Yaşanacak Mağduriyetlerin Altında Hükümetin İmzası Olacaktır

Yaşanacak Mağduriyetlerin Altında Hükümetin İmzası Olacaktır

Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Tarsus'ta gerçekleştirdiği kitlesel basın bakanlığa bağlı okullarda başörtüsünün yasaklanmasına sert tepki gösterdi

MERSİN - Milli Eğitim Bakanlığının yayımladığı yönetmelikle okullarda başörtüsünün yasaklanmasına tepkiler dinmiyor. TESSEP tarafından Tarsus Yarenlik Alanında düzenlenen kitlesel basın açıklamasında hükümete sert tepki gösterildi. Saat 13:00 başlayan basın açıklamasından önce Kur'an-ı Kerim okundu.
 

Basın açıklamasını okuyan TESSEP Başkanı Salih Demir, "Yayımlanan bu yeni kılık kıyafet yönetmeliği ile Milli Eğitim Bakanlığı, zahiren özgürlük alanını genişletmiş gibi gözükse de, aslında Müslüman halkımız için en büyük sorun olan başörtüsü yasağı ve bundan dolayı yaşanan mağduriyetlerin devam etmesine maalesef mevcut hükümet olarak onay vermiştir" dedi.
 

"Bugünden Sonra Yaşanacak Mağduriyetlerin Altında Hükümetin İmzası Olacaktır"
Kıyafet yönetmeliğinde bazı değişikliklerin yapılması, tek tip elbise ve forma zorunluluğunun kaldırılması ve bununla birlikte başörtüsü yasağının devam etmesinin üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu ifade eden Demir, "Aslında büyük toplumsal bir cinayettir, bir fecaattir. Unutulmamalıdır ki bunun sonu çok ciddi toplumsal patlamalardır. Unutmayın ki bugünden sonra sürecek olan başörtüsü yasağı ve yaşanacak bütün mağduriyetlerin altında hükümetin imzası olacaktır. "Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan "okul içinde baş açık" ifadesi bu ülkede Cumhuriyet döneminden beri İslami kimliğimize yönelik devam eden baskıcı mantık açısından mevcut hükümetin de diğerlerinden hiçbir farkının olmadığını herkese açıkça göstermiştir" dedi.

 

"Hiç Kimsenin Anne ve Babaya ya da Kız Çocuklarına Çıplaklığı dayatamaz"
İnanç özgürlüğünün açıkça ihlalini içeren ve insanların serbest iradesine ipotek koyma anlamına gelen bu yasak ve sınırlamanın insan hakları ilkelerine de, hukuk devleti mantığına da aykırı olduğunu belirten Demir, "Şu bilinmelidir ki, Müslüman bir ana-baba çocuğunu istediği yaşta, istediği şekilde giydirme hakkına sahiptir, buna kimse karışamaz? Çocuklar asla ve asla devletin değildir, babalarının annelerinindir. Devlet çocuklara asla kimlik dayatamaz, çocukların kimi seveceğini, kimi örnek alacağını asla belirleyemez. Hiç kimsenin anne ve babaya ya da kız çocuklarına çıplaklığı dayatma hakkı yoktur" şeklinde konuştu.

 

Bu Yönetmelik Yeni Mağduriyetler Ortaya Çıkaracaktır
Bu yönetmeliğin halen pek çok okulda başörtülü eğitim görme talebinde bulunan öğrenci ve başörtülü öğretmen üzerindeki baskı ve zorbalıkları artıracağını ve yeni mağduriyetleri ortaya çıkaracağını vurgulayan Demir, "Yine bu yönetmelik kimi okullarda olan başörtüsü düşmanı bazı yöneticilerin elini güçlendirecek ve kişiliksiz, korkak bazı yöneticiler tarafından masum kızlarımızın ve ailelerinin mağduriyetlerine yeni mağduriyetler ekleyecektir." Dedi.

 

Bütün sivil toplum kuruluşlarını ve halkı bu haksız uygulama karşısında yasal her türlü platformda seslerini yükseltmeye ve tepkilerini ortaya koyma çağıran Demir, MEB'e ve hükümete de seslenerek, "Yapılan bu yanlıştan acilen dönün ve kamuoyunun vicdanında kanayan bu yaraya gerçek bir ilaç hazırlayın. Aksi takdirde hiç bir şekilde dünyada Müslüman halkı kandıramaz, Ahirette de Allah'ın huzurunda bunun hesabını veremezsiniz." diyerek açıklamasına son verdi.

 

Yapılan basın açıklamasından sonra kalabalık sessiz bir şekilde dağıldı. (A. Hakim Kurt/ R. Tekyıldız - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.