Toplum Hayasızlaştırıldı
Bitlis'in Kömüryakan (Hilolink) köyünde ikamet eden 80 yaşlarındaki Hanife Emücür, bundan 30-40 yıl önce insanların birbirinden haya ettiğini örneklerle anlatarak, gelinen son durumu ise "ama şimdi 'haya nema ye' (haya kalmadı)" sözleriyle özetledi.
BİTLİS - Yılların acısını ve çilesini gören Bitlis'in Kömüryakan (Hilolink) köyünde ikamet eden 80 yaşlarındaki Hanife Emücür teyze yaşadıklarını İlke Haber Ajansına anlattı
"Toplum Hayasızlaştırıldı"
Bundan 30-40 yıl önce insanların birbirinden haya ettiğini, bir bayanın uygun olmayan kıyafetler dışarı çıkmadığını dile getiren Hanife teyze: "Bir bayan, erkeklerle bir arada olmayı, hiç tanımadığı biriyle oturup çay kahve içmeyi, konuşmayı bilmezdi. Hele el ele birlikte piknik ve parklara gitmeyi bilmezdi. Görücü usulüyle nişanlanan bir bayan ve erkek evlenene kadar birbirini görmez ve tanımazlardı. Hele bir kadın öz evinde kocasının yanında bile oturmaktan haya ederdi ama şimdi haya nema ye (haya kalmadı)" diye belirti.
İlerlemiş yaşına rağmen Hanife teyze, 20 km uzaklıktaki köyde ektiği kabak, patates, kılım boz yaprağı vb. mahsulleri köy arabasıyla merkeze getirerek hal önünde satarak geçimini temin etmeye çalışıyor. Bu yaşına rağmen bu azmini gören vatandaşın ilgi odağı haline gelen Hanife teyze, devletin kendisine etmesini istiyor.
Yaşadıkları sıkıntıları anlatan Hanife Emücür teyze, devletin köylülere sahip çıkmadığını belirtti. Yıllarca köylerine okul yapılmadığını bundan dolayı okuma yazma bilmediklerini dile getiren Hanife teyze, mahrumiyetlerinin sadece bu okuldan ibaret olmadığını belirterek, devletin, köylüyü elektrik, yol, sağlık ocağı vb. tüm haklardan mahrum bıraktığını söyledi.
Hatta köylünün alın teriyle kazandığı malının da hiçbir gerekçe gösterilmeden alındığını anlatan Hanife teyze, "Yıllarca bu zülüm devam etti. Devlet, batıda yaşayan vatandaşlara gösterdiği ilgi ve alakayı doğu halkına göstermedi. O dönemde devlet köylünün güvenlik sorunlarıyla da ilgilenmedi. Bizleri farklı zalim ve gaddar olan bir zümrenin pençesine terk etti. Bir yanda devlet bir yandan da bu zalim örgütlerin yaptığı zulümler köylüyü canından bezdirmişti.
Büyüklerimizden Duyduklarımız Ürperticiydi
Büyüklerimizden öğrendiğimiz kadarıyla devlet ve devletin desteklediği güçler ne kadar zülüm ettilerse de, köyleri yakıp yıktılarsa, yine bu Müslüman halk inancından taviz vermedi. Bölgede yaşayan medrese alimleri ve şeyhlerimiz bu köyleri dolaşarak İslamı anlatıyorlarmış. İnsanları Allah'ın emirlerine karşı gelmemeleri, namaz kılmaları, oruç tutmaları, zekat, hac vb. ibadetlerin yerine getirmeleri yönünde uyarıyorlardı. Yine bayanların Allah'ın emrine uygun olarak örtünmeleri gerektiğini, birbirinden abdesti kırılan bayan ve erkeğin bir arada olmamaları gerektiğini belirtmişler. İslamı haykıran bu alim, molla ve şeyhler Kemalist sistem tarafında idam sehpalarına çıkarılmış. Medreseler kapatılmış. Camiler ahırlara çevrilmiştir" dedi. (Şükrü Tontaş - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.