Yılmaz,"Halkımız, Komünizm ve Sosyalizm hâkim olsun diye ölmedi"
Partilerini ziyaret eden medya mensuplarına açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Hüseyin Yılmaz, bu halkın, çocuklarını Komünizm ve Sosyalizm' in hâkim olması için ölüme göndermediğini ifade etti.
DİYARBAKIR- Medya temsilcilerinden oluşan bir grup gazeteci Hür Dava Partisi İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Gazetecileri, HÜDA PAR Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Hüseyin Yılmaz ve Bağlar Belediye Başkan Adayı Vedat Turgut karşıladı.
Ziyaret sırasında, Eko IQ Şehircilik Dergisi Yazarı Sibel Bulay, Danimarkalı gazeteci Matiash Findale, İnsan Hakları Örgütü Aktivisti Natan Schkon, T24 Haber sitesi yazarı Hasan Aksay ve T24 İngilizce Servisi Yazarı Nuah Blaser’den oluşan gazeteci heyeti HÜDA PAR Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı M. Hüseyin Yılmaz’a bir takım sorular yöneltti.
Gazetecilere birtakım açıklamada bulunan Yılmaz özellikle anketörlerin halka yönelttiği sorularda parti olarak sadece AKP ve BDP’yi sormalarını eleştirdi.
“Hür Dava Partisi adaylarında kimse kusur bulamaz”
Kendileri de parti olarak anketler yaptıklarını ifade eden Yılmaz, “Bizim sorduklarımıza göre bazı ilçe ve mahallelerdeki anketlerimizde, bazen bizim bazen de BDP’nin sayısı fazla çıkıyor. AKP bizim yaptığımız anketlerde 3. sırada yer alıyor. Bizim rakibimiz adaylar değil. AKP açısından baktığımızda rakibimiz Başbakan Erdoğan’dır. AKP’ye oy veren insanların, şu ana kadar AKP’ye Başbakan Erdoğan için oy verdiklerini söylüyorlar. İnsanlar, Başbakan’ın güzel hizmet yaptıklarını belirtti. Galip Ensarioğlu’nun çok iyi biri olduğunu, ihaleye fesat karıştırmayacağını kimse söylemiyor. Başbakan ile Gülen grubu arasında yaşanan gerginlik bizim aleyhimize oldu. Çünkü insanlar, ‘Başbakan mağdurdur, onu desteklemek lazım’ diyorlar. BDP açısından da adaylar rakibimiz değildir. Adayların dürüstlüğünü ya da adayların hizmet yapacaklarını söylemiyor. BDP olaya ideolojik olarak yaklaşıyor, argümanlarını Öcalan’ın üzerine kurdukları için bizim rakibimiz Öcalan’dır. Hür Dava Partisi olarak kimse bizim adaylarımızda kusur bulamıyor. Benim adaylığım ilan edildiğinde BDP ve basın medyası bende bir kusur bulamadılar. Bunu da sadece basında işleyebildiler. Bu da şahsımız ve kişiliğimizle alakalı veya sosyal yaşantımızla alakalı bir kusur bulamıyorlar. Diğer adaylarımız için de bir kusur bulamıyorlar. Buldukları tek kusur, bir dönem Hizbullah’ın avukatlığını yapmış olmamdır. Mesleğimden dolayı bunu söylüyorlar. Ama alıp Ensarioğlu’nun çarşaf çarşaf geçmişe yönelik ihaleler ve diğer yolsuzluklarını basında ve çevrede işliyorlar” diye konuştu.
“PKK’lılar, insanları bize oy vermesinler diye tehdit ediyor”
“İnsanların, seçimi kazanmak amaçlı kullandıkları için siyasette dürüstlük kalmadı” diye konuşan Yılmaz, “Dürüst olmayan insanlar siyaset yaptıkları zaman, çalıp çırptılar ve yolsuzluk yaptılar. Bunun sonucunda ortada adalet kalmadı. Seçim çalışması kapsamında köy ziyaretlerimde, köylüler bana ‘falan parti geldi ve onlara oy vermemiz karşılığında bize su getireceklerini ve bize çeşitli hizmetlerde bulunacaklarını söylediler.’ Şeklinde sözler söylediler. Böyle söz verip de sözünü tutmayan ve dürüst olmayan insanlar başa geldiğinde nasıl dürüst davranacak? Nasıl adalet ile hükmedecek? Bunlar zaten, ben taraf tutuyorum bana oy vermeyene hizmet etmem diyor. Eli silahlı PKK’lılar 1 hafta önce silahlı olarak Hani’nin bir köyüne gidiliyorlar ve eğer siz HÜDA PAR’a oy verirseniz köyü başınıza yıkarız diyorlar. Açık bir ifadeyle, vatandaşın düşüncesine ipotek konuluyor. Seçimler bu ortamlarda geçiyor. AKP devlet gücünü PKK ise örgüt gücünü kullanarak sandık hilesi yapıyor. Bu nedenle vatandaş, özgür iradesiyle seçimini yapamıyor. Halktan bize gelen büyük bir teveccüh ve beklenti var. Halk dürüst insanlara hasret kalmışlar. Böyle bir atmosferde seçime giriyoruz. Buna rağmen umutluyuz. İnşallah 30 Mart seçimlerinde HÜDA PAR’ın büyük bir sürpriz yapacağını söylüyoruz. Bizi anketlerde ve sandıklarda yok gösterenlere büyük bir sürpriz olacak. Biz kendimizi seçimi kazanmaya hedeflemişiz” dedi.
