Yapıcıoğlu: Darbe teşebbüsüne direnenlerin başında İslami cemaatler geliyor
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, darbe teşebbüsüne direnenlerin başında İslami cemaatlerin geldiğini vurguladı.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, ABD destekli 15 Temmuz darbe girişimin yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.
HÜDA PAR Diyarbakır İl Binasında düzenlenen basın açıklamasında Yapıcıoğlu, Türkiye’de bugüne kadar yapılan darbelerin arkasında Amerika’nın olduğunu vurguladı.
15 Temmuz darbe girişiminde ihanet şebekesinin namlularını millete çevirerek 250 cana kıymasının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Yapıcıoğlu, bu vesile ile şehit olanlara bir kez daha rahmet dilerken yakınları başta olmak üzere bütün millete sabır ve başsağlığı diledi.
Yapıcıoğlu, "15 Temmuz kalkışmasını 'ülkeyi işgale hazır hale getirme teşebbüsü' veya 'iç savaşa sürükleme teşebbüsü' olarak isimlendirmek de mümkündür. O meşum teşebbüsün sahipleri, 40 yıl boyunca hazırlık yaptılar, güç ve servet biriktirdiler, adam devşirdiler, tuzaklar kurdular. 40 yıl boyunca önleri açıldı, palazlandırıldılar; zulümlerine seyirci kalındı, devlet desteğiyle başkalarını tüketerek büyüdüler." dedi.
15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulunanların devletle ve hükümetle içli dışlı oldukları dönemlerde, kendilerine rakip veya önlerinde engel olarak gördükleri kişi ve kurumların bertaraf etmek için türlü entrika ve kumpaslar kurmaktan bir an bile geri durmadıklarını söyleyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun için sahip oldukları medya organlarıyla, birlikte ellerinde bulundurdukları resmi makamları ve kamusal yetkileri de sonuna kadar kullandılar. Bu zulümlerinin pek çoğunu devleti idare edenlerin bilgisi ve onayı ile yaptılar. 40 yıl boyunca her dönem güç kimin elinde ise onunla işbirliği halinde biriktirdikleri güç, takdir-i ezeli ve lütf-u ilahi ile 15 Temmuz gecesi, 4 saatte tuzla buz oldu, eridi, dağıldı. Milletimiz, önceki darbe teşebbüslerinde olduğu gibi seyirci kalmadı, ilk andan itibaren alanlara çıkıp darbe teşebbüsünü püskürttü. Bu bir halk devrimiydi. Olayların gidişatı netleşinceye kadar ortalıkta görünmeyip seyirci kalmayı tercih edenler, darbenin başarısız olduğu anlaşıldıktan sonra milletin yaptığı devrimi çalmaya ve milletin darbeyi engelleyen evlatları aleyhine kullanmaya kalkıştılar. Darbecilere karşı en ön safta göğüslerini siper eden dindar halkı ve mensup oldukları cemaatleri FETÖ ihanet şebekesi ile aynı kefeye koyanlar, FETÖ’nün iplerini elinde tutan odakların amaçlarına hizmet etmektedirler."
Yapıcıoğlu, FETÖ’nün hain planlarını perdelemek ve gerçek niyetinin fark edilmesini geciktirmek maksadıyla cemaat adı altında çalışmalarını yürüttüğü için en büyük zararı da dini kurum ve kavramlara verdiğini belirtti.
"İslami cemaatleri FETÖ ile aynı kefeye koymak da mümkün değildir, aksine davranış zulümdür"
İslami cemaatleri FETÖ ile aynı kefeye koymanın da mümkün olmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, "Nasıl ki asker üniformasıyla darbeye teşebbüs ettikleri için bütün askerlerin veya bizatihi askerlik kurumunun kötülenmesi mümkün değil ise; melanetlerini gizlemek için kendilerine cemaat ismi vermiş olmaları nedeniyle İslami bir kavram olan cemaat mefhumunun kötü görülmesi ve İslami cemaatleri FETÖ ile aynı kefeye koymak da mümkün değildir. Aksine davranış zulümdür; işi daha da ileriye götürüp İslam’a cephe açılması ise cinayettir." ifadelerini kullandı.
