Yasin Börü davası görülmeye devam ediyor
Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz’ün katil zanlılarının yargılandığı davanın 16’ncı duruşmasına ara verilirken müşteki avukatları savunmalarını yaptı.
PKK/HDP'liler tarafından 6-7 Ekim 2014 tarihli saldırılarda katledilen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz’ün katil zanlılarının yargılandığı davanın 16’ıncı duruşması bugün görülmeye başladı.
Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada 21'i tutuklu 41 sanık yargılanıyor.
Duruşmada müşteki ve müdafi avukatlarının esas hakkındaki savunmaları alındı.
Duruşmada savunmalarda bulunan müşteki avukatlardan Murat Sadak, dosyadaki eksiklikler ile alakalı taleplerinin mahkeme heyeti tarafından gerekçesiz bir şekilde ret edildiğini hatırlattı.
Kısır çekişmeler döngüsünde karar aşamasına geldiklerini ifade eden Av. Sadak,gerek iddianamede gerekse mütalaada sanıkların suç vasfının ‘Canavar hisle insan öldürme’ olarak belirtildiğini aktardı.
Sadak,"Oysaki ilk baştan da söylediğimiz gibi, sanıkların işlemiş olduğu suç vahşiyane insan öldürmenin ötesinde TCK 77. maddesinde belirtilen ‘İnsanlığa karşı suç’ kapsamındadır. Zira belirli bir zaman aralığına yayılarak, sistematik bir şekilde, bölgenin inançlı sivilleri örgütün hastalıklı ideolojisi ve politikası ile hedef gösterilerek topyekûn saldırıya uğramıştır. Bu sebeple bu beş gencin özelinde tüm Türkiye’de gerçekleştirilen infazların, ‘Canavarca hisle işlenen cinayet’ tanımını aşan, tüm ahlaki ve etik değerlerin ötesinde toplumun tüm dinamiklerini alt üst eden ‘İnsanlığa karşı işlenmiş’ örgütlü cürümler olduğunu kovuşturma sürecinin başından itibaren ısrarla belirtik ve bugün aynı söylem ve iddiamızı tekrarlıyoruz.” dedi.
“Masum yere bir insanı katletmenin tüm insanlığa katletmekle eşdeğerde olduğunun bilincindeyiz”
“Bir daha çocuklarımız hiçbir amaç uğruna öldürülmesini istemiyoruz” diyen Sadak, “Maalesef Yasin, kirli siyasi çıkarlar için ne katledilen ilk çocuktu ne son çocuk olacaktı. Olmadı da! Nitekim bu vahşetten sonra da birçok çocuğumuz bu örgüt ya da taşeronları tarafından katledilmiştir. Bunun için bu davayı önemsedik. Yasin’imizi önemsedik. Yasin’in katleden düşüncenin toplum vicdanından; faillerin ise mahkemeniz tarafından mahkum olunmasını istiyoruz. Adı konulmamış bu insanlık suçunun gerek yargı eli ile gerekse insanlığın vicdanında mahkûm edilmemesi durumunda bu vahşetin önüne geçilemeyeceğini, bir örgütün tahakkümüne boyun eğmeyen tüm vatandaşların hedef olmaya devam edeceklerini, bunun kaçınılmaz sonucu olarak da bölge insanının huzur ve refah içerisinde insanca yaşayamayacaklarını da defaatle belirtik. Masum yere bir insanı katletmenin tüm insanlığa katletmekle eşdeğerde olduğunun bilincindeyiz. Buna rağmen şunu da belirtmek istiyoruz: Bu katliam tarifsiz bir barbarlık olsa da masum yere bir kişinin tek bir gün dahi hürriyetinde alıkonulması da kabul edilemez. Hürriyette, insan hayatı gibi önemlidir. Bu adalet bilinciyle ilk günden bütün taleplerde hiçbir sanığa haksızlık etmeme konusunda azami gayret gösterdik. Bu gayretimiz bugünde yarında aynen devam edecektir. “ şeklinde savunmasını sürdürdü.
