Abdullah KAVAN
Ufukta bir ışık görünüyor mu?
Kürtçe Kurmanci
İslam âleminin dar bir boğazdan geçtiği, her tarafta katliam ve ölümlerin yaşandığı bir dönemde bir umudun olduğunu görmek ve umutlu olmak güzeldir. Kılıçların çekildiği ve herkesin fırsat kolladığı bir dönemde; tahmini uzak farklı bazı pozisyonlar oluşuyor. Haini tanıma ve ona göre pozisyon alma refleksi… Bütün İslam âlemi, özelde de Ortadoğu Müslümanları defalarca batı ülkelerinin ihanetine uğramıştır. Bu da onlarda farklı bir bakış açısı kazanmaya ve ona göre adım atmaya vesile olacağının sinyalleri doğuruyor. Her ne kadar girift bir ortam varsa da Müslüman ülkelerin bir araya gelmekten başka çareleri kalmamıştır. Onları bu güne kadar kendi emelleri doğrultusunda kullanan batılılara dur demenin fecri pek uzak görünmüyor. Yıllardır onlara dost görünüp işini bitirdikten sonra onları harcayan başta ABD olmak üzere Almanya, Fransa, İngiltere ve Rusya gibi devletlere dur demenin fecri uzak değildir. Zira her Müslüman ülke defalarca bunların ihanetine uğramış ve onların dost olmadıkları “koyun postunda kurt olduklarını” aynelyakin görmüşlerdir. Bunun en çarpıcı örneklerden birisi, Irak'ta Saddam Hüseyni yıllarca kullanan ABD'nin, sonradan kendi eliyle onu idam etmesi gibi… Bunları gören devlet liderleri, başta ABD olmak üzere diğer batı ülkelerine itibar edilmemesi gerektiği ve bir araya gelmenin yolunu bulma çabasına gireceklerdir. Her ne kadar birbirinden uzak bir siyaset yürütüyor olsalar bile, ufukta böyle bir anlaşmaya girme yolunu yakalayacaklardır. Teferruatları bir köşeye bırakma zamanının geldiğini ve başta kendi maslahatları olmak üzere bütün ümmetin maslahatı için başka seçenek kalmamıştır. “Etnik köken” ve “mezhepçilik” üzerinden kendilerini birbirlerine düşürenleri tanıma zamanı uzak değildir. Küresel güçlerin, İslam âlemini, özelde de Ortadoğu devletlerinde “derin hatları” oluşturanların maskeleri düşmüş gözüküyor. Bugün ise en büyük tehlike Şii ve Sünnilik üzerinden kutuplaştırmak ve devletleri bloklaştırmak isteği görünmektedir. Suriye üzerinden bu bloklaşmayı derinleştirdiler. Rusya'nın Suriye'ye fiili olarak girmesi ve Türkiye tarafından uçağının düşürülmesi, aynı şekilde Rusya'nın “paronayak” tavırlarıyla bölgenin daha fazla ısınmasına sebebiyet verdi.
Bu dengeler üzerinden Türkiye pozisyonuna göz attığımızda bir an kendini yalnız hissetti. Suriye savaşından önce komşularıyla “sıfır problem” parolasıyla yola çıkmışken bir anda herkesle sorunlu bir pozisyonda kendini gördü. Ortadoğu'daki yükselen trendini hazmedemeyen çevreler Türkiye'yi sıkıştırmak için her yolu denediler. İç ve dış savaş tehdidiyle önce ekonomisini sonrada ülkeyi zayıflatmayı hedeflediler. Buna karşı Türkiye'nin yeni müttefik arayışı başladı. Son dönemlerde görülen Türkiye-Suudi Arabistan paslaşması göze çarpıyor. Suudi'deki yeni kral Selman'ın ABD'yle yıldızları pek barışık olmadığı kulislerde konuşuluyor. Suudi Arabistan'da yeni hamlelerin peşinde olduğunu görüyoruz. Geçen hafta Riyat'da 34 ülkenin “teröre karşı İslam birliği” oluşturması kendi çevrelerindeki ülkelere bir mesaj olarak görülebilir. Kendini yalnız gören Türkiye'nin bu blok'u destek açıklamalarını gördük. Fakat bu birlikteliğin mahiyeti daha geniş ve uzlaşıcı bir noktaya devşirilebilirdi. Bu koalisyonda İran ve Irak'ın olmaması soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Eğer niteliği terörse “benim teröristim iyi seninki kötü” mantığını bir köşeye bırakmalılar. Ya da “terörist kimdir?” sorusunu iyi tahlil etmeliler. Eğer bu koalisyon, Şii-Sünni ve etnik bloklardaki fay hatlarını daha da derinleştirecekse bir anlamı yoktur. Yok, eğer gerçek bir yakınlaşma ve batı'nın hegemonyasından kurtulmaya bir adımsa herkesimi kendi içlerine almaları gerekmektedir.
Sözün özü; batının birçok ihanetini gören Ortadoğu Müslüman devletlerinin tutumu ufukta bir birleşme yoluna işaret ediyor. Ancak bu birleşmenin başlıca yolu kendi aralarındaki etnik, mezhepsel ve çıkarları bir köşeye bırakma yoludur. Şimdi gelinen noktada başta kendi selametleri olmak üzere bütün ümmetin selameti için bu yola girmekten başka yol olmadığını fark etmeye doğru gidiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.