Mustafa AYDIN
Suriyeliler gitsin diyen vicdansızlar…!
Sosyal medyada bir video gözüme ilişti.
Suriyeli bir çocuk (sanırım video görüntüsü Suriye’de çekilmiş) birisinden; aç olduğunu, kendisi ve kardeşleri için biraz ekmek vermesini istiyor…
Kendisinden istenilende çaresizlik içerisinde LA HAVLE çekerek, verecek bir şeyi olmadığını söylüyor…
Hakikaten insanın içi gidiyor…
Hani bunun kurmaca olduğunu söyleyenler olabilir. Ancak çocuğun gözlerine bakınca gözlerinin ferinin sönmüş olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Hiçbir çocuk bu şekilde rol yapamaz…!
Çocuğun çaresizliğini, içinde bulunduğu acıklı durumu görünce, insan insanlığından utanıyor!
Kendi çocuklarımı gözlerimin önüne getiriyorum, o halde! Düşününce bile insanın aklını yitirmesi içten bile değil…
Hele son zamanlarda “Suriyeliler geri dönsün” diyerek sosyal medyada hashtag açan bazı insan suretindeki vicdansız yaratıkları düşününce “Rabbim başınıza da aynısını getirsin” diyesim geliyor ancak, çocuklarının, ailelerinin olduğunu düşününce onların ne suçu var diye bedduadan vazgeçiyor insan!
Bir Suriyelinin şöyle bir sözü aklıma geliyor: “Irak’taki karışıklıkta ülkemize sığınan Iraklılar için; “bunlar geldi kiralar yükseldi, onlar yüzünden iş bulamaz olduk, rahatımız bozuldu, geri gitsinler” diye şikayette bulunuyorduk! Ve aynısı bugün bizim de başımıza geldi” diyordu!
Evet bizde empati kuralım, kendimizi onların yerine koyalım! Aynı şey bizim başımıza da gelebilir! Bizde aynı duruma düşebilir, yerimizden yurdumuzdan evimizden, barkımızdan olabiliriz. Suriye’de bırakın akrabaları, anne, baba ve çocukların birbirlerini kaybettiği, ailelerin dağıldığı, insanların çoluk çocuk, kadın, ihtiyar demeden vahşice katledildiği, şehirlerin, kasabaların, köylerin harabe haline döndüğü kahredici duruma düşebiliriz! (Ki şu anda bile yakınımızdaki yerleşim yerlerinde de aynı şey olmuyor mu?)
Evet çocuklar, kadınlar, kısacası insanlar bir parça ekmek için yalvarıyor!
Dün Afrika’da basından, televizyonlardan gördüğümüz, izlediğimiz aç insanları, bugün canlı olarak birebir yanı başımızda görüyor, yaşıyoruz..
Bu çağda hele bazı yerlerde çağdaş geçinen insanların (Ben bu çağdaş kelimesinden oldum olası işkillenirim, nefret ederim! Çünkü aklıma yamyam vahşi batıyı ve onun işbirlikçilerini getiriyor. Zaten en fazla bu kavramı kullananlar onlardır!) çok yemekten şişmanladığı ve zayıflamak içinde para ödedikleri bir dünyada, öte tarafta bir parça kuru ekmek bile bulamayan çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar…
Ve ne hazindir ki bunların hemen hemen hepsi Müslüman kavimlere mensup insanlar…
Gerçi bu konuda insanların dini, inancı, meşrebi, mezhebi, ırkı sorulmaz ama; bir tespit olsun diye bunu söylüyorum.
Mazlum kim olursa olsun yanında olmak lazım. Mazlum suretine bürünüp zalimlik yapanları saymıyorum, bunun dışında tutuyorum elbette!
Şunu da eklemeden geçemeyeceğim; Mükellef sofralarda tıkınan, Avrupa’da Amerika’da milyon dolarları saçıp savuran petrol milyarderi Arap Şeyhleri, liderleri ve zenginlerinin merhametsizlikleri, vurdumduymazlığı ve üstüne Orta Doğu’nun bu hale gelmesine sebep olan Batıya zilletvari uşaklıkları, iğrendirici bir durumdur. Bu alçaklar İslam ümmetinin zenginliğini Batıya peşkeş çekerken, öte yandan yiyecek kuru bir ekmek parçasını dahi bulamayan İslam ümmetinin evlatları açlıktan kıvranmaktadır?
Bu merhametsizlerin ve zalimlerin durumuna düşmemek için, birisi sizden bir şey istediği zaman yüzünüzü ekşitip terslemeyin. Elbette istismarcılar vardır. Ancak ne bileceksiniz ki isteyenin gerçek durumunu?
Hele hele bu mağdur ve perişan insanlara bırakın acımayı, yardım etmeyi, daha da beter olmasını isteyen, yine Suriye’deki ateşin içine atmak için geri gönderilmesini isteyen katı kalpli vicdansızlara, zalimlere meyletmeyelim. En azından bu taş yürekli vicdansızlardan nefret edelim ki yarın kıyamette bunlarla birlikte haşrolmayalım. Çünkü Rabbimiz “Bir de zalimlere (sevgi beslemek, yağcılık yapmak veya yaptıkları işlere rızâ göstermek suretiyle) meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (Cehennemlik olursunuz). Allah’tan başka yardımcılarınız da yoktur; sonra azabından kurtarılamazsınız.”(Hud-113) diye buyurarak bizi şiddetli bir şekilde uyarmaktadır.
Allah’ım sen Müslümanların, mazlumların yardımcısı ol…
Zalimleri de kahru perişan eyle…
Bizleri de yapamayacaklarımızdan mesul tutma…
Not: Batılılara vahşi, yamyam tabiri kullanmak Batılıperestlere ağır gelebilir. Ancak şu Danimarka örneği bile batılı ülkelerin ne kadar haydutça bir zihniyete sahip olduklarını gösterir. Modern(!) Çağdaş(!) Danimarka devleti, kendilerine sığınan mültecilerin ziynet eşyalarını gasp ederek sözde onlara masraf yapmak için zorla el koyuyor! İşte Batılı ülkelerin demokratlığı, hümanistliği budur?
İç yakan Suriyeli aç çocuğun Videosu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.