Ümmet sinekle değil bataklıkla uğraşmalı
İstanbul'da düzenlenen Afrika Asya İşbirliği Formu'na katılan İTTİHADUL ULEMA üyelerinden Mehmet Şakir Direkçi, ümmetin bataklıkla uğraşması gerektiğini belirtti.
İstanbul Beylikdüzü'nde düzenlenen Afrika Asya İşbirliği Formu'na uluslararası birçok alim ve kanaat önderi ve cemaat temsilcisi katıldı.
İki gün süren Forum'da İslam âleminin içinde bulunduğu olumsuz durum istişare edilerek, ümmetin arasındaki tefrikanın son bulası ve ittihadın oluşması için çağrılar yapıldı.
Afrika Asya İş Birliği Formunda katılımcılara hitap eden İTTİHADUL ULEMA üyelerinden Mehmet Şakir Direkçi, ümmetin mazlumiyyetine dikkat çekerek, yaşanan tefrikaların son bulması için bataklıkla sinekle değil bataklıkla uğraşılması gerektiğini belirtti.
İslam coğrafyasında yaşanan bazı olaylardan örnekler veren Direkçi, "İslam coğrafyasının nasıl sıkıntılarla baş başa olduğunu hepimiz görüyoruz, şahitlik ediyoruz ve yaşıyoruz. Üç örnek vermek istiyorum. Sahilin kenarına vuran Aylan El Kürdi ümmetin halini iyi dile getiriyordu. O ümmetin kendisiydi. Ümmetin mazlumiyetini fotoğraflanmış haliydi ve bu mazlumiyeti Allah’a sunuyordu. Yine 2014 yılında Diyarbakır’da yakılan Yasin Börü aslında ümmetin halini, mazlumiyyetini gösteriyordu. Yine yakın bir geçmişte Filistin’de tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Ebu Salah’ın bombalarla paramparça olmuş bedeni ve ümmetin buna seyirci kalması aslında İslam ümmeti olarak durumumuzun, mazlumiyyetimizin gözler önündeki haliydi. Bu kürsüde konuşan her kardeşimiz Müslümanların ittifakından ve ittihadından bahsettiler ayette 'İyilik ve takvada yardımlaşınız' deniliyor. Eğer biz cesaretle bu ayeti uygularsak ittifak zaten kendinden olur. Hadiste ‘münkeri gören’ denildiğinde bu münker lafzı ismi fail olarak değil ismi meful olarak kullanılmış. Buradaki münker sinek değil bataklıktır. Eğer İslam ümmetinin birbirine olan yardımlaşması bataklığı kurutmaya yönelikse burada bir ittifak vardır." dedi.
"Ümmet sinekle değil bataklıkla uğraşmalı"
Birliğin sağlanması için takvada ve iyilikte yarışılması gerektiğine vurgu yapan Direkçi, "Bu ittihadı ve birliği sağlamak için takvada ve birr de yardımlaşmalıyız. Ümmet sinekle değil bataklıkla uğraşmalıydı. Üstat Bediuzzaman hakikat ehlinin bazı vasıflarını sayıyor. Hakikati icra etmeye çalışanların havvas olması gerekir. Hakikat ehlinin zamanın tesirinden kurtulması gerekir. Çoğu zaman birr’de ve takvada birlikteliğimiz vardır. Ama o zahmeti gören taraf bizimle aynı cemaat ve meşrepte olmadığı için o yardımlaşmamız gereken takva ve birr’i unutuyoruz. Bizim cesaretle ehli kıbleyi kardeş kabul etmemiz gerekiyor. Mezhepçilik ve taassuptan kurtulmamız gerekiyor ki bu hastalıktan kurtulalım. Üstadın dediği gibi 'Maziye iyi dalmak gerekir. Mazide ne oldu?' diye sormak gerekiyor. Meseleleri mantığın terazisiyle tartmamız gerekiyor. Eğer hakikat ehli zamanın tesiratından, mezhepçiliğinden kurtulmazsa taraftarlık hissi doğar ve hak kaçıp gizlenir." şeklinde konuştu.
"İttihadul ulema olarak 2 binin üzerinde öğrencimiz var"
Konuşmasının sonunda İTTİHADUL ULEMA'yı kısaca tanıtan Direkçi, "Âlimler ve Medreseler Birliği Diyarbakır’da medrese âlimleri öncülüğünde kurulmuştur. Şu anda yatılı olarak 2 binin üzerinde öğrencimiz var. Öğrencilerin eğitimi geçmişe bağlı geleceğin yeniliklerine açıktır. Bu meyanda sadece ilim adamı değil dava adamı ve davetçiler yetiştiriyoruz. Medreselerimizin çoğu Doğu ve Güneydoğu'dadır. Ayrıca Türkiye’nin birçok ilinde medreselerimiz vardır." ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.