Elazığ’da İHYA Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yeni İHYA DER) ‘Şubat Ayı Şehadet Gecesi’ programıyla İslam şehitlerini andı.

Programa Elazığlılar yoğun ilgi gösterirken programa HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin ve HÜDA PAR Genel sekreteri Mehmet Yavuz da katıldı.

Programa konuşmacı olarak Araştırmacı Yazar Özkan Yaman katıldı.

Mikail Bahçeci Hoca’nın Kur’an tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan  Yeni İhya Der Başkanı Mustafa Yılmaz; “Şubat ayı hak yolda verilen sayısız şehitlerden dolayı ‘Şehadet Ayı’ olarak nitelendirilmiştir. Hasan El Benna, İskipli Atıf Hoca, Metin Yüksel, Molla Zeki Atak ve Malkom X bunlardan sadece birkaçı. Onların sevdası şiirlere sığmaz, onların aşkına dağlar dayanmaz. Dil tutulur, yürek titrer, çünkü şehadet anlatılmaz yaşanır. Rabbim şehadetlerini kabul etsin. Şehitlik makamını düşündükçe onların adına sevinmemek elde değil. Bugün aslında bir hüzün gecesi değil, bir mutluluk gecesidir. Onlar Peygamberlerden sonraki en güzel makama yani şehitlik makamına erişmişlerdir. Çünkü onlar canlarını Allah’a satmanın karşılığında çok güzel bir ticaret yaptılar. Ticaretin en kârlısına imza attılar. Şehadet en büyük aşk, şehit ise en büyük aşıktır.” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Yazar Özkan Yaman ise yaptığı konuşmada, “Şehadetten bahsetmek öyle kolay değil,  çünkü şehadet Allah’a giden yolun yani imanın Sidretül Münteha’sıdır. Çünkü şehadet secdelerin Kab-ı Kavseyni’dir, Çünkü şehadet, şu faninin Rabbine vuslatı, aşkıdır. Biz   şu beden makamında iken nasıl muhabetullah makamından, aşk makamından kolay bahsedebilir miyiz, zordur. Şehadeti belki bir gün Allah nasip ederse, onların yanına kavuştuğumuz zaman, en güzel kendilerinden dinleyebiliriz. Şehadetten bahsetmek kolay değil, çünkü biz, şehadetten bahsederken Hz. Hüseyin’den bahsetmiş oluyoruz. Veya şehitlerin şahı serdarı Hz. Hamza’dan bahsediyoruz.  Kolay değil, bakın şehadeti anlatırken mesela şubat şehitlerinden merhum İskipli Atıf’ın o geceki sözünü söylemiş oluyoruz. Hani savunma yazmaktadır,  sabah mahkemede bu savunmasını okuyacaktır. O arada uyuklar, hafif bir uyku ve rüyasında Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa’yı görür. Dedi ki; ‘Ey Atıf! Biz burada seni bekliyoruz, sen neyle meşgulsün.’ Ve o anda rüyasında lebbeyk Ya Rasulallah der uyanır. Ve uyandığında o mektubu yırtar, hâlbuki yanındaki bulunan Haydar Efendi adındaki alim zat ona derki, ‘Ben hocamdan hatırlıyorum. Böyle zor zamanlarda kırk bir tane Fetih suresi okursanız, Allah’ın nusreti size yetişir kurtulursunuz. Ben kırk bir tane okudum hocam sende oku.’ Atıf Hoca diyor ki, ‘Hayır inşallah ben o fethin müjdecisi olacağım okumaya gerek yok. O fethi ben darağacında okuyacağım inşallah.’ dedi” şeklinde konuştu.

“Biz şehadetten bahsederken dedik ya o âlimlerimizin vuslat anından bahsediyoruz.” Diyen Özkan Hoca konuşmasına şöyle devam etti:

“Şeyh Sait Efendi’den ve kırk altı arkadaşından yani şu coğrafyanın şu Kürdistan bölgesinin incilerinden, hazinelerinden, deryalarından, âlimlerinden ayrılmanın hüznünden bahsediyoruz, öyle kolay değil. İnanın biz şu an bir şeylere ermişsek, başımız dik geziyorsak, inanın bu şehitler sayesindedir.  Şu an elimde mikrofon karşısında bir şeyler anlatabiliyorsak, bu şehitlerin canlarını Allah yolunda vermeleri sayesindedir.  Onlara çok büyük bir vefa borcumuz var. Zulmün ayyuka çıktığı anda katliamların, zulümlerin hiç ara vermediği bir anda kıyamet kopmuyorsa, Allah-u Teâlâ bu dünyayı helak etmiyorsa, başımıza geçirmiyorsa, o şehitler sayesindedir.” İfadelerini kullandı. Program Harun Ayaş Hoca’nın yaptığı dua ile sona erdi.

İLKHA