Ülkemizdeki muhacirlere ‘Ensar’ olalım
Ensar ve Muhacir kardeşliğinin sadece geçmişte kalmadığını, kardeşlik duygusunun her asırda yaşanılabilir olduğunu belirten İstanbul Ensarlar Grubu, savaş ve çeşitli nedenlerle Türkiye’ye göç etmiş mültecilerin dramına dikkat çekti.
Ensar ve muhacir kardeşliğinin geçmişte kalmadığını yardımlaşma ve dayanışmanın her asırda gösterilebileceğini ifade eden İstanbul Ensarlar Grubu yetkilileri, komşu ülkelerde yaşanan kargaşa ve savaşlardan dolayı yerlerinden edilen ve mülteci durumuna düşen insanlara ‘Ensar’ sorumluluğuyla yaklaşarak yardım etmeyi amaçladıklarını ifade etti.
İstanbul Ensarlar Grubu Yetkililerinden Sinan Ön Muhacirlerin genel anlamda dört farklı boyutta sorunlarının olduğunu, bunların başında barınma, sağlık, çalışma ve eğitim gibi temel sorunların olduğunu vurguladı.
Ensar, Muhacir dayanışması daim olmalı
İslam kardeşliğinde, Ensar ve muhacir ilişkisinin her asırda yaşanılması gerektiğine dikkat çeken İstanbul Ensarlar Grubu Yetkililerinden Sinan Ön, “Biz 2012 yılında Suriyeli muhacir kardeşlerimiz Türkiye’ye gelmeye başladıktan sonra, irtibata geçmiş olduğumuz bir aile vesilesiyle bu hayırlı işte görev almaya başladık. İslami hassasiyeti kuşanmış kardeşlerimizin böyle bir sorumluluğu üstlenme gibi zaten bir misyonları vardı. Bizler İslam’ın getirmiş olduğu ensar, muhacir ilişkisinin her zaman için sahada kullanılabilir olduğunu gösterme babında, ilk iletişime geçtiğimiz aileyi ve ondan sonraki aileleri destekleyerek bu kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya başladık. 2012’nin Ramazan ayında başladı organizasyonumuz. Daha sonraki süreçlerde, İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan hem tanıdığımız hem tanımadığımız arkadaşlarla bu organizasyonumuz çığ gibi büyüdü. 2014 Yılında sabah namazı whatsapp grubu şeklinde başlattığımız grubumuz, daha sonra İstanbul Ensarlar whatsapp grubu olarak değiştirerek oradan haberleşmeye başladık.” diye konuştu.
“Emek ve değer karşılığının bulunmadığı, çalışma ortamına mahkûm ediliyorlar”
Ülkede yaşayan muhacirlerin birçok alanda sıkıntılar yaşadıklarını belirten Ön, şunları söyledi; “Muhacir kardeşlerimizin genel anlamda dört farklı boyutta sorunları söz konusu. Bunları; barınma sorunu, sağlık, çalışma ve eğitim sorunu olarak değerlendirebiliriz. Barınma sorunu genel olarak ev bulamıyorlar. Ev sahipleri bu insanlara değerinden fazla bir şekilde evleri kiralamakta ve satmaktadır. Çalışma ile alakalı, hükümetin geçen yıl yapmış olduğu çalışma kanununda bu insanlara çalışma hakkı vermesine rağmen maalesef sömürülüyorlar. Gerçek anlamda emek ve değer karşılığının bulunmadığı çalışma ortamına mahkûm ediliyorlar. Haftalık 50 ve 100 liraya çalıştırılan çocuklara rastladık. Bu noktada bunun bir zülüm olduğunu düşünüyoruz. Sağlıkla alakalı devlet hastanelerinde bu ailelere ücretsiz muayene olabiliyorlar, ancak hastanelerde dil veya başka problemi ile karşılaştıktan dolayı, bu konuda da yardımcı olmaya çalışıyoruz. İlaç konusunda çevredeki eczanelerle iletişime geçtik. Hayırsever kardeşlerimizin elinde fazla olan, kullanıma müsait olan ilaçları eczanelere bırakması, o eczanelere gelen ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin de eczanelerden bu ilaçları almasıyla bizler ilaç sorununu bu şekilde kısmen çözmeye çalışıyoruz.”
