UCM: Davanın açılması için 10 kişinin ölmesi az!
Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olan Komorlar Birliği Devleti avukatları, UCM tarafından gönderilen 60 sayfadan oluşan kararın hukuki değerlendirmesini yapmak üzere basın toplantısı düzenledi.
İSTANBUL - Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Mavi Marmara vakasında Roma Statüsünün 8. Maddesindeki kapsamında ‘savaş suçları’ işlendiğini kabul etmesine rağmen İsrail’e yönelik dava açmadı.
Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olan Komorlar Birliği Devleti avukatlarından Av. Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir düzenledikleri basın toplantısı ile UCM tarafından verilen kararın hukuki değerlendirmesini yaptı.
"İsrail’in savaş suçu işlediği kabul edilmiştir"
Basın açıklamasını okuyan Av. Ramazan Arıtürk, “Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olan Komorlar Birliği Devleti avukatları olarak, gemimize yapılan saldırının tüm delilleri toplandıktan sonra, saldırgan İsrail’in saldırıda sorumluluğu bulunan İsrailli kişiler hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurduk. UCM Savcılık Ofisi başvurumuzu kabul ederek, Mavi Marmara Vakıasına ilişkin ‘Ön Soruşturma’ safhasını başlattı. Ön soruşturma safhasında, Komorlar Birliği vekilleri olarak sayın savcılığın tarafımızdan talep ettiği tüm belge, bilgi ve delilleri ilettik. UCM Savcılık Ofisi, hukuk usulü bakımından ‘Mahkemenin Yetkisi, İşlenen Suçlar, Suçun ağırlığı, Tamamlayıcılık’ ilkeleri uyarınca Mavi Marmara vakıasını inceledi. Roma statüsünün 53. Maddesi uyarınca, Mavi Marmara vakıasına ilişkin olarak soruşturma açıp açmama konusundaki kararında sayın savcılık, bu davada yer, zaman ve konu bakımından UCM’nin yetkili olduğunu kabul etti. UCM bu kapsamda Mavi Marmara vakasında Roma Statüsünün 8. Maddesindeki kapsamında ‘savaş suçları’ işlendiğini de kabul etmiştir.” dedi.
“İsrailliler yakın mesafeden ateş etmişlerdir”
Şehit edilen Mavi Marmara gönüllülerinin yakından ve boyun bölgelerine ateş edildiğine dikkat çeken Arıtürk, “Bu suçlar bakımından UCM, İsrail’in ‘Meşru Savunma’ iddialarını da yerinde bulmamıştır. UCM Savcılık Ofisi, ‘Mavi Marmara’daki kasten adam öldürme vakıalarına bakıldığında, bunların önemli bir kısmının baş ve boyun bölgesine çok yakın mesafeden ateş edilerek yapıldığını’ tespit etmiştir. Bunun Roma Statüsünün 3. Maddesinde tanımlanan meşru savunma tanımına girmediği açıktır. Çünkü bu olaylarda orantılık şartı gerçekleşmemiştir” ifadelerini kullandı.
“UCM Savcılığı’nın tespitlerine katılmak mümkün değildir”
UCM Savcılığı’nın öne sürdüğü tespitlerine katılmanın hukuken mümkün olmadığını belirten Arıtürk, “İsrail’in işlediği tespit edilen tüm bu suçlara rağmen UCM Savcılık Ofisi işlenen suçlar hakkında suçun ağırlık derecesini yeterli bulmadığı için soruşturma açmaktan imtina etmiştir. UCM Savcılık Ofisi buna gerekçe olarak da öldürülen mağdur sayısının azlığı, işlenen suçların filodaki gemiden sadece birine işlenmiş olması, filonun durdurulmasının Gazze’ye giden yardımlarda hatırı sayılır bir etkisi olmayacağı gibi gerekçelere dayanmıştır. UCM Savcılığı’nın bu tespitlerine katılmak hukuken mümkün değildir. Uluslararası sularda tamamen silahsız insani yardım gönüllülerine İsrail silahlı kuvvetlerine bu sofistike saldırı tek başına bir ağırlık derecesidir. UCM’nin bu kararının birçok yerinde vurgu yaptığı sivillik vurgusuyla çelişen bir kararın vakıayı değerlendirirken sayın savcılığın düştüğü hukuki değerlendirme yanlışlığından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Özgürlük Filosuna yönelik bu saldırı İsrail’in Gazze’ye yönelik her türlü insani yardımı engelleyen siyasetinin bir parçasıdır” şeklinde konuştu.
“Filodaki unsurlar sivildir ve İsrail sivil unsurlara bilerek saldırmıştır”
UCM maddi ve manevi unsurların yanında öldürülen kişilerin uluslararası insancıl hukuk bağlamında sivil statülerinin de kabul edildiğini söyleyen Arıtürk, “İsrail’in dünya kamuoyunu yanıltmak için yayınladığı raporlarındaki mesnetsiz iddiaları da böyle çürütmüştür. İsrail’in Mavi Marmara’ya saldırırken sivil statüde olduğunu bilerek saldırdığına da UCM İsrail raporlarında çatışmacı olarak gösterilen yolcu ve STK’ların sivilliğine vurgu yapılmıştır.” dedi.
“Yeni saldırılara kapı aralanmıştır”
Verilen kararın yeni yeni saldırılara kapı aralayacağını ifade eden Arıtürk, “UCM’nin Mavi Marmara vakasında soruşturma açmaması, bundan böyle silahsız insani yardım taşıyan konvoylara karşı yapılacak saldırılara kapı açmaktadır. Bu durum da uluslararası barış güven ve refahın bozulmasına yol açacaktır. UCM tarihinde ilk kez Afrikalı bir devlet, Afrikalı olmayan bir devlete karşı başvuru yapmıştır. UCM’nin böyle bir başvuruya karşı pasif durması, uluslararası kamuoyunda UCM’ye yöneltilen Afrika’ya ilgili eleştirilerini haklı çıkarmaktadır. UCM’deki adalet mücadelemiz devam edecektir. Bu başvuru bir devlet başvurusu olduğundan, savcılık kararına karşı itiraz hakkımız devam etmektedir.” diye konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.