Uyuşturucu ülkenin en büyük sorunlarından birisini teşkil ediyor

Uyuşturucu ülkenin en büyük sorunlarından birisini teşkil ediyor

Türkiye genelinde artan uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili değerlenmelerde bulunan siyasi parti, âlim ve STK temsileri, uyuşturucu madde kullanımının ülkenin en büyük sorunlarından birini teşkil ettiğini belirttiler.

Türkiye'de giderek artış gösteren madde bağımlılığı toplumu tehdit etmeye devam ediyor. Toplumda giderek yaygınlaşan madde kullanımının ilkokul çağındaki çocuklara kadar inmesi, tehlikenin geldiği boyutu da gözler önüne seriyor.

Uyuşturucu tacirleri, manevi boşluk içindeki gençleri hedef alıyor. Uyuşturucu illetinin tuzağına düşen gençler, kötü arkadaş çevresiyle bataklığa her geçen gün daha fazla saplanıyor.

Madde kullanımın artışına ve tehlikelerine dikkat çeken HÜDA PAR Batman İl Başkanı Davut Şahin, bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Emin Ulutaş (Mele Eminê Botiki) ile Batman İdeal Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Kurucu Başkanı Musap İmir, İLKHA’ya değerlendirmelerde bulundular.

"Mevcut eğitim müfredatında eksiklikler çok"

Uyuşturucu madde kullanımının ülkenin en büyük sorunlarından birini teşkil ettiğini belirten HÜDA PAR Batman İl Başkanı Davut Şahin, "Bir ülkenin gençliği bir şekilde ifsat edilirse o ülkenin çökmesi anlamına gelmektedir. Maalesef Türkiye’de de uyuşturucu kullanım yaşı ilk ve ortaokula kadar düşmüş. Devlet bu anlamda çok ciddi bir önlem almıyor. Bunu etkileyen ve sebebiyet veren faktörler bizim tespit ettiğimiz, gördüğümüz kadarıyla en önemli faktör gençliğin yetiştirilme tarzıdır. Bunda eğitim sistemimizin büyük eksikliği var. Zira bir insan daha çocukluğundan itibaren aldığı eğitim itibarıyla Rabbini ve Peygamberini tanımıyorsa hem dünya hem ahiretine zarar verecek hususları bilmez ve öğrenmezse o çocuk bu anlamda kendini kontrol edemez. Dolayısıyla ülkemizin eğitim müfredatında mutlaka insanımıza Rabbini, Peygamberini ve ahireti tanıtacak ve öğretecek bilgilerin olması lazım ve bunun yeteri derecede olması lazımdır. Mevcut ettiğim müfredatında bunlar çok eksiktir." dedi.

"Ailede maneviyat yeteri derecede değilse çocuklar madde bataklığına batıyor"

Manevi değerlerden yoksul olan gençlerin kurdukları ailelerin de tehlikede olduğuna dikkat çeken Şahin, "Bu böyle olunca gençler büyüyor aileler kuruyor. Bu ailede de maneviyat yeteri derecede değilse sonra doğacak olan çocuklara bu bilinci vermekte yetersiz kalıyorlar. Bir birey genç veya orta yaşlı olsun uyuşturucu konusunda gerek dünyevi gerek uhrevi olarak ona nasıl zararları vereceğini bilmezse yaptığı fiilin Allah-u Teâlâ indinde ne kadar zararlı olduğunu öldükten sonra cehenneme Allah’ın (celle celaluhu) azabına müstahak olacağını bilmezse bunu daha rahat şekilde yapar. Ama bunun bilincindeyse bu durun çok az olur. Ahiret ve Allah (celle celaluhu) bilinci insanda yoksa en ufak bir sıkıntı karşısında çevrenin de etkisiyle kendisini uyuşturucuya vermiş oluyor. Dolayısıyla gitgide neslimizin içinde yayılıyor." ifadelerini kullandı.  

"İnsanlarımıza madde kullanımın uhrevi ve dünyevi zarar boyutları anlatılmalı"

Madde kullanım yaşının çok düştüğünü söyleyen Şahin, "Bugün artık madde kullanım yaşı ortaokul yaşlarına düşmüş. Mahalle aralarında, mahalle bakkallarında, parklarda, okul önlerinde ve cami çevresine maalesef uyuşturucu satılıyor. Bu anlamda devletin ciddi bir müdahalesi de görülmüyor. İlk alınacak tedbir ciddi bir bilinçlendirmedir. İnsanlarımıza madde kullanımın uhrevi ve dünyevi zarar boyutları anlatılacak. Bir genç uyuşturucuya müptela olduktan sonra parası varsa sık sık içiyor. Bu insan felçli insan haline dönüyor. Beyin ve düşünce kalmıyor. Başkalarını da yanına çekiyor. Çevresini ve arkadaşlarını madde kullanımına alıştırıyor. Bir ailede bir genç uyuşturucuya müptela olduktan sonra para bulamazsa ailesinin parasını çalıyor. Bu gibi örnekleri çok duyuyoruz." şeklinde konuştu.