"Kürt oldukları için bu mahkemede yargılandıklarını söyleyenler… Vahşi bir şekilde katledilen maktullerin hepsi de Kürt’tü"
Yasin Börü ve arkadaşlarını kime nasıl bir zararı olduğunu soran Sadak, savunmasına şu sözlerle devam etti:
“Eksik otopsi raporu bile okunduğunda tüyleri ürpertmeye yeten o vahşeti kim ve neden 16 yaşındaki bir çocuğa reva gördü? Bu dava süresince biz bu soruların cevabını aradık ve cevabı, Başkanlığınızın yapacağı yargılama sonucu bulabileceğimize dair umudumuzu diri tutmaya çalıştık. 14 duruşma boyunca bu vahşi zihniyetin katliamlarını hatırlatarak Yasin’in ve arkadaşlarının ailesinin yüreklerini sırf bu sorulara cevap bulabilmek için dağladık. Biz bu soruların cevaplarının peşindeyken bir kısım sanıklar, dava boyunca Kürt oldukları için bu mahkemede yargılandıklarını ve ırkçı bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını ısrarla belirttiler. Ancak vahşi bir şekilde katledilen maktullerin hepsi de Kürt’tü. Hatta şu an salonda bulunan vekillerin ve izleyicilerin çok büyük bir kısmı da Kürt’tür. Irkçılık bahanesi arkasına sığınarak pişkince suçlarını örtmeye çalışan sanıklar, müvekkillerimizin yüreğinin daha da dağlanmasına sebep olmuştur.”
"Çocukları katleden zihniyetin mahkemenizde yargılanmasını ve mahkum edilmesini istiyoruz"
Bazı acıların yaşanmadan anlaşılmayacağını dile getiren Sadak, “Sadece seyretmekle yetinilir çoğu zaman. Evlat acısı da bunlardan biridir. Örneğin Yasin’in babası Fikri Börü, her duruşmaya iştirak edip ve her duruşmada içerisinde kopan fırtınaları dışarıda belli etmemek için sessizce başını öne eğmiş ve yutkunmakla yetinmiştir. Hasan’ın babası Mehmet Gökgöz de, her duruşmaya katılıp adalet arayışında olanlardan. Bazen içini boşaltmak için bağırmış bazen ise feryat etmiştir. Oğlunun emaneti olan torununu da alıp her duruşmada içi yanarak adaletli bir karar beklemiştir. Hüseyin’in annesi Zarife Dakak da tüm acılarını içine atarak adalet beklentiyle her duruşmaya katılmıştır. Yaşanmadan anlaşılamayacak olan evlat acısını en ağır bir şekilde tüm aileler yaşamıştır. Biz, çocukları katleden zihniyetin mahkemenizde yargılanmasını ve mahkum edilmesini istiyoruz. Biz biliyoruz ki her ölüm acıdır ancak çocukların ölümü çok daha acıdır. Ve yine biliyoruz ki suçlulara verilen hiçbir ceza, her duruşmada yürekleri bir daha dağlanan ailelerin ve özelde annelerin acısını yok etmeye yetmeyecektir.” ifadelerini kullandı.
Sadak’ın savunmasının ardından savunma yapan Av. Hasan Bozdaş ise, iddia makamı tarafından beraat talep edilen suça sürüklenen çocuklar dâhil olmak üzere tüm sanıkların cezalandırılmasını, mütalaada ceza talep edilen diğer sanık ve suça sürüklenen çocukların bu doğrultuda cezalandırılmasını, firari sanıklar açısından dosyanın tefrikini, cezalandırılacak tutuksuz yargılanan sanık ve suça sürüklenen çocuklar hakkında da hüküm ile birlikte yakalama kararı çıkarılmasını vekâleten talep ettiklerini belirtti.
Müşteki avukatlarının esas hakkındaki savunmalarının ardından sanık avukatları savunmalarını yaptı.
Sanık avukatlarının savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi. Verilen aranın ardından sanıkların savunması alınacak. Sanıkların savunmasının ardından mahkeme heyetinin karar vermesi bekleniyor. (M. Hüseyin Temel / Mustafa Bikeç - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.