"15 Temmuz gecesi sokağa çıkıp darbe teşebbüsüne direnenlerin başında İslami cemaatler geliyor." diyen Yapıcıoğlu, "Bu hususu unutanlara hatırlatıyoruz, unutturmak isteyenlere karşı da milletçe uyanık olmak gerektiğini bir kez daha ihtar ediyoruz. Milletimize de diyoruz ki, bir yıl önce gerçekleştirdiğiniz devriminizi çaldırmayın." ifadelerini kullandı.
"FETÖ yargısının zulmen ceza verdiği insanlar cezaevlerinde ömür tüketmeye devam ediyorlar"
FETÖ yargısının zulmen ceza verdiği insanların, cezaevlerinde ömür tüketmeye devam ettiğini değinen Yapıcıoğlu, "Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere pek çok kişi 'hiçbir şey 15 Temmuz öncesi gibi olmayacak' dedi ve demeye devam ediyorlar. FETÖ mensuplarının sızdıkları devlet kadrolarından temizlenmesi için bir yıldır çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Ancak yıllarca FETÖ’nün zulmüne maruz kalmış ve sabırla bu zulmün sona ermesini bekleyen mazlumların çoğu FETÖ’nün zulmünü çekmeye devam ediyorlar. FETÖ yargısının zulmen ceza verdiği insanlar cezaevlerinde ömür tüketmeye devam ediyorlar. İnsanlar FETÖ’nün oluşturduğu devlet hafızası nedeniyle güvenlik soruşturmalarından geçemediği için mağduriyetler yaşıyorlar." ifadelerine yer verdi.
"FETÖ’nün zulümlerinin sonuçlarını da temizleme borcunuz vardır"
Darbe teşebbüsünün yıldönümünde, yetkililere çağrıda bulunduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"FETÖ’yü devlet kadrolarından temizlemeniz yetmez. FETÖ’nün zulümlerinin sonuçlarını da temizlemek borcunuz vardır. Ergenekon ve balyoz sanıklarını dışarıya çıkarmış olmanız FETÖ kumpaslarının sonuçlarını temizlemiş olduğunuz anlamına gelmiyor. FETÖ’cü kolluğun kumpasları ve FETÖ yargısının kararları ile mağdur edilmiş insanlar cezaevlerinde ömür tüketiyorlar. Acilen bir çözüm bulmak zorundasınız. Kendine yapılan haksızlığın hesabını sorarken bu yapının mağdurlarına sahip çıkmamak da zulüm de ortaklıktır. FETÖ mensuplarını devlet kadrolarından temizlerken teraziyi hassas tutun ve ilgisiz insanları mağdur etmeyin. Adaletli olmak, düşman ve darbeci bile olsa adil davranmak, adaleti geciktirmemek gerekir. Halkın devriminin çalınmasına seyirci kalarak, aziz şehitlerinin kanlarını heder etmeyin. Adaleti ikame edin, adil olun, adaletle davranın ve bilin ki adalet mülkün temelidir, gecikmiş adalet ise adalet değildir."
"Hukuk zayıfların hakkını güçlülere karşı korumak içindir"
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yapıcıoğlu hukuk zayıfların hakkını güçlülere karşı korumak için olduğunu belirterek, "Hukuk zayıfların hakkını güçlülere karşı korumak içindir, hukuk bir toplumda en zayıf olan kişinin bile korkusuzca korkmadan çekinmeden en güçlüden kendi hakkını talep edebilmesi için vardır. Ama maalesef Türkiye’de belki 10 yıllardır hatta 100 yıldır çifte standart diyebileceğimiz belki kişiye göre özel hukuk hep olagelmiştir. Güçlüler için uygulanan hukuk başka olmuştur, daha güçlüler için hukuk belki işlememiştir, en güçlüler için hukuk hiç işlememiştir. Ama zayıf bir insan hakkını aramak istediğinde hukukun çok dolambaçlı bir yol olduğunu belki işi adliyeye düştüğünde fark etmiştir." sözlerini kullandı.
"O kelepçe aslında Şeyhmus Alpsoy’a vurulmamıştır, o insanlığa bir darbe vurmuştur"
Cezaevinde yakalandığı kolon kanseri nedeniyle Ankara Numune Hastanesinde tedavi gören hükümlü Şeyhmus Alpsoy'un elleri kelepçeli bir şekilde ameliyata alınmasına tepki gösteren Yapıcıoğlu, "Bahsettiğiniz kişi yürüyemez bir durumda iken üzerinde ameliyathaneye girerken giydirdikleri önlük dışında çorap bile yok iken ve yürüyemeyecek durumda olduğu için tekerlekli sandalye ile ameliyathaneye götürülürken ayağında sadece galoş olan bu kişi ne hikmetse elleri kelepçeli bir şekilde ameliyathaneye doğru götürülmüştür. Dün karşılaştığım şahıslardan bir tanesi kendisinin daha kötü bir durumda olduğunu, söyledi. Bir buçuk saatlik ameliyatta bile ellerindeki kelepçenin çıkarılmadığını söyleyen bir vatandaşla ben karşılaştım. O kelepçe aslında Şeyhmus Alpsoy’a vurulmamıştır, o insanlığa bir darbe vurmuştur. İnsanlığı insanlığından utandıran bir görüntüydü o. Ve maalesef böyle görüntüleri biz bir müddet daha yaşamaya devam edeceğiz çünkü her bir kimse sadece kendisine ve kendisine yakın gördüğü kişiye yapılan bu hukuksuzlukları gördüğünde tepki veriyor. Toplumsal olarak haksızlık kime yapılırsa yapılsın tepki vermeyi henüz öğrenemedik." diye konuştu.
Bu darbe teşebbüsü, darbeye teşebbüs edenlerin kendilerine cemaat demelerinden dolayı bütün cemaatlerin kötüymüş gibi bir algı yayılmaya çalışıldığını belirten Yapıcıoğlu, "Darbenin teşebbüsünün ilk saatlerinde kılını kıpırdatmayanlar, durun bakalım ne olacak diyenler, hatta bu darbe teşebbüsünün başarıya ulaşması için belki dua edenler, daha sonra bütün İslami kesimleri, cemaatleri aynı kefenin içerisine koyarak hepsinin kökünün kazılması gerektiğinden dem vurmaya başladılar. Bu yüzden diyorum ki bu dindar halk, bu mütedeyyin halk darbecilere karşı bir devrim gerçekleştirmiştir. Böyle yapanlar da onların bu devrimini çalmaya çalışıyorlar. Millete sesleniyorum, uyanık olun devriminizi çaldırmayın. Hükümete de sesleniyorum, onların devrimini çaldırarak darbeye engel olanları bir şekilde cezalandırmaya kalkıp cezalandırmaya çalışarak FETÖ’nün iplerini elinde bulunduranların amaçlarına hizmet edenlere fırsat tanımayın." dedi.
"Bundan sonra da darbe teşebbüsleri olursa Amerika yine bu teşebbüslerin arkasında olacak"
Eğer halk arasında parçalanmışlık ve dağınıklık olursa, adalet olmaz, birlik beraberlik bozulursa, darbe yapmak isteyen şahıslar için zemin, sürekli zemin ve fırsat bulacaklar.’ diyen Yapıcıoğlu son olarak şunları söyledi:
"Sadece 15 Temmuz darbe girişimi değil, Türkiye’de bugüne kadar ne kadar darbe yapılmış ise bu darbelerin arkasında Amerika vardır. Ben öyle inanıyorum ki bundan sonra da darbe teşebbüsleri olursa Amerika yine bu teşebbüslerin arkasında olacak. Benim düşünceme göre, Türkiye kendi düşmanını tanımış fakat mecburiyet ve korkudan dolayı cesaret edip düşmanını isimlendirip "Amerika benim" düşmanımdır diyemiyor."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.