Almanya’nın Hamburg şehrinde ikamet eden Yemenli Aktivist Eymen El Mansur, Said-i Nursi Vakfının davetlisi olarak geldiği İsviçre’nin Basel şehrinde, ülkesindeki gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Sözlerine Besmele ile başlayan El Mansur, Yemen’e karşı başlatılan savaşın nedeninin, ne eski Cumhurbaşkanı Hadi Mansur’un çağrısı, ne de Ensarullah’ın Mekke ve Medine’yi ele geçirme planı olduğunun altını çizerek, “Herhalde sizler de duymuşsunuzdur. Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, arka planda İsrail’in yönlendirmesiyle, Yemen’e saldırı başlattı. Yani 10 ülke Yemen gibi küçük bir ülkeye karşı saldırıya geçti. Saldırıya gerekçe olarak pek çok şey söylendi, onlardan bir tanesi de Ensarullah hareketinin Mekke ve Medine şehirlerini ele geçirmesini önlemek için saldırının yapıldığı şeklindeydi. Bunların hiçbiri gerçekleri yansıtmıyor. Gerçek olan bir husus varsa, o da Suudi Arabistan’ın 1992 yılından bu yana Yemen üzerindeki iktidarını kaybetmesidir. Suud yönetimi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Başbakan ve bakanların seçilmesi konusunda kimi dilerse, onu başa getiriyordu. Yemen üzerindeki o gücünü kaybettiğinden, 10 ülke ile bir olup saldırıya geçti.” ifadelerini kullandı.

“Yemen'e düzenlenen saldırının arkasında Amerika ve İsrail var”

Yemen’e saldırı düzenlenmesinin altında birden fazla neden yattığına dikkat çeken Yemenli aktivist El Mansur, Politik konular üzerinde çok durmak istemediğini belirterek, “İnsanlar Yemen’de akıtılan kanın hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını bilmeliler.  Eğer bugün Yemen’de kan akıyorsa, bunun arkasında Amerika ve İsrail var. Amerika politik çıkarları uğruna İslam beldelerinde kargaşa çıkarmak peşindedir. Bunu da Zeydîlerle Şafiileri, Şiilerle Sünnileri, Hristiyanlarla Müslümanları karşı karşıya getirerek yapmak peşindedir. Amerika, Mekke ve Medine gibi kutsal beldelere sahip olan Suudi Arabistan’ın, toplumlar üzerindeki etkisini kullanarak, Şii-Sünni savaşı çıkarmak istiyor” dedi.

“İnsanlık alemini Suudi Arabistan’a ‘dur’ demeli”

Yemen tarihinde Müslümanlar arasında bugüne kadar Şii-Sünni gibi bir kavganın söz konusu olmadığının altını çizen El Mansur, “Müslümanların bir konuda konumunu belirlerken mezhebi saiklerle değil, insanlık kriterleriyle belirlemeleri gerektiğini söyleyerek, “Yemen’de uçaklar şehirleri bombalarken bu mahallede Sünniler oturuyor, şu caddede Şiiler oturuyor, bu sokakta Zeydiler  oturuyor, diğer caddede Şafiler oturuyor ayrımı yapmıyorlar.  Bombalar evlerin üzerine yağdırıldığında Zeydi’yi de, Şafi’yi de, Şii’yi de, Sünni’yi de katlediyor. Bundan dolayı bütün Müslümanlar, hatta bütün insanların Suudi Arabistan’a dur deme zamanı gelmiştir.” çağrısında bulundu.

“En büyük bedeli masum Yemen halkı ödedi”

Suudi Arabistan’ın, 10 Körfez ülkesiyle 26 Mart’ta Yemen’e yönelik başlattığı saldırılarda bugüne kadar en büyük bedeli masum Yemen halkının ödediğini belirten El Mansur, sivil ölümlerin önlenmesi ve Yemen halkına verilecek daha büyük zararların önüne geçilmesi için, hem İslam Ümmetini, hem de İnsanlık alemini Suudi Arabistan’a dur demeye davet etti.

Konuşmasının sonunda kendisine bu imkanı tanıyan Said-i Nursi Vakfı yönetimine teşekkür eden El Mansur, son olarak kendisine yöneltilen soruları yanıtladıktan sonra vakıftan ayrıldı.

İLKHA