecavüz, öldürme, işkence… Bununla da kalmadılar, Esad’ın posterlerine zoraki secde ettirdiler, Esad’ı rab olarak ikrar etmeyenleri kurşunladılar.        

Bazı Müslümanlar, Amerika, İsrail ve batının Suriye’ye yönelik oyun ve hesaplarını gerekçe göstererek Esad’ın zulmünü görmemezlikten geliyorlar. Hatta göstericileri Amerika ve İsrail yanlısı göstermekle beraber, Esad yönetimi tarafından bir saldırının da olmadığını, bu tür şeylerin medyanın birer uydurması olduğunu dile getiriyorlar. Suriye ile geçmişte içinde bulunulan işbirliğinin geleceği düşünebilir, batının Suriye üzerine hesapları da görülmeli. Ancak hiçbir şey, Esad zaliminin halka yaptığı zulmün mazereti olamaz. Bu zulmün olmadığını iddia etmek veya bu zulme mazeretler bulmak, zulme, tecavüzlere, öldürme ve işkencelere ortak olmaktır.

Suriye dışında oluşturulan muhalifler konusunda da ciddi bir yanılgı var. Sanki bu muhalifler Suriye’de ayaklanan halkın temsilcisi ve yönlendiricisi olarak algılanıyor. Bunların çoğunun, oradaki ayaklanan halkla hiçbir ilgisi ve ilişkisi yok. Yaptıkları toplantılar ve kurdukları oluşumlar ise, inisiyatif alma girişimleridir. Yani, Esad rejimi sonrası yönetime talipler. Bu muhaliflerin bir kısmı batı destekli. Batı, Esad sonrası yönetim için bazı muhalifleri hazırlıyor.

Zulme karşı olmak, başını Amerika’nın çektiği batının sadece Suriye’de değil, Mısır, Bahreyn, Yemen kısacası tüm İslam dünyasındaki şeytanlıklarını görmek duası ile…

Doğruhaber Gazetesi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.