"Ebeveynler 'Çocuklarımızı bu bataklıktan kurtarın' diyor"

Konuşmasının devamında Şahin, şunları söyledi: "Bazı ebeveynler gözyaşları içinde anlatıyor. ‘Benim çocuğum boğazıma bıçak dayıyor ve diyor ki uyuşturucu paramı vermen lazım’ bu şekilde gelip bize yalvaran nice ebeveynler var. ‘Allah aşkına çocuklarımızı bu bataklıktan kurtarın’ diye yalvarıyorlar. Bu mesele sadece bir siyasi partinin ve bazı STK’ların yapabilecekleri bir şey değildir. Öncellikle devletin buna ciddi bir el atması lazımdır. Devlet bütün imkânlarıyla buna yönelmesi lazımdır. Eğer bir ülkede aile kurumu bu şekilde yıpranıyorsa o ülkenin geleceğinden bahsedilemez. Devlet eğitime, sanayi teknolojisine yatırım yaptığı kadar bir bütçeyi de uyuşturucuyu önlemeye yatırması lazımdır. Ciddi tedbirler geliştirmesi lazım ki bunu önleyebilsin. Bütün bu tedbirlerle birlikte ciddi müeyyidelerin de getirilmesi lazımdır. Özellikle bu işi yapan ve bu zehri piyasaya süren baronların, büyük maddi gelir sağlayan insanların tespit edilip etkisizleştirmek ve en büyük müeyyidelere tabi tutarak bu işin önüne geçmesi lazımdır."

"Kesinlikle devlet maddeyle mücadelede yetersiz kalıyor"

Türkiye madde kullanımıyla mücadele konusunda yetersiz kaldığına dikkat çeken Şahin, "Türkiye’nin hangi bölgesinde sorarsanız uyuşturucu konusunda devletin kesinlikle sınıfta ve yetersiz kaldığını rahatlıkla dile getirebilir. Batman özelinde konuşursak Batman’da ben bu meseleyi sayın valimizle ve emniyet müdürüyle de konuştum. STK’larımızla da konuştuk. Bir araya geldiğimiz zaman siyasi parti temsilcileriyle de konuşuyoruz. Tavsiyelerde bulunuyoruz. Kesinlikle devlet bu konuda yetersiz kalıyor. Gereken önem ve ciddiyeti bu alana vermeyip bu konuya eğilmiyor. Yoksa Batman gibi bir yerde bu uyuşturucunun, belanın, zehrin bu kadar gençliğimiz arasında dönmesi, dolaşabilmesi satılıp kullanılabilmesi mümkün değildir. Bunu önleyememek mümkün değildir. Belki bütünden bitirilemez ama alınacak çok ciddi tedbirlerle, eğitim yöntemiyle, bilgilendirmelerle, ciddi cezai müeyyidelerle ve elebaşlarına yapılacak müdahaleyle bu iş ciddi anlamda düşürülebilir. Gençliğimiz bu şekilde bu beladan kurtulabilir." ifadelerini kullandı.

"Gençler arasında esrar ve eroin çok yayılıyor"

Konuyla ilgili bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla Emin Ulutaş da içkinin de bir uyuşturucu türü olduğuna işaret etti.

Ulutaş, "Kur’an-ı Kerim’de içkinin çirkin ve kötü olduğu, insanlara zarar verdiği, şeytanın bununla insanlar arasına düşmanlık soktuğu, namazdan, Allah’ı (celle celaluhu) anmaktan uzaklaştırdığı bildiriliyor. Uyuşturucunun birçok çeşitleri vardır. İçki, şarap dediğimiz ve son dönemlerde eroin ile esrar gibi uyuşturucu maddeler çok gündemde tutuluyor. Bilhassa gençler arasında esrar ve eroin çok yayılıyor. Bunlarla çok ciddi bir mücadele yapılmadığı takdirde bunun önüne geçilmiyor." dedi.