“Din, dil ırk fark etmeksizin herkesin özgürce yaşam hakkı vardır”
Belçika’ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini ve orada uygulanan bazı sistemleri beğendiğini ifade eden Yılmaz “Belçika’yı gördüm. Üç resmi din hâkim. Müslüman, Hristiyan ve Yahudilik. Dil olarak da Flamanca, Fransızca ve Almanca vardı. Ne ülke bölündü ne de ülke karıştı. Bizde HÜDA PAR olarak diyoruz ki bu ülkenin asli kurucularından biri de Kürtlerdir. Cumhuriyeti beraber kurdular. Kurtuluş savaşını beraber verdiler. Ortaklardan biri diğerini kazıkladı, diğerine ihanet etti. Ondan sonra sömürdüğü insanları işçi olarak çalıştırıyorlar. Bir Türk nasıl ki hangi haklara sahip ise bir Kürt de aynı haklara sahip olmalıdır. Biz Kürdüz, Kürtlüğü kendimiz istemedik. Allah’ın bize verdiği bir ırk ve bu da baş göz üstüne… Kim olursa olsun herkesin kendine göre yaşama hakkı vardır. Din, dil ırk fark etmeksizin herkesin özgürce yaşam hakkı vardır ve biz buna saygı duyuyoruz. Biz kimliklere ne kadar özgürlük diyorsak, dinlere de özgürlük diyoruz. Devlet yasalarında hazırlarken bütün etnik kimliklerin haklarını gözeterek hazırlanmasını istiyoruz. Laik bir ülkede Diyanet teşkilatı olmaz. Devlet dini kendi kontrolü altında tutamaz tarih boyunca hutbelerde Atatürk anlatılırdı, onlara dua edilirdi devletin katliamını örtbas ettiler devlettir ne yaparsa yapsın dediler” diye konuştu.
“Halkımız, Komünizm ve Sosyalizm hâkim olsun diye çocuklarını ölüme göndermedi”
Bu halkın, Komünizm ve Sosyalizm hâkim olsun diye çocuklarını ölüme göndermediğini söyleyen Yılmaz, “Bizim Türk soluyla beraber marjinal gruplarla beraber ortak bir mücadele vermek için ölmedik. Şuan bu insanlar PKK ile aralarına mesafe koyuyorlar. Yani halkta bir şey var. Şuana kadar PKK/BDP çizgisine parti olarak oy verenler, Kürt sorununu sahiplendiği için oy verenler gidip kendileriyle konuşup durumu izah ettiğimiz zaman, HÜDA PAR’a geçtiğine şahit oluyoruz. Gelişmelerden dolayı rahatsız olanlar daha önce Ak Parti’ye oy verenler, HÜDA PAR’a geçiyorlar. Biz kitlemizi özgür iradelerini ortaya koymaları notasında serbest bırakmıştık. Bunlar da çoğunlukla Ak Parti’ye oy veriyorlardı. Bir kısmı da sandığa gitmiyordu. Az bir kısmı da BDP’ye oy veriyordu. Onlar zaten geri geldiler. Güçlü olduğumuz iller, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Van… BDP’nin halkın üzerindeki sandık baskısını kırabilirsek Cizre de bile umutluyuz. Urfa’ da BDP’nin iddialı olma sebebi Ak Parti Urfa adayının yerli olmaması. Halk tarafından tanınmamasıdır. Ama Osman Baydemir de yabancıdır. Kendisi 10 Yıllık tecrübemle geliyorum diyor. Söz verdiği projelerin hepsi Diyarbakır’a geldiği zaman vaat ettiği projelerin aynısı. Vadettiklerini Diyarbakır’a neden yapmadın? Kim elini kolunu bağladı senin. Şu kadar metre kare yeşil alan yaptık diyorlar. Bu yeşil alanları halk için mi yaptınız yoksa yandaş için mi yaptınız. Uzak değil hemen yanı başımızda göletli park (bağlar parkı) diye bir park var. Parkın içerisinde 5 tane işletme var. Küçücük bir alan 5 tane kafe yapılmış. Hatta bazılarını 49 yıllığına kiralık vermişler. Cafeler, restoranlar var ama umumi tuvalet yoktur. Mescid yoktur. Tuvalet ihtiyacı olanlar illaki kafeye gitmek zorunda. Hizmet bu değil. Hizmet vatandaşa olur yandaşa olmaz” dedi.
Başa geldikleri takdirde yandaşlık kavramını kaldıracaklarını ve hortumları keseceklerini belirten Yılmaz, “Halkımızdan alınanı daha sonra hizmet olarak geri döndüreceğiz. Bunları yaparken de sosyal, bireyi ve insani merkeze alacağız. Biz hırsızlığın, uyuşturuculuğun, fuhuşun olmadığını ve yaşanır bir şehir olmasını istiyoruz. Bir bayan gece yarısı tek başına korkmadan evinden çıkıp istediği yere gidebilecek. İnsanlar kapıları açık evlerin de korkmadan yatabilecek. Bunlar zor olan bir şeyler değildir” diye ifade etti. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.