“Eğitime muhtaç yüzbinlerce muhacir çocuk var”
Eğitim ve öğretimde muhacir çocukların ciddi sıkıntılar çektiğini belirten Sinan Ön Türkiye’de eğitime muhtaç yüzbinlerce kişinin olduğunu vurguladı. Ön; “Muhacirlerin yaşadıkları sorunlardan en önemlilerinden bir tanesi de eğitim sorunudur. 1 milyon 700 binden fazla eğitime muhtaç çocuktan bahsediliyor Türkiye’de. Bunların 850 bin tanesinin eğitim alamama durumları var. Aslında devlet okulları, Milli Eğitim Bakanlığının yayınlamış olduğu bir genelgeyle bu kardeşlerimiz misafir öğrenci statüsünde okullara kabul ediyor. Çocuklar okullara gidebiliyor, çok çabuk Türkçe de öğrenebiliyor ama Latin alfabeyi bilmediklerinden dolayı uyum problemi yaşıyorlar. Bizler bununla alakalı İstanbul Ensarlar Grubu olarak Türkçe okuma yazma eğitimi veriyoruz. Gönüllü öğretmen arkadaşlarımız var. Öğretmen arkadaşlarımız çevremizdeki o çocuklara alfabe eğitimi veriyorlar. Bir de bu kardeşlerimizin sosyalleşmesi adına kendi Kur’an derslerimize ve halkalarımıza katmaya çalışıyoruz. İstişarelerimizde bulunduruyoruz. Bu şekilde bizim ülkemizde kendilerini yapancı hissetmemeleri ve sosyal olmalarını sağlıyoruz.” şeklinde konuştu
“Onları mutlu etmek için geçmişte yaşadıklarını anlamak lazım”
Maddi imkanları olmayan alilerin, muhacirleri sevindirmek için onlarla sosyal ilişkiler kurmanın dahi, güzel bir davranış olduğunu belirten Ön, “Türkiyeli Kardeşlerimize şunu tavsiye edebiliriz ki, maddi imkânlarınız olmayabilir ancak gidip selam vermek buradaki muhacirlere dostluklarını, kardeşliklerini göstermek onları çok sevindirecektir. Sizler bizim için yük değilsiniz mesajını vermek ve çocuklarının başını okşamak, muhacir kardeşlerimiz için en büyük mutluluktur. Bizler bu vesileyle yeni kardeşlikler, ailemizin ve çocuklarımızın fıtratına katkı sağlayabilecek çok önemli kazanımlara sahip oluyoruz. Çocuklarımızı onların çocuklarıyla tanıştırmalıyız.” diyerek farklı dil ve kültürden gelen o kardeşleriyle irtibat kurmalarının, orada yaşadıklarını görme ve anlamaya çalışmalarının önemli olduğuna vurgu yaptı.
Birçok İslam beldesinden gelen muhacir kardeşimize yardımda bulunuyoruz
İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak için yardım depoları kurduklarını ifade eden İstanbul Ensarlar Grubu Yetkililerinden Menderes Arıcan ise şunları söyledi: “Dört sene önce gıda dağıtımına gittiğimizde insanların gerçekten muhtaç sahibi olduklarını gördük. Bundan dolayı bu ihtiyaç sahiplerine daha iyi yardım ulaşabilmesi için, yardım depoları tuttuk. Bu depolarda başta gıda olmak üzere her türlü ikinci kıyafet ve ev eşyaları topluyoruz. Buraya gelemeyen acil ihtiyaçları olan, ihtiyaç sahiplerine bölge sorumlularımız vasıtasıyla, gönüllü ve yardım severlerimiz aracılılığıyla ihtiyaçlarını gönderiyoruz. Diğer bir yandan ihtiyaç sahipleri, oluşturduğumuz bu yardım depolarına gelip istedikleri kıyafetleri seçip ihtiyaçları olan diğer malzemeleri alıp götürebiliyorlar. Birçoğu Suriyeli olmak üzere Kafkas, Çeçen, Iraklı, Filistinli, Mısırlı hatta bizim kendi ülkemizden dahi ihtiyaç sahiplerine ulaşıyoruz. Gıda yardımında bulunuyoruz. Yemeklerini pişirebilecek tüp gazı dahi vermeye çalışıyoruz.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.