"Madde kullanımıyla ilgili idarecilerin mesuliyeti vardır"

Ulutaş, "Uyuşturucu kullanım yaşı şu anda 10-12 yaşa kadar inmiştir. Basından öyle duyuyoruz. Bu korkunç bir meseledir. Okul kapılarında dahi esrarın satıldığı ve insanların uyuşturulduğu yazılmaktadır. Bu artık gizli bir mesele değildir. Yönetim çok önemlidir. İdare edenler çok önemlidir. Onların çok sorumluluk ve mesuliyetleri vardır. Hazreti Ömer ‘Dicle’nin kenarında cılız bir keçi yavrusu kurtlar tarafından kapıldığı zaman Ömer’in gözüne uyku girmez, ben kendimi mesul his ederim’ diyor. Onun için idareciler gerçekten çok sorumludurlar. Yapılacak bütün iyilikler ve kötülüklerden hesap vereceklerdir. Eğer bir iyilik yaparlarsa mükâfat, kötülük yapılırsa ceza görecekler. Yetkililer eskiden her şeyi kontrol edemeyebiliyorlardı. Ama şimdi iletişim ve internet vasıtalarıyla her şey hemen kontrol edilebiliyor." ifadelerini kullandı.  

"Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede içkinin, kumarın uyuşturucunun ne işi vardır"

Yüzde 99’u Müslüman olan bir toplumda uyuşturucu kullanımı söz konusu bile olmaması gerektiğini söyleyen Ulutaş, "Yetkililer Kur’an-ı Kerim’i ön plana çekmeleri gerekiyor. Biz Müslümanız. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede içkinin, kumarın uyuşturucunun ne işi vardır? Burası Hristiyan ülke midir? Şu anda bozulmuş Hristiyanlıkta bunlar serbest. Burası resmen Hristiyan bir ülke denilirse neyse deriz ama ülke insanı ‘ben Hristiyanım’ demiyor aksine ‘ben Müslümanım’ diyor. Yüzde 99’u böyle diyorsa o zaman bu hal nedir? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Bu kötülükler niye yayılıyor. Onun için kanuni müeyyideler Kur’an-ı Kerime uygun bir şekilde yapılmalıdır. Müeyyideler demokrasi, laiklik ve sosyalizm namına değil Kur’an-ı Kerim’in atmosferine uygun, kanuni düzenlemeler gerekiyor." şeklinde konuştu.  

Madde bağımlılığına sebep olan faktörler

Toplumda yaygınlaşan madde kullanımının nedenlerine değinen Batman İdeal Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Kurucu Başkanı Musap İmir, "Uyuşturucu ve madde bağımlılığına sebep olan önemli bazı faktörler var. Bunlardan en önemlisi ailevi, sosyal ve kişisel faktörlerdir. Eğitim ve öğretim durumundan dolayı sebep olan faktörler var. Ailevi faktörlerin içerisinde anne ve babanın alkol kullanması, madde bağımlısı olması, çocuklarına karşı uyuşturucu ve sigara kullanmalarına karşı ses çıkarmamaları ve izin vermeleridir. Anne baba arasındaki ilgisizliğin çocuğa yansıması, çocuklarla çok ilgi kurulmaması, çocuğa verilen paranın hesabı sorulmaması ve ilgi alaka gösterilmemesi çocuğun madde bağımlılığına itebilen sebeplerdendir. Sosyal faktörlerin içerisinde de kötü arkadaş ortamı edinmesi, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, anne babadan kaynaklı ilgisizliğin kötü bir arkadaş ortamında karşılık bulması bunlarda sosyal faktörler içerisinden sayabileceğimiz etkenlerdir. Son olarak kişisel faktörlerde kişinin özgüveninin eksik olması, davranış bozukluğu, dışarıdan kolay bir etkilenme, dışarıdan gelen saldırılara karşılık verilememesi ve bu anlamda bir irade ortaya koyamaması ana faktörlerin içerisindedir." dedi.   

Madde kullanımının önüne nasıl geçilir

Saydığı olumsuz faktörlere karşı çözüm önerilerinde bulunan İmir, "Ailevi faktörlerin içerisinde çocukla daha sağlıklı bir iletişim kurulması, ebeveynlerin çocuklar karşı daha ilgili ve alakadar olması, çocukla beraber aktivitelerin yapılması gerekir. Erkek çocuklar babayı; kız çocuğu anneyi model olarak alıyor. Bu anlamda anne baba ilgili ve alakadar olması gerekir. Ailenin içerisinde iletişim ağının sıkı ve sağlıklı bir şekilde olması için etkinlikler ve aktiviteler yapılabilir. Sosyal faktörlerde iş biraz daha devletimize düşüyor. Halk tarafından sık kullanılan sosyal ortamlarda güvenlik önlemleri alınabilir. Okullarda ve tüm eğitim kurumlarında bilgilendirme faaliyetleri yapılabilir. Kişisel faktörün içinde çocuğun özgüveni kırıcı davranışlardan ve baskıcı bir anlayıştan uzak durulması lazımdır. Çocuğun iradesini ortaya koyabilecek, çocuğun dışarıdan kolay bir şekilde etkilenmesini engellemek için iyi bir iletişim kurmak gerekir. Bunların hepsinden önemlisi anne ve babanın çocukları üzerindeki ilgisizliğidir." diye konuştu.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.