Yeni Akpınar köyünde sular durulmuyor
Daha önce yaşanan silahlı çatışma ile gündeme gelen Şanlıurfa’ya bağlı Yeni Akpınar köyü, bu sefer de davalık olan fıstık bahçesindeki yüzlerce ağacın kimliği belirsiz kişilerce kırılması ile tekrar gündeme geldi.
Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde ‘Avukatın köyü’ olarak da bilinen Yeni Akpınar köyünde sular durulmak bilmiyor. Daha önce yaşanan silahlı çatışma ile gündeme köy, bu sefer de davalık olan fıstık bahçesindeki ağaçların kırılması ile tekrar gündeme geldi.
Köyün tapusunu elinde bulunduran Hüsnü Alper Akhan, söz konusu fıstık ağaçlarını davalı olduğu Demir ailesinin kırdığını iddia ederken, Demir ailesi de Akhan’ın davalık olan bahçede kendilerini haksız duruma düşürmek için kırdırttığını ileri sürdü.
Demir ailesinin iddialarına göre; hazine malı olan alanda kurulan köyün tapusu 1974 yılında alındı. Abdulkadir Fehmi Akhan ile Mehmet Demir’in ortaklaşa kurduğu köyün tapusu, İstanbul’da noterlik yapan Abdulkadir Fehmi Akhan’ın üzerine yapıldı. Köyün tapusu İstanbul’da ikamet eden Abdulkadir Fehmi Akhan’ın üzerinde kalmaya devam etti.
Mehmet Demir’in vefat etmesiyle işler bozulmaya başladı
Zamanla kalabalıklaşan köy 60 haneye ulaştı. 1974 yılından beri hiçbir sorunun meydana gelmediği bu ortaklıkta, Mehmet Demir’in vefat etmesiyle sorunlar baş göstermeye başladı.
Mehmet Demir’in vefat etmesinin ardından Abdulkadir Fehmi Akhan’ın oğlu Hüsnü Alper Akhan, babasının adına olan köyün, Demir ailesi tarafından gasp edilmek istendiğini ileri sürerek mahkeme yoluyla köyün boşaltılması için tebligat gönderdi.
1974’ten bu yana bir ağacın dahi bulunmadığı köyü ortaklaşa kurduklarını ama Abdulkadir Fehmi Akhan’ın 2 ortak adına yapması gereken tapuyu, sürekli erteleyerek babalarının adına yapmadığını ileri süren Mehmet Demir’in oğlu ise mahkemeye başvurarak hak talebinde bulundu.
Köyün hazine malı olmadığını ve daha önceden tapunun babasının adına olduğunu belirten Hüsnü Alper Akhan ise ailenin tek oğlu olmasından dolayı Demir ailesinin arazilerini gasp etmeye çalıştığını ileri sürdü.
Anlaşmazlıklar kimi zaman taşlı, sopalı ve silahlı kavgalara neden oldu
Mahkeme süreci devam ederken iki taraf arasında çıkan anlaşmazlıklar kimi zaman taşlı, sopalı bazen de silahlı kavgaya neden oldu. En son yaşanan hadise ise davalı olan fıstık bahçesinde çok sayıda fıstık ağacının dallarının kimliği belirsiz kişilerce kırılması olayı oldu.
Yaşanan hadise ile ilgili İLKHA olarak her iki tarafla da görüşüp bilgi aldık.
"O fıstıkların yarısı benim ve senedim var ve biz oraya ortağız"
Kırılan fıstık ağaçları konusunda konuşan Abdulkadir Demir, “Senetli malımı kalkıp heba edecek kadar enayi değilim. Ağaçlar 30 yaşında yazıktır. Ağaçları kıranlar hakkında ben de savcılığa suç duyurusunda bulundum. Akhan, fıstık ağaçlarını Demir ailesinin kırdığını söylüyor. O fıstıkların yarısı benim ve senedim var ve biz oraya ortağız. O araziler hakkında dava açtım. Akhan davayı kazanmak için ağaçların dallarını kırdırıyor ve bunu da bizim üzerimize iftira olarak atıyor. Ben kırsaydım 50 yıldır bu köydeyiz bir dalını bile alamazdın neden kalkıp bugün ağaçların dallarını kırayım. Özellikle benim hak ettiğim tarlada ağaçlar kırılmış, neden yan arazideki ağaçlara bir zarar gelmemiş?” dedi.
Demir ”Araya koymadığımız adam kalmadı ama her nedense köy sahibi olduğunu iddia eden Akhan bir türlü topluluğa gelip konuşmuyor. Birecik’in kanaat önderlerinden olan Mahmut Mirkelam da İstanbul'da onla görüşmeye gittiğinde ben cemaate gelmem demiş.” diye konuştu.
“Ağaç kırımı olmadan önce Abdulkadir Demir aracımın önünü keserek beni tehdit etti”
İstanbul’da kaldığı için kendisine telefonla ulaşabildiğimiz Hüsnü Alper Akhan ise şöyle konuştu: “Ağaç kırımı olmadan önce Abdulkadir Demir, aracımın önünü keserek çok kötü olaylar olacak, işler çığırından çıkacak diye beni tehdit etti. Ben de gidin elinizden geleni ardınıza koymayın dedim. O da ‘benden günah gitti’ dedi. Bunun üzerine 2 gün sonra bin ağacımı kırdılar. Beni sindirerek, gözdağı vererek, malımı zapt etmek istiyorlar. Benim 8 bin dönüm tapulu arazim var. Eğer onlar avukat burada usulsüzlük yaptı diyorlarsa gitsinler mahkemeye versinler. Kardeşleri Ahmet Demir bekçi olarak 15 yıldır benim yanımda çalışıyordu. ‘Kardeşlerim tarafından sıkıştırılıyorum bu işi bırakıp köyden ayrılacağım’ dedi. Bu kardeşleri 2 yıl önce fıstık toplarken bana ‘Allah senin yardımcın olsun senin malına çökecekler’ dedi. Tapulu arazimi pazarlık konusu yapmam. Araya girenlere bunu söyledim. Tarlanın öyle bir yerinde ağaçları kırmışlar ki görülmesi çok zor 15-20 kişi girip yarım saatte ağaçları mahvetmişler.” (Osman Gülebak, Bahattin Coşkunkan - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.