Nurullah AY
TÜRBÜLANS / Yetti Gayri!
Yazıma EHP, SDP, İP, MLKP, TKİP, TKH, HKP ile mi başlasam yoksa TDP, KİH, DHH, TKP - ML, KDH, KHD/L, ESP, KSB, KDÖ, SYKP, YSGP ile mi?
Eminim çoğunuz bu kısaltmaların nereye varacağını kestiremediğinizden veya kısaltmalara bir anlam veremediğinden kısaltmaları okumadan geçtiniz.
Tıpkı şu anda senin gibi değerli bir okuyucumun geçtiği gibi.
Niye bu kadar anlamsız harfi bir araya getirmiş diye içten içe soranlar olduğu gibi harflere bir anlam yükleyemeyenler de yok değil.
Hatta bazılarınız bazı harflere imtiyazlı davrandığımı da düşünebilir, ergen sosyalizminden kurtulamamışlarınız da muhtemelen “harfler arasında da mı ayrım” deyip sol yumruğunu havaya kaldırmıştır bile.
Eee haklısınız sanırım, sınıfsız bir dünya deyip “T,D,H,K” harflerine ağırlık vermek kendi içinde bir paradoks barındırır.
Sonra DKP, DSİP, KİP, DİP… diye devam etsem, sadece ergen solcular değil sağcılar da yeter gayrı diye bir öfke kasırgasına tutulabilir, sadık okuyucularım da “Allah’ım neydi günahım/ Günahım neydi Allah’ım” diye isyan/arabesk dalgasına kapılmaya başlayabilir.
TKP veya İP dersem hafiften metrolardan, feribot giriş ve çıkışlarından sis perdesinin aralandığını görürsünüz.
Sahi devrim köyden şehire mi yoksa işçi merkezli mi yoldaş?
Bence orduya sızmakla olur arkadaş!
Silahlı mı silahsız mı?
Önce proletarya direnişi, sömürüye isyan, zihinlerde evrim ve gelsin Bolşevik devrim!
***
Gazi Kızılbaş Gençliği, Komünist Zemin, Militan, Patronsuz Generalsiz Bürokratsız Sosyalizm, Marksist Tutum, Emektar Daktilo, Tepki ve Değişim, Komün, Kızıl Dayanışma, Enternasyonal Komünist Birlik, Proleter Devrimciler Koordinasyonu, Kaldıraç, Kızılcık, Bedreddini Hareket, Kıvılcım, İbocu Dönüşüm Hareketi, Kavga, Yıldız Yumruk…
Bu örgüt ve oluşumların kaçından haberiniz var?
Veya soruyu şöyle soralım?
Bunlardan kaçına operasyon yapılıyor?
Burada birilerine operasyon yapılması gerektiği ile ilgili bir çıkarımda bulunma gafletinde bulunmayalım. Birilerine neden eften püften gerekçelerle operasyon yapılıyor orayı irdelemektir maksadım.
Yasaların yasal işlemediğini deşmektir amaç.
***
Hizb ut-Tahrir yapılanması veya diğer adıyla Kurtuluş Partisi, tüm Müslümanları birleştirerek şeriat kurallarıyla yönetilecek İslami hilafet devleti kurmayı amaçlayan bir yapı. Yapılanması bir ülke ile sınırlı değil. Türkiye’de çok geniş bir tabanı yok. Teşrik-i mesaileri adliye ve cezaevi arasında geçer. Silahlı bir eylemleri olmadığı gibi, silahlı eylemi savunan bir söylemleri de mevcut değil Türkiye’de. Şeriat ve hilafet yanlısı olarak bilinir.
Birden geçiş sert oldu değil mi?
Bir şok etkisi.
Tıpkı olanlar karşısındaki ruh hâlim gibi.
Bursa, Bilecik, Üsküdar, Ankara, en kara.… Olaylar karmaşık, hukuk, gak guk!
Afyon’un Amuriye beldesinde biri 16 yaşında dört bayan kelime-i tevhit bayrağıyla şeriat istediklerini beyan eden görüntüler paylaştı sadece.
Fikir özgürlüğü diye etrafa kir saçanlara benzemiyorlar.
Ellerindeki bayrak orak – çekiç resimli kan kokan bir görüntü de taşımıyor. Bu topraklarda altı yüz yıl dalgalanmış bir bayrak ellerindeki.
Tek kusurları ecdada sövmemek.
Dört bayan, intihar eylemi hazırlığında yakalanan militanlara yapılacak bir baskınla gözaltına alındı.
On altı yaşındakinin gözaltına alınmasına bigâne kalan aydın bozuntusu da yaşı küçük çocuğun kandırıldığından dem vurdu. Birkaç yıl önce ergenlerden devrim bekleyen utanmaz değilmiş gibi…
Yazımın yarısına kadar sıraladığım örgütlerin yarısından fazlasının silahlı eylem yönü var. Hepsinin hedef ve gayesi sosyalist bir sistem… Neden bunlara gösterilen müsamaha Hizb ut Tahrir üyelerine gösterilmiyor?
Bursa, Bilecik, Üsküdar, Ankara, çok kara.…
Tramvay, vapur giriş ve çıkışlarında Sosyalist düzeni savunan TKP gençlerini gören polis oralı olmaz.
Yine İstanbul’un değişik semtlerinde DH militanlarının kahvelere girip silah göstere göstere milleti tehdit ettiklerine şahidiz.
Farklı şehirlerde bilumum sol örgütlerin birlikte barikat kurarak yol kestiklerini de gördük, ambulans yakan örgütleri de.
Sapığın eylemi, yaşam tarzı; teröristin eylemi, ifade özgürlüğü sayılır…
Peki, bu dört bayandan bunca korkunun sebebi ne ola ki?
Beyanları açık… Silahlı eylemleri olmadığı gibi, şiddet içerikli söylemleri de yok.
Anadolu insanının lisan-ı hâl ile söyledikleri yetti gayri sözünden neden bu kadar çekinilir?
Mecliste molotofu savunan HDP, seçimde “Êdî Bese” dedi, bu sloganla aynı mecliste bir sürü koltuk kaptı.
MHP de bu sloganın Türkçesi yani “Yeter artık” diyerek meclise girdi.
Ama bu bayanlar derdest edilir.
Sloganları gerçekten tehlikeli:
“Yetti gayri!”
Bu hukuksuzluğa hepimizin isyanı yine aynı sloganla olmalı:
“Yetti gayri!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.