Taksim’deki rezaletin baş sorumlusu HDP’dir
Taksim’de LGBTİ tarafından gerçekleştirilen yürüyüşü, ‘İnsanlığın yerlerde sürünüşü’ olarak değerlendiren STK’lar; sapkın yürüyüşün baş mimarının ise LGBTİ’li adayları toplumun önüne çıkaran HDP olduğunu ifade ettiler.
İstanbul Taksim’de İslami mukaddesatı hedef alan çirkin afiş ve pankartlar ile sapkınlıkların yaygınlaştırılmak istenmesine STK’lar, kanaat önderleri ve halkın tepkisi çığ gibi büyüyor.
“Taksim’de gerçekleştirilen bir yürüyüş değil, insanlığın yerlerde sürünüşüdür.” diyerek tepkisini dile getiren Ülfet Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gazi Kılıçparlar, sapkın yürüyüşün baş mimarının ise LGBT’li adayları toplumun önüne çıkaran HDP olduğunu söyledi.
Her yıl Ramazan aylarında bazı sapkın fikirlerle Müslümanların rahatsız edildiğini belirten Gazi Kılıçparlar, “Geldiğimiz nokta itibarı ile ülkemiz insanının kendi gündemini kendisinin belirlemesi noktasında kısmen sağlanan avantajlı durum bir takım mahfilleri rahatsız etmiş olmalı ki, uluslararası güçlerin de devreye girmesi ile aylar öncesinden LGBT ifadeleri ile bulandırılmaya başlandı. İlk olarak bir Zorlu Centerin organize edeceği Boston Gay Korosu rezaleti, kamuoyunun tepkisi ile geri çekilirken son anda Boğaziçi Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.” ifadelerinde bulundu.
Üniversiteler kime hizmet ediyor?
Ahlaksızlığın ve sapkınlığın kaynağı olan üniversitelerin kime ve neye hizmet ettiğini sorgulayan Kılıçparlar, “Akıl tutulması yaşanan yerde tam da burası. Özel teşebbüsün belki de ticari kaygılarla çekinerek iptal ettiği bir organizasyon! gençlerimizin gittiği ilim irfan yuvası olması gereken bir ortamda bütün kokuşmuşluğu ile birlikte yapılabiliyor. Nasıl bir nesil hedeflendiği ya da bu tür üniversitelerin neye hizmet ettiğini göstermesi bağlamında bu durum önem arz ediyor.” dedi.
“Bu sapkınlıkta HDP’nin de katkısı var”
Seçimlere eşcinsel adaylarla giden HDP’yi de eleştiren Kılıçparlar, sözlerine şöyle devam etti: “Bu durumun belki de ülkemizin gündemine bu kadar pervasızca girmesinin bir diğer sebebi de HDP’nin seçimlerde LGBT’li adayları, toplumun önüne çıkarması olmuştur. Mütedeyyin olarak tanımlanan doğu halkının önüne konulan bu tür adaylar gelinen noktanın ne kadar içler acısı olduğunu ve toplumsal dejenerasyonun hangi boyutlara geldiğinin önemli bir göstergesidir.”
“Doğuda emekli müftü, batıda ise LGBT’li adaylar”
HDP’nin ne olursa olsun barajı aşmalıyız anlayışını eleştiren Kılıçparlar, “Doğuda emekli müftü, batıda ise LGBT’li adaylar ile seçime giden HDP’nin ne olursa olsun barajı aşmalıyız anlayışı, bölge insanın içerisine sokulmuş bir Truva atı şeklinde görülmelidir. Muhafazakâr bir doğu insanına başka türlü hiçbir şekilde kabul ettirilemeyecek olunan bu rezalet, maalesef seçim ve baraj sistemi üzerinden kamufle edilmiş insanların bu olayı sağlıklı değerlendirmesini engellemiştir. Bu anlayış(sızlığ)ın -son olmayacağını hissettiğimiz- Taksim’de gerçekleştirdiği yürüyüş, uluslararası mahfillerin değerlerinden uzak düşmüş bir Türkiye için neler yapacaklarının da bir göstergesi olmuştur.” dedi.
“Rezalete ‘Onur Yürüyüşü’ adını verdiler”
Sapkınların İslami değerlere saldırdığı yürüyüşün özgürlük adı altında yapılmasına tepki gösteren Kılıçparlar, şunları ifade etti: “İnsanların zihinlerini dumura uğratmak için her türlü manevrayı yapan bu odaklar, söz konusu rezalete ‘Onur Yürüyüşü’ adını vermişlerdir. İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığı böylesi bir çirkefliği, üstüne üstelik mübarek Ramazan ayı içerisinde ve bunu taşıdıkları pankartlara da yansıtarak üç aylara hakaret ederek yapmaya çalışmaları aslında bu uluslararası organizenin amacının salt kendilerince ifade ettikleri bir özgürlük alanını savunmak olmadığını, Müslümanlara karşı ve onların kutsallarına hakaret etmek için planlandığını göstermektedir.”
“Ramazan ayı içerisinde sergilenen bu rezaleti kınıyoruz”
Kılıçparlar, “Halkının yüzde 90’nın Müslüman olduğu Türkiye’de üstüne üstelik Mübarek Ramazan ayı içerisinde sergilenen bu rezaleti kınıyoruz. İnsanlarımızın inanç değerlerine karşı yapılan bu hayâsız saldırıyı kabul etmemiz mümkün değildir. Hassasiyetlerimizle oynayan bu kepazeliklere prim veren her türlü siyasi, akademik ve medyatik organizatörleri de bir an önce akl-ı selime davet ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı. (Ayhan Kaya - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.