Tayland polisinin tüm üniversitelerden Müslüman öğrencilerle ilgili bilgi istemesi, Tayland Başbakanı Prayuth Chan-ocha tarafından da destek buldu.

Tayland Başbakanı'nın üniversitelerden Müslüman öğrenciler hakkında bilginin talep edilmesinin gerekli olduğu açıklaması ayrıştırıcı ve hukuk dışı bulunarak uluslararası kamuoyu ve insan hakları örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.

Tayland Başbakanı, ayrıştırıcı ve hukuk dışı uygulamayı savunurken, başkent Bangkok'ta ağustos ayında yaşanan saldırıların ardından suçlanan şüphelilerin "Müslüman olması"nın gerekçe gösterilmesi şiddetli eleştirilere neden oldu.

Tayland polisinin üniversitelere gönderdiği belgelerde; okulda kaç Müslüman öğrencinin olduğu, öğrencilerin doğum yerleri, mezhepleri, dini grup bağlantıları gibi ayrımcı soruların cevaplanmasının istendiği bildirildi.

Yüzde 90'ı Budist olan Tayland'da Müslümanlar, azınlık statüsünde, ağırlıklı olarak ülkenin güney bölgesindeki üç şehirde ikamet ediyor.

Tayland polisinin bu uygulaması, ülkede yaşayan Müslüman öğrenciler tarafından da büyük bir tepkiyle karşılandı. Müslüman öğrenciler, polisin bu uygulamasını ayrımcılık olarak gördüklerini belirterek, polisin bu kararını yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulundu. Öğrenciler, üniversitelerin düşünce ve görüşlerin özgürce dile getirildiği alanlar olduğunu dile getirerek polisin kararına tepki gösterdi.

Tayland polisi, Müslüman öğrencilerle ilgili bilgi talebi kararını, 2 Ağustos tarihinde başkent Bangkok'ta meydana gelen eş zamanlı 3 patlamanın ardından aldı.

Başkent Bangkok'ta Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın yapıldığı sırada eş zamanlı 3 patlama meydana gelmiş, olaylarda 4 kişi yaralanmıştı.

Olay sonrası yapılan operasyonlarda 3 kişi yakalanmış, 11 kişinin de aranmasına devam ediliyor. Yakalanan ve aranan şüphelilerin tamamının güneydeki Müslüman Malay azınlığa mensup olmaları, otomatik olarak Müslümanları polis ve hükümetin hedefi haline getirmiş durumda.

İLKHA