Yapıcıoğlu: İşgal rejiminin uluslararası hukuk önünde katliamlarının hesabını vermesi sağlanmalı
Siyonist işgal rejimine karşı caydırıcı somut adımlar atılması çağrısında bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, “İşgal rejiminin uluslararası hukuk önünde katliamlarının hesabını vermesi sağlanmalı” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, dış gündeme dair yaptığı açıklamada ayrıca; Afganistan’da sivil katliamı ve Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen Türkiye raporu gibi konu başlıklarını masaya yatırdı.
“Dünya Filistin sınavını veremedi!”
Dünyanın Filistin karşısındaki suskunluğunun utanç verici olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, “Siyonist işgalcilerin Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıda yüzlerce sivili şehit etmiş, sivil yerleşim yerlerini, okul ve sağlık merkezlerini hedef alarak savaş suçu işlemiştir. Buna rağmen BMGK’dan kınama kararı dahi çıkarılamamış, BM katliamın bilançosunu açıklamaktan başka bir işlevi yerine getirememiştir. İslam işbirliği teşkilatı ise Müslümanların mukaddesatına yönelik saldırılara ve sivillere yönelik katliamlara kınamaktan başka bir tepki vermemiştir. Dünyanın ve İslam ülkesi yöneticilerinin önemli bir kısmının bu soykırım karşısındaki sessizliği utanç vericidir.” dedi.
“İşgal rejiminin uluslararası hukuk önünde katliamlarının hesabını vermesi sağlanmalı”
Dünya kamuoyunun sessizliğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Siyonist işgalciler, katliamın cesaretini dünyanın sessizliğinden ve özellikle de İslam ülkelerinin dağınıklığından almaktadır. Bölge ülkeleriyle gerçekleştirilen ‘normalleşme’ anlaşmalarından sonra saldırıların ve işgalin boyutunu arttırmıştır. İşgalcilere katliam ruhsatı tanıyan bu anlaşmalar ivedilikle iptal edilmelidir. İşgal rejiminin uluslararası hukuk önünde katliamlarının hesabını vermesi sağlanmalı, Kudüs başta olmak üzere işgal altındaki tüm bölgelerde Müslümanların hâkimiyeti desteklenmelidir. İşgal yönetimine karşı caydırıcı somut adımlar atılmadığı takdirde her sene yüzlerce insan katledilmeye, bölgede demografik yapı değiştirilmeye devam edilecektir. Uluslararası kuruluşların tepkisizliğine rağmen dünya kamuoyunun Filistin davası etrafında birleşmesi önemlidir. Batı Şeria’dan Gazze’ye Filistin halkının birlik ve beraberliği siyonist çeteyi geri adım atmaya mecbur etmiştir. Filistin direnişinin zaferini bir kez daha tebrik ediyor, işgal çetesi tarafından şehit edilen Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Afganistan’da sivil katliamı!
Afganistan’daki sivil katliamlara da dikkat çeken Yapıcıoğlu, “20 yıllık işgalin ardından ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı Afganistan’da istikrar için umut vaat etmiş ancak çekilme süreciyle birlikte ülkedeki saldırıların dozu artmıştır. Sivilleri hedef alan ve mezhepsel ayrışmayı körükleyen saldırılar Afganistan’daki kaosu daha da derinleştirmektedir. Bu saldırılar ülkedeki işgalin devamını hedeflemektedir. Sivillerin güvenliğini tehdit eden ve ülkeyi ekonomik ve siyasi açıdan istikrarsızlaştıran bu saldırıların ivedilikle durdurulması gerekmektedir. Afganistan’da istikrarın temel yolu iç barıştan geçmektedir. Bu doğrultuda halkın refahı için günlük menfaatler geri plana itilmeli ve süresiz ateşkes ilan edilerek müzakere görüşmeleri başlatılmalıdır.” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen Türkiye raporu
Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Birliği'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini askıya alması çağrısında bulunan raporu kabul etmesini değerlendiren Yapıcıoğlu, “AB, Türkiye ile 2016 yılında imzalanan ve ‘göçmen mutabakatı’ olarak bilinen göç anlaşmasına dair yükümlülüklerini yerine getirmekten bugüne kadar kaçınmıştır. Sığınmacı meselesinde Türkiye ile iş birliği vurgusu yapan AB; Ermeni meselesi, Doğu Akdeniz, Kıbrıs gibi meselelerde Türkiye’ye düşmanca bir politika izlemektedir. AP’nin Türkiye karşıtı raporunu kabul etmesi, bunun açık delilidir.” dedi.
“Türkiye AB’ye üyelik hayalinden vazgeçmelidir”
Avrupa Birliğine üyelik hayalinden vazgeçilmesi çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, “Türkiye yıllardır devam eden ve somut bir ilerleme sağlanamayan AB’ye üyelik hayalinden vazgeçip, bölgesel iş birliğini arttırmaya yönelik adımlar atmalıdır. AB ülkelerinde İslam karşıtlığı hızla artarken AB’ye tam üyeliğin hayalden başka bir şey olmadığı kabul edilmelidir. Türkiye, Avrupa’nın kapısını aşındırmaktan vazgeçmeli, kendi yolunu kendi belirlemelidir. Temel insan hakları ve özgürlükler konusunda atılması gereken adımlar, AB istediği için değil, devletin vatandaşlarına karşı temel sorumluluğu olduğu için atılmalıdır.